Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; izah edildiği üzere tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Dairemizce EÜAŞ'ye yazılan müzekkereye verilen cevapta dava konusu taşınmaza ait herhangi bir kamulaştırma veya acele kamulaştırma işleminin bulunmadığı bildirilmiştir....

Bu nedenle muhdesatların kamulaştırma sınırı içerisinde bulunup bulunmadığının tespiti bakımından ilgili kurumdan kamulaştırma krokisi getirilip, mahallinde bir Fen ve bir Ziraat bilirkişi refakatiyle keşif icra edilerek, kamulaştırma krokisinin taşınmaza çakıştırılması suretiyle davaya konu muhdesatların bulunduğu taşınmazın kamulaştırma sahası içerisinde bulunup bulunmadığının hiç bir tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ile kamulaştırma sınırı içerisinde bulunduğunun tespiti halinde tanık ve mahalli bilirkişilerin dinlenerek muhdesatın kim veya kimler tarafından meydana getirildiğinin açıklattırılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerektiğinden, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ İLE; HMK'nın 353/1- a-4'ncı maddesi gereğince Kahta 2....

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1852 esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, davacının muhdesat iddiası asılsız olduğunu, kullanım amacıyla yapılmış ise müvekkilinin bilgisi, izni ve rızası olmadan bir inşaat imalatı yapıldığını, davacı tarafın muhdesat iddiasını kabul etmediklerini, bu nedenle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Dava, Muhdesat Aidiyetinin Tespiti davasıdır. Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhtesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Dava dosyası incelendiğinde; taraflar arasında derdest olan Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1852 E....

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353. maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir....

    Diğer davalılara usulüne uygun tebligatlar yapılmasına rağmen bu davalılar duruşmalara katılmamışlar ve herhangi bir beyanda da bulunmamışlardır. Mahkemece, taraflar arasındaki harici satışın binayı da kapsadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından bozma istekli olarak temyiz edilmiştir. Bilindiği üzere ve kural olarak; muhdesatın aidiyetinin tespiti davaları hukuki yarar bulunması koşuluyla açılabileceği doktrinde ve Yargıtay uygulamasında kabul edilmektedir. Taraflar arasında görülen bir ortaklığın giderilmesi davasının varlığı yada taşınmazın veya üzerinde bulunan muhdesatın kamulaştırma işlemine tabi tutulması halinde de taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar hakkında mülkiyetin aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu benimsenmektedir. Hukuki yarar dava koşulu olup hukuki yarar bulunmaması halinde, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiği kuşkusuzdur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın aidiyetinin tespiti ... ve ...ve ...ile dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 09.04.2013 gün ve 279/117 sayılı hükmün ...'...

        Bölge Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak, 118 parselin tamamının mı, yoksa bir kısmının mı kamulaştırma alanı kapsamında kaldığının duraksamaya yer vermeksizin tespiti ile, parselin, kısmen kamulaştırma alanında kalması halinde, hangi kısmının kamulaştırma alanında kaldığının belirlenmesi ve belirlenen bu kısma göre dava konusu muhdesatların kamulaştırılan bu alan içinde olup olmadığının tespiti, aynı şekilde dava konusu edilen 301 parsel sayılı taşınmazın öncelikle tapu kayıtlarının celbi, akabinde kamulaştırma alanı kapsamında kalıp kalmadığının ilgili idareden araştırılması, oluşacak sonuca göre, hukuki yarar olgusunun saptanması, kabul kararı verilen 56 m2 yapının niteliğinin, kim tarafından, ne zaman, kimin nam ve hesabına yapıldığı hususlarındaki duraksamanın giderilmesi, davacı tarafa tanık listesinde belirtmiş olduğu diğer tanıkları dinletip dinletmeyeceği hususlarının sorulması, 18,00 m2 çardak ve bir adet demir bahçe kapısına ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmesi gerekirken...

          malik olmayan ancak üzerindeki muhdesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaştırma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açma hakkı tanındığını, dava konusu edilen taşınmaz hakkında Karayolları 18.Bölge Müdürlüğü tarafından Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/83 Esas numaralı dosyası üzerinden kamulaştırma bedel tespiti ve tescili davası açıldığını, bu sebeplerle dava konusu taşınmaz üzerine yapılan evin Fahrettin Aydemir mirasçıları ve T1 ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Kural olarak tapu kaydına dayalı bir hakkın bulunmaması halinde eda davası açılması gerekirken muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılması hukuken mümkün değildir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmünde, arazi üzerindeki mülkiyetin, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsayacağı, bu mülkiyetin kapsamına yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynakların da gireceği açıklandığından, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından sözedilemez....

            UYAP Entegrasyonu