Dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi kabulü ile ilçe tarım verileri nazara alınarak hesaplama yapılmasında, davanın niteliğine göre hesaplanan tazminat bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine ,davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kapitalizasyon faiz oranının yerleşik yargıtay içtihatlarına göre uygun alındığı, objektif değer artışının yerinde olduğu ve davalının husumete yönelik itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekili tarafından ecrimisil tazminatı yönünden istinaf talebinde bulunmuş ise de, (talep edilen ve) kabul edilen ecrimisil miktarı, ilk derece mahkemesinin kesinlik sınırı altında kaldığından, davalı vekilinin ecri misil tazminatı yönündeki istinaf talebinin HMK'nun 341/2 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....
Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanununda açıkça söz edilmeyen “ecrimisil” deyimi, Eski Hukuktan gelen bir alışkanlıkla uygulamada, haksız zilyedin ödemesi gereken kullanma (veya işgal) tazminatı anlamında kullanılmaktadır. 8.3.1950 gün ve 22/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “Başkasının gayrimenkulünü haksız olarak zaptedip kullanmış olan kötü niyetli kimsenin o gayrimenkulü elinde tutmuş olmasından doğan zararları ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereleri tazminle mükellef olup, bir zarara uğramamış olan malik veya zilyede ecrimisil adı veya başka bir ad altında herhangi bir tazminat vermekle mükellef olmadığı” sonucuna varılmıştır. 4.6.1958 gün ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile de ecrimisil, tazminat olarak nitelendirilmiş, kararın gerekçesinin V inci bendinde “işgal tazminatı davalarının hususi bir şekli olan ecrimisil davalarının Türk Kanunu Medenisinin 908. maddesine (TMK md.995) dayanan bir tazminat davası olduğu belirtilmiştir...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini, hükme esas rapordaki verilerin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın zorunlu toplulaştırma alanı içersinde yer aldığını ve toplulaştırma işleminin bekletici mesele yapılması gerektiğini, faizin başlangıç tarihinin ve vekalet ücretinin hatalı belirlendiğini beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası davaya konu taşınmaza kamulaştırmasız olarak el atılmasından kaynaklanan tazminat, ecri misil ve değer düşüklüğü bedelinin tazmini davasıdır. Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında, Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır. Kamulaştırmasız el atma talebinde bulunabilmek için idarenin taşınmaza hukuken veya fiilen el atması ve sahibinin tasarrufunu engellemesi gerekir....
Esas sayılı dava ile birleştirilen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecrimisil talepli davalarda, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebinin konusuz kaldığından reddine, ecrimisil talebinin kabulüne karar verildiği, bu durumda davacının yer aldığı, 09.02.2009 tarihinde açılan davalar yönünden anılan tarihten ödemenin yapıldığı ....03.2011 tarihine kadar davacının yeniden ecrimisil talep etme hakkının doğduğu, taşınmazların gazino, restoran, çay bahçesi, halı saha, otopark işleri için kullanılabileceği, lakin el atma nedeniyle anılan şekillerde değerlendirilemediği ve zarar meydana geldiği, bu zararın da 28.408,... TL haksız işgal tazminatı gerektirdiği anlaşılmakla....'' gerekçesi ile davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere kanuni gerektirice sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Bu nedenle, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler....
HÜKÜM/: 1- Davalı vekilinin ecrimisil tazminatı yönünden istinaf başvurusunun HMK' nın 352 ve 355 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2- Davalı vekilinin kamulaştırmasız el atma tazminatı yönünden istinaf başvurusunun HMK' nın 353/1- b-1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 3- Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve istinaf karar harcının hazineye irat kaydına, 4- İstinaf yargılama giderinin davalı taraf üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kamulaştırmasız el atma tazminatı ve ecrimisil tazminatı yönünden her bir davacıya düşen miktar itibariyle HMK 362/1- a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....
Belirtmek gerekir ki gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle en azı, kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI (ECRİMİSİL) Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava, kamulaştırmasız elatma sebebiyle ecrimisil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 5. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, ecrimisil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE TAZMİNAT VE ECRİMİSİL -KARAR- Dava, kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 5.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 16.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....