ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2021/152 ESAS - 2022/105 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : DAVA DİLEKÇESİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; mülkiyeti Maliye Hazinesi'ne ait olan Samsun İli 19 Mayıs İlçesi Düzköy Mh 121 ada 193 sayılı parsel üzerinde bulunan 50 adet fındık ve 20 adet kiraz ağacının davacı tarafından dikilip yetiştirildiğini, nitekim bu hususta Bafra 2. Asliye Hukuk Mh'nin 2018/183 E ve 2020/341 K sayılı kesinleşmiş ilamı bulunduğunu, taşınmazın ve üzerindeki muhdesatın davalı idarece kamulaştırıldığını, ancak davacının diktiği ağaç bedellerinin davacıya ödenmediğini belirtip fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak sureti ile taşınmaz üzerindeki davacı tarafından dikilen ağaçların bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Bafra 3....
(yenilemeden önce 2009/6237 E. ) sayılı icra takibinde asıl alacak yönünden takip tarihine kadar işlemiş olan faiz tutarı ile takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranının eksik talep edilmesinden kaynaklanan toplam alacağın talep edildiği şerhinin yazıldığı anlaşılmaktadır. İcra takibine konu kamulaştırma bedelinin artırılmasına ilişkin ilam takip tarihinden önce kesinleştiğine göre alacaklı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 46/son maddesi hükmüne göre bakiye faiz alacağını ancak yeni bir takiple isteyebilir. Yukarıda açıklanan kural gereğince, alacaklı açıkça feragat etmediği sürece zamanaşımı süresi içinde tahsilde tekerrür olmamak üzere ilama dayalı eksik kalan asıl ve faiz alacağını ayrı bir takip yaparak talep edebileceğinden, alacaklının ayrı bir takip yapmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığından mükerrer takip değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kamulaştırma bedelinin yüksek olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının en az %6 alınması gerektiğini, tarım verilerindeki değerlerin idare aleyhine uygulandığını, tescil hükmünün her türlü sınırlandırmadan ari olarak kurulmadığını, kendileri lehine vekalet ücreti verilmemesi ile kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanmasının isabetsiz olduğunu, taşınmazın eğimi ve diğer nitelikleri nedeniyle birinci sınıf değil ikinci sınıf tarım arazisi vasfında bulunduğunu, yapılan kamulaştırma sonucu kalan kısmın sulu arazi haline gelmesi nedeniyle değerinin artacağını, kendileri lehine tescil hükmü kurulmayıp talepleri olmadığı halde terkin hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir....
Maddesinden kaynaklanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir....
Dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; davacı tarafın dava dilekçesinde davalı tarafa teslim edilen 01.12.2016 tarihli 21.009,24 TL 'lik faturanın 7.650,00TL'sinin ödenmediğini, taraflar arasında taksitle ödeme yapılacağına ilişkin anlaşma olmadığını, itirazın iptalini talep ettiği, icra dosyasının yapılan incelemesinde takibin 01.12.2016 tarihli faturaya ilişkin olduğu, davalı tarafın ödeme emrine itiraz ettiği ancak faturaya ilişkin bir itirazının olmadığı, itirazın taksitle ödeme yaptığına ve faize ilişkin olduğu, davacı ve davalı tarafın BS-BA kayıtlarında faturaya ilişkin bildirimde bulunduğu, dosyada bilirkişiden rapor alındığı, faturaya ve fatura konusu malın alındığına ilişkin ihtilaf olmadığı, bu durumun BA ve BS kayıtları ile de tasdik edildiği, davalı tarafça faturadan kaynaklı borcun tamamının ödendiğinin ispat edilemediği, taksitle ödemen savunmasının davacı tarafça kabul edilmediği, alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle likit olduğu, davalının itirazında haksız olduğu...
