Davalı işyerinde operatör olarak çalışan davacının iş sözleşmesi 10.09.2021 tarihli fesih bildirimi ile, işverenliğe ulaşan hiçbir sendikal örgütlenme, yetki süreci ve toplu iş sözleşmesi görüşme süreci olmadığı halde 09.09.2021 tarihinde saat 24:00 dan 08:00'a kadar topluca işin bırakılması şeklinde gerçekleşen kanun dışı grev olarak nitelendirilen fiili gerçekleştirdiği, insan kaynakları müdürü tarafından birkaç defa işinin başına dönmesi bildirildiği halde kanun dışı grev uygulamasında ısrar ettiği, ilgili fiili sekiz saat boyunca sürdürdüğü belirtilerek 4857 Sayılı Kanunun 25/II-e ve 6356 Sayılı Kanunun 70/1. maddeleri gereğince feshedilmiştir. Davacı 04.09.2021 tarihinde Birleşik Metal İş Sendikasına üye olmuştur. Birleşik Metal İş Sendikasının başvurusu üzerine, davalı işyerinde 06.09.2021 tarihi itibari ile çoğunluğu sağladığı tespit edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davanın kabulü ile davalı Sendikanın Yetkisinin Düştüğünün ve bu nedenle grevin kanun dışı olduğunun tespitine, karar verilmiştir....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacının yaptığı eylemin kanun dışı grev kapsamında olduğunu, davacı ve arkadaşlarının topluca çalışmamak suretiyle işi durdurduklarını, oysa grev için aranan şartların gerçekleşmediğini, kanun dışı yapılan grev sonucu iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, ayrıca davacının kanun dışı greve katılmakla kalmadığını, aynı zamanda grevin yapılmasını ve devamını da sağladığını savunarak haksız ve yersiz açılan davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, iş sözleşmesinin işverence geçerli neden bulunmaksızın feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davalı işverence feshin geçerli sebebe dayandığı ispatlanmadığından mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiş olması dosya içeriğine uygun olup, davalı temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
dışı grev başlığı altındaki kısmın kanun dışı grev tanımlaması açısından fazlasıyla somut bulunarak değerlendirmeye tabi tutulduğunu, mahkemenin bazen somut bazen soyut yaklaşarak delillerden sonucu gitmek yerine sonuçtan delile gitmesinin kabul edilemez olduğunu, iş bırakma, iş durdurma olarak değerlendirilmeyen eylemlerin aynı hükmün 8.sayfasının son paragrafında iş bırakma, iş durdurma eylemi olarak kabul edildiğini, dinlenen davalı tanık beyanlarının iş akdinin haklı fesih sebepleri arasında yer almasına rağmen gerekçeli kararda irdelenmeyip haklı fesih sebebi olup olmadıklarının değerlendirilmediğini, kanun dışı grev tanımı, değerlendirilmesi ve yorumlanması noktasında da çelişkili ve tutarsızlıklarla dolu sonuca ulaşıldığını, davalının Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapmış olduğu suç duyurusu sonucundaki soruşturmanın bekletici mesele yapılmamasının gerekçesinin de hukuki olmadığını, davacının iş akdini işyerini izinsiz terk ettiği gün feshedilmiş olmasının kanun dışı eylemin şartları...
Öte yandan,davacının hizmet aktinin feshine neden olarak gösterilen eylem "toplu eyleme teşvik ve işi boykot fiili", Anayasanın 54/7.maddesinde yasaklandığı gibi, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun 25/3 maddesinde tanımlanan Kanun dışı grevin yaptırımlarına tabi olup, anılan Yasanın 45/1.maddesine göre işverene, feshin ihbarına gerek olmadan ve herhangi bir tazminat ödemeye mecbur bulunmaksızın, feshi yetkisi vermektedir. Bu durumda mahkemenin "demokratik hakkın kullanımı" gerekçesi ile kanun dışı grev oluşturan kısa süreli de olsa iş bırakma eylemini, memur eylemlerine gösterilen hoşgörüyü esas alarak kanunen korunmaya layık bir eylem olarak nitelendirmesi, usul ve yasaya aykırıdır.Bozma nedenidir....
Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine davacı Sendika tarafından 24/05/2017 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilen grevin ertelenmesi amacıyla dava konusu Bakanlar kurulu kararının yürürlüğe konulduğu, Yargılama devam etmekte iken, davacı Sendika ile Türkiye Cam, Çimento ve Toprak Sanayi İşverenleri Sendikası arasında yapılan görüşmeler neticesinde tarafların Yüksek Hakem Kuruluna başvurmadan toplu iş sözleşmesi imzaladığı, Dava konusu Bakanlar Kurulu kararının konusunu oluşturan grevin ertelenmesine ilişkin uyuşmazlığın toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin taraflarının anlaşması ile ortadan kalktığı, bu nedenle davanın konusuz kaldığı, Gerekçeleriyle karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 2009/35501 esas – 2010/34679 karar sayılı onama kararı ile kesinleştiği, davacının kesinleşen mahkeme kararı gereğince süresi içerisinde işverene işe başlatılmak için başvuruda bulunduğu, davalının söz konusu talebi kabul ettiği, ancak iş sözleşmesinin grevin sona ermesine kadar askıda olduğunu bildirmesi üzerine, davacının grev uygulamasına devam etmeyeceğini işverene bildirmesi ve işyerine gitmesine rağmen, işveren tarafından, grev bittikten sonra işe başlayabileceği söylenerek işe başlatılmadığı tartışmasızdır. Dosya içerisinde bulunan Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın 10.07.2013 tarihli cevabi yazısından, davalı işyerinde grevin 13.02.2009 tarihinde başladığı ve halen devam ettiği anlaşılmakla, 2822 sayılı Kanun'un 38/3. maddesi gereğince, davalı işverenin grev devam ettiğinden bahisle, grevden vazgeçse bile davacıyı çalıştırmama hakkı bulunduğundan, davacının işe başlatılmadığından bahsetmek mümkün değildir....
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi....
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
yapılan bir grevin kanun dışı olup olmadığının tespitinin de istenmediğini, somut olayda işçilik alacaklarına ilişkin olarak miktar yönünden bir tespit yapılmaması, müfettiş raporunun maddi vakıa tespiti ve ileride açılacak eda davasında dayanılabilecek delil niteliğinde olması dikkate alındığında ilk derece mahkemesince verilen ret kararının yerinde olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun düzeltilmiş gerekçe ile 6100 sayılı Kanun'un 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar verilmiştir....