Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat türüdür. Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup , taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir . Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza isabet eden hattın 1982 yılında tesis edildiğini, 1983 yılı öncesi olan ve kamulaştırmasız el atma bedel ve tespit ve tescil vb davaların hepsinde uzlaşma başvurusunun dava şartı olduğunu, ecrimisil talebinin zaman aşımından reddinin gerektiğini, dava konusu olayda tazminatı gerektirecek kötüniyet veya haksız işgal durumunun söz konusu olmadığını, Elektrik enerjisine duyulan ihtiyaç ile kamunun üstün nitelikte bir yararı bulunduğunu, dava konusu hattın yapım tarihinin 4721 sayılı TM'nin yürürlüğe girmesinden önce olduğu için o dönem yürürlükte olan Mülga 743 sayılı MK'nin 653. maddesinin son fıkrasına göre idare lehine taşınmaz üzerinde irtifak hakkının kurulmuş sayılacağını, bu durumda kazanılmış hak (irtifak hakkı) doğmuş olup, müdahalenin men'i ve kal istenemeyeceğini, haksız işgal tazminatı talebine bağlı olarak açılacak ecrimisil davalarının 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir...
Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma ve eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1- 120- 96 sayılı kararı) Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir....
HGK'nın 19.09.2019 tarih, 2017/1- 1273 Esas ve 2019/911 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, kamulaştırmasız elatma nedeniyle taşınmaz mal malikinin, idarenin bu fiili durumuna razı olup bedeli mukabilinde taşınmazın mülkiyetini idareye devretme iradesini ortaya koyduğu, eş söyleyişle kamulaştırmasız el koyma karşılığının tahsili talebiyle dava açtığı tarihe kadar idarenin taşınmaza elatması haksız fiil niteliğindedir. Sonuç olarak kamulaştırmasız elatma nedeniyle mal sahibi, taşınmazın dava tarihindeki değerini isteyebileceği gibi, ecrimisil de isteyebilir. Ancak kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davasından sonraki dönem için ecrimisil istenemeyeceği kuşkusuzdur....
Öte yandan; Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
-TL ecrimisil istemişlerdir.Davalı, davacılar tarafından 6.11.2008 tarihinde kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davası açıldığını, davacıların geriye doğru 5 yıllık ecrimisil isteme haklarının bulunmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar 3. Hukuk Dairesince;" Kamulaştırmasız elatma nedeniyle açılan tazminat davasının dava tarihine kadar ecrimisil istenebileceği" gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .....................'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....
Bu nedenle, bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden dava konusu 419 ada 257 parsel sayılı 103 m2 miktarında arsa vasıflı taşınmazın davacılardan bir kısmının murisi adına ve diğer davacı adına 1/2 hisseli olarak tescilli olduğu, eldeki dava ile aynı tarihte Mudanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/304 Esas sayılı dosyasıyla kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat davası açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm tesis etmeye elverişli değildir. Şöyle ki, dosya kapsamına göre davaya konu taşınmaza müdahalenin ne zaman başladığı belirlenememektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/250 Esas ve 2008/454 Esas sayılı dosyaları ile açılan tazminat davaları sonucunda davacılar lehine tazminata hükmedildiğini, söz konusu 2008/250 ve 2008/454 Esas sayılı dosyalarda sehven dava tarihinden itibaren faiz istenilmediğini, ilk açılan davaların dava tarihinden itibaren her bir davacının davalı idareden alacağına kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz uygulanarak ödenmesini ve davalının haksız işgali nedeniyle yıllardır davacıların sahibi bulundukları taşınmazlardan yararlanamadıkları kısım için geriye dönük 5 yıllık ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacılar vekili 24.05.2011 tarihli celsede faiz talebinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir. Davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü vekili, davacıların kamulaştırmasız elatma dosyalarında faiz ve ecrimisil taleplerinin olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ilk hükümle, davacı Hacı ...'...