Artırılan kamulaştırma bedeli için, bedel artırım davasında saklı tutulmasa bile Borçlar Kanunun 113. maddesi gereğince asıl borcun tamamı ödeninceye kadar veya ödenmeden önce faiz hakkının saklı tutulduğunun beyan edilmesi veya bu durumun halin icabından anlaşılması halinde her zaman ayrıca faiz istemine ilişkin dava açılabilir. Bu davalar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 14. madesindeki hak düşürücü süreye tabi değildir. Faiz alacağına ilişkin bu dava, asıl alacağın ödenmesinden önce açılmış olduğundan, davacının asıl alacağı alırken faiz alacağını saklı tutması da gerekmez. Bu nedenle işin esasına girilerek hüküm kurmak gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Köyünde bulunan, mülkiyeti Hazineye ait 2469 parsel sayılı taşınmazın, 4706 sayılı Yasanın 5. maddesi gereğince açılan ihale sonucunda, 60.000,00 YTL bedelle davacıya satıldığı, 3.12.2002 tarihli sözleşmenin 4. maddesine göre, satış bedelinin 15.000,00 YTL’lik kısmının peşin ödendiği, geriye kalan 45.000,00 YTL’lik kısmının ise dört eşit taksitle ödeneceğinin, taksitlerden birinin vadesinde ödenmemesi halinde kalan borcun tamamının muaccel hale geleceğinin ve ödenmeyen taksit tutarlarına reeskont faiz uygulanarak borcun tamamının tahsil edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmakta olup, davalı, ikinci taksit bedelinin ödenmemesi üzerine, borcun tamamı üzerinden, işlemiş ve işleyecek reeskont faiziyle birlikte takip başlatmış, davacı ise, alacağa uygulanacak faiz oranının yasa gereğince reeskont değil, yasal faiz olması gerektiğini belirterek, takip konusu alacağın yasal faize göre tespiti ve tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti, tespit edilen bedelin Kamulaştırma Kanunu'nun 3. ve 5366 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca taksitle ödenmesi ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte İstanbul 3....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti, tespit edilen bedelin Kamulaştırma Kanunu'nun 3. ve 5366 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca taksitle ödenmesi ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, bir kısım davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte İstanbul 3....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti, tespit edilen bedelin Kamulaştırma Kanununun 3. ve 5366 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca taksitle ödenmesi ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte İstanbul 3....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti, tespit edilen bedelin Kamulaştırma Kanununun 3. ve 5366 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca taksitle ödenmesi ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 5....
B..), bakanlık aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin artırılmasına ilişkin davada 17.622-YTL. kamulaştırma artırım bedelinin 25.11.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilerek hükmün 01.08.2003 tarihinde kesinleştiğini, oysa kararın kesinleşmesinden itibaren en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği halde 25.11.2001 tarihinden itibaren kamu alacaklarına ödenen yüksek faiz uygulanması nedeniyle fazla ödenen 11.482,88-YTL.nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafça davaya konu edilen ödemenin ödeme tarihindeki usul ve yasaya uygun olarak işlem yapılıp ödendiği, ödeme tarihi itibariyle haksız bir ödeme bulunmadığı, uygulamada daha sonra Yargıtay'ın ve ilgili dairesinin görüş değiştirmesinin daha önce karara bağlanmış ve sonuçlanmış olaylara uygulanmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı, temel ve hazırlık eğitimini tamamlamayan aday öğretmenlerin seanslarda görevlendirilmesi nedeniyle haksız 2014/26733-36739 olarak ödenen ücretin tahsili için davalı ... ve ... tarafından resen borç senedi/kefaletname imzalandığını, ancak borcun tamamen ödenmediğini ileri sürerek bakiye bedelin tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, haksız olarak ödenen ücretin davalılar ... ve ...'den tahsiline, dava konusu eylemlerin gerçekleştiği dönemde herhangi bir görevinin ve kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında bulunan davaya konu yersiz ders ücreti ödenmesinden doğan 51.598,56-TL borcun taksitle ödenmesine dair bila tarihli “Resen Borç Senedi/Kefaletname” başlıklı belgenin davalı ... tarafından “borçlu” sıfatıyla imzalandığı, belgenin İlçe Milli Eğitim Müdürü tarafından onaylandığı, böylece davalı ...'...
İcra Dairesi'ne gönderildiği, yetkili icra dairesi tarafından aynı içerikli ödeme emrinin 20.01.2011 tarihinde borçlu iş sahibine tebliğ edildiği, borçlu tarafından 25.01.2011 tarihinde verilen dilekçe ile takibe konu borcun 71.443,46 TL'lik kısmına takipten önce ödenmiş olması nedeniyle itiraz edildiği, aynı tarihte icra dairesi tarafından takibin 71.443,46 TL üzerinden ve faiz oranı bakımından durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Menfi tespit davası borcun ödenmesinden önce açılır. Borç ödendikten sonra menfi tespit davası açılmasında borçlunun hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit davası borcun ödenmesinden sonra açılamaz. Borç ödendikten sonra açılacak dava istirdat davası olup bu davanın da İİK'nın 72/VII. maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir....