HMK'nın 355.maddesine göre davalı idare vekilinin istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlar doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda; Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre, dava konusu taşınmaza Midyat Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/07/2016 tarih ve 2015/ Esas sayılı kararı ile acele el konulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, acele el koyma kararının verildiği tarihten itibaren kamulaştırma bedel tespiti davası açılması için makul süre olarak kabul edilen 6 aylık süre içerisinde idarece bedel tespit ve tescil davası açılmaması halinde, malikin kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası açma hakkı doğar. Somut uyuşmazlıkta, makul süre içerisinde davalı idare tarafından bedel tespit ve tescil davası açılmadığı gibi, idarece Kamulaştırma Kanunun 7. maddesi uyarınca dava konusu taşınmaza şerh konulduğu anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ile kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek ve HMK'nın 353/(1), b, 2 maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması nedeniyle duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda; Dava, kamulaştırmasız el atma bedelinin tespiti ile bedeli karşılığında tescil istemine ilişkindir....
- K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin olup birleştirilen dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırılan taşınmaz bedelinin tespiti ve idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, birleştirilen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasının kabulüne, asıl dava olan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkin davanın konusu kalmadığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki Pamukova Mahallesi 1538 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Kamulaştırma tarihinde yürürlükte bulunan Kamulaştırma Kanununun 14. maddesi dikkate alındığında, acele el koyma kararı ile belirlenen bedele karşı davalı tarafından tebliğden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda, taktir olunan bedel ile maddi hatalara karşı adli yargıda dava açıldığına dair bilgi ve iddia bulunmadığı anlaşıldığından taşınmaza kamulaştırmasız el atılmadığının kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Gerçekten de, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, taşınmaz mala el atılması sebebiyle oluşan menfi etkiler ve oranı açıklanmış; "kamulaştırmasız el koyma nedeniyle arta kalan kısmın geometrik olarak üçgen şeklinde olduğu ve bu nedenle yapılaşma için uygun bulunmadığının tespit edildiği" belirtildikten sonra, "arta kalan bölümün, işe yaramaz ve kullanılamaz olmasından dolayı davalı idare tarafından alınması ve kamulaştırmasız el koyma karşılığının parselin tamamı üzerinden hesaplanması gerektiği" ifade edilmiştir. Diğer taraftan, bu davada yer almayan diğer ½ pay maliki tarafından davalı idare aleyhine açılıp kesinleşen kamulaştırma bedelinin artırılması davasında da, arta kalan kısımda %100 değer azalışı kabul edilerek, taşınmazın tamamı üzerinden kamulaştırma bedel farkına hükmedilmiş olduğu anlaşılmakta, o davanın eldeki dava için güçlü delil teşkil ettiği açıktır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacıların davası davaya konu taşınmaza kamulaştