Aşkın (munzam) zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarar olup bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Bu anlamda aşkın (munzam) zarar, temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğuna dair ilkelere bağlı bir zarar türü olarak kabul edilir (Uygur, Turgut: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Cilt I, 2012, s. 810). Aşkın (munzam) zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. 21. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. Bu para borcunun kaynağının, aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliği için herhangi bir önemi bulunmamaktadır....
Munzam zarar borcunun hukuki sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanamayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Alacaklı, borçlunun temerrüde düşmekte kusurlu olduğunu ispatla yükümlü değildir. Borçlu ancak temerrüdündeki kusursuzluğunu kanıtlama koşuluyla sorumluluktan kurtulabilir. Hemen belirtmek gerekir ki, munzam zarar davalarında alacaklı davacının ispat yükümlülüğü çok sıkı kurallara bağlanmamalı, genel ispat yöntemlerinde olduğu gibi her olayın kendi yapısı ve özelliği içinde değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Ülkemizde yıllardır yüksek oranda seyreden enflasyon nedeniyle paramızın değerinin çok düştüğü bir gerçektir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2022 NUMARASI : 2021/445 ESAS - 2022/458 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;davalı İdarece 1997 yılında kamulaştırılan İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Dursunköy Mahallesi 6 patfta 1425 parsel numaralı (yeni 130 ada 11 parsel) taşınmaza davalı idarenin ihtiyacının kalmaması, taşınmazı öylece işlemsiz bırakması, kamu yararına uygun kullanmaması, murislere geri alım hakkının kullandırılmayıp taşınmazı Maliye Hazinesine devretmesi, taşınmazın bu idarece de öylece işlemsiz bırakması en sonunda da uzun zaman sonra Maliye Hazinesi tarafından tekrar davalı idareye devredilmesi ve idarece de halen taşınmazın kullanılmayıp...
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, sözleşmeye konu su borularının geç teslim edildiği iddiasına bağlı olarak, çalıştırılmak üzere işe alınan işçilerin 1 ay fazla çalıştırıldığı ve yine bu işte kullanılmak üzere kiralanan iş makineleri için 1 ay fazladan kira parası ödendiği, işin geç teslim edilmiş olması sebebiyle ihale makamının yaptırım uyguladığı ve davacının tazminat ödediği, gecikmeye bağlı olarak başka ihalelere katılma fırsatlarının yitirildiği ve davacının kazanç kaybına uğradığı, ayrıca munzam zarar oluştuğu ileri sürülüp 10.000-TL tazminat talep edilmiştir....
e ait olup muvazaalı olarak yapılan tapu devri iptal edilmesine rağmen ilam infaz edilmeden taşınmazın kamulaştırılması ve kamulaştırma bedelinin muvazaalı devir edildiği kişiye ödendiği iddiası ile kısmi davada belirlenen bakiye munzam zarar alacağının davalılardan tahsili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 105 nci maddesi, 2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları, 3. Aynı uyuşmazlık hakkında Dairemizce verilen 19.11.2007 tarihli ve 2007/10507 E., 2007/17434 K., 16.02.2015 tarihli ve 2014/19019 E., 2015/2189 K. sayılı ilamlar. 3. Değerlendirme 1. Munzam zarar, para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bir zarardır....
Maddesinde munzam zarar düzenlenmiş olup buna göre ''Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.'' Munzam zarar davasında davacı, zararın varlığını ve miktarını; davalı ise, borcun geç ödenmesinde kusurunun olmadığını kanıtlayacaktır. Bu bağlamda zarardan anlaşılması lazım gelen; davacının bu paranın ödenmemesi sebebiyle mahrum kalınan kar ya da varsayılan gelir değildir. Bu zarar davacının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan somut olgular nedeniyle uğramış olduğu zarardır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2926 KARAR NO : 2022/829 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2019/227 ESAS, 2021/253 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün istinaf incelemesi talep edilmiş olmakla, dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosya incelendi. Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Dava konusu Çanakkale İli, Lapseki İlçesi, Güreci köyü 130 ada 16 parsel davalı idare mahkememizin 2017/310 D.İş....
Bunun yanında alacaklının temerrüt nedeniyle oluşan zararının temerrüt faiziyle karşılanamadığını iddia ederek bu aşkın zararını tazmin talebinde bulunabilmesi de imkan dahilindedir. Konuya ilişkin 6098 sayılı TBK'nun 122. Maddesine göre alacaklı borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan bir zarara uğramışsa borçlunun temerrüde düşmede kusuru bulunmadığını ispat etmesi hali dışında, bu aşkın zararın tazminini talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu durumda alacaklının aşkın veya munzam zararının talep edilebilmesinin şartı bu zararın temerrütten kaynaklanmasıdır. Somut olayda ise davacının uğradığını iddia ettiği munzam zarar davalı tarafın temerrütünden kaynaklanmamaktadır. Zira davalı taraf kendi alacağı için başlattığı ve aynı sözleşmeden kaynaklanan icra takibi ve itirazın iptali davasında alacağını USD cinsinden talep etmişken, aynı sözleşmeden kaynaklanan alacağını davacı tarafın Türk Lirası cinsinden talep ettiği görülmektedir....
Hukuk Dairesi'nin----- Esas ve ------ Karar).Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacıya ait ----- plakalı araç ile davalının ZMM sigortacısı olduğu ----plakalı aracın 08/09/2020 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle oluşan ve Sigorta Tahkim Komisyonu'nun 02/04/2021 -----başvuru tarihli ve sayılı ve 12/09/2021 - ----- Karar tarihli ve sayılı dosyasına konu olup, bu dosyada kesin hüküm ile tespit edilen alacağın davalı tarafından temerrüte düşülmesinden sonra ödenmesi nedeniyle davacının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122. maddesi hükümleri uyarınca açtığı aşkın zararın tazminine ilişkin tazminat davası olduğu, davacının aşkın zarar nedeniyle tazminat talebini sırf temerrütün gerçekleşmesinden sonra ödeme tarihine kadar olan müddette enflasyon oranının temerrüt faiz oranından fazla olması olgusuna dayandırdığı, talebin spekülatif olduğu, bunun dışında davalının temerrütü nedeniyle somut bir şekilde zarara uğrandığına dair herhangi bir iddia ileri sürülmediği, yukarıda...
Hukuk Dairesi'nin----- Esas ve ------ Karar).Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davacıya ait ----- plakalı araç ile davalının ZMM sigortacısı olduğu ----plakalı aracın 08/09/2020 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle oluşan ve Sigorta Tahkim Komisyonu'nun 02/04/2021 -----başvuru tarihli ve sayılı ve 12/09/2021 - ----- Karar tarihli ve sayılı dosyasına konu olup, bu dosyada kesin hüküm ile tespit edilen alacağın davalı tarafından temerrüte düşülmesinden sonra ödenmesi nedeniyle davacının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122. maddesi hükümleri uyarınca açtığı aşkın zararın tazminine ilişkin tazminat davası olduğu, davacının aşkın zarar nedeniyle tazminat talebini sırf temerrütün gerçekleşmesinden sonra ödeme tarihine kadar olan müddette enflasyon oranının temerrüt faiz oranından fazla olması olgusuna dayandırdığı, talebin spekülatif olduğu, bunun dışında davalının temerrütü nedeniyle somut bir şekilde zarara uğrandığına dair herhangi bir iddia ileri sürülmediği, yukarıda...