Ancak; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesine 6459 sayılı Yasa'nın .... maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içinde sonuçlandırılamaması nedeniyle belirlenen kamulaştırma bedeline 09.08.2011 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiğinden, Kamulaştırma bedelinin ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının sonuna gelmek üzere (belirlenen kamulaştırma bedeline, 09.08.2011 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz uygulanmasına ) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08.....2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1)Tespit edilin kamulaştırma bedelinin hüküm fıkrasında açıkça gösterilmesi ve 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 9. fıkra olarak "Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitimi tarihinden itibaren kanuni faiz işletilir" hükmünün eklenmiş olduğu dikkate alınarak hükmedilen bedellere faiz işletilmesi, 2)Davacı idarenin harçtan muaf olduğu gözetilerek harca hükmedilmemesi, Gerektiğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a) Bedele ilişkin 1/b bendinin hükümden çıkartılmasına yerine (Kamulaştırma bedelinin 83.867,00-TL olarak tespitine, daha önce acele kamulaştırma nedeniyle davalıya ödenen 76.799,00-TL’nın mahsubu ile 3.375,00-TL'sine 09.06.2010 tarihinden ilk karar tarihi olan 21.07.2010 gününe, kalan 3.693,00-TL'sine ise 09.06.2010 tarihinden karar tarihi olan 07.05.2012 gününe kadar işlemiş yasal faiz ile davalıya ödenmesine...
Yapılan inceleme sonucu, dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olarak kabul edilip kapitalizasyon faiz oranının %4 uygulandığı, 2018 ilçe tarım verilerinin esas alınarak çilek, buğday ve yer fıstığı münavebe desenine göre kamulaştırmaya esas birim değerin 82,00 TL/m², kamulaştırma toplam bedelinin ise 130.473,48- TL olarak bedel tespiti yapıldığı, bu bedelin depo edilerek hüküm altına alındığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın istinaf sebepleri incelendiğinde; Kamulaştırma bedelinin ilçe tarım verilerine uygun olarak hesaplandığı tespit edilmiştir. Kamulaştırma Kanunu uyarınca yasada kamulaştırma davaları için öngörülen 4 aylık sürede davanın sonuçlandırılamamış olması sebebiyle faiz uygulanması ve kamulaştırma bedeline sınırlamaların yansıtılması yerindedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.09.2019 tarih ve 2018/308 Esas 2019/221 Karar sayılı dosyasında verilen karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin İli, Anamur İlçesi,akine Mahallesi 169 parsel sayılı kayıtlı bulunan taşınmazın müvekkil idare tarafından yapılan KKTC içme suyu temini ( Alaköprü Barajı ) projesi inşaatına isabet etmesi nedeniyle kamulaştırma kararı alındığını, iş bu dava ile tespit edilecek olan kamulaştırma bedelinin tespiti sırasında acele kamulaştırma davasında bankaya yatırılan paranın dikkate alınarak 4650 sayılı yasa ile değişik 2942 sayılı yasanın 10. maddesi uyarınca tescil kararı kesin olduğundan, işin önem ve aciliyeti nedeniyle dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile dava konusu taşınmazın Dsi T1 tesciline, ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini...
Şöyle ki; 1-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11.maddesinin (f) fıkrası gereğince arazilerde kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartları ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yöntemle net değerinin bulunması ve 11.maddede gösterilen bütün öğeler gözönünde tutularak maddenin 4.fıkrası uyarınca her öğenin kamulaştırma değerine etkisi ve katkısı, nedenleri, gerekçeleri ve oranları bulunarak kamulaştırma karşılığının tesbiti gerekir. Kural olarak arazinin değeri, net gelirin hesaplanarak bunun kapitalizasyon faizine bölünmesi ile tesbit edilir. Kapitalizasyon faiz oranı ise, araziye yatırılan birim sermayenin kullanma hakkıdır. Diğer bir deyimle kapitalizasyon faiz oranı, arazinin rantı ile satış değeri arasındaki orandır. Rant aynı kalmak koşuluyla kapitalizasyon faiz oranı düştükçe arazinin değeri yükselir. Faiz oranının hesaplanmasında çevredeki uygulamalardan örnek alınması gerekir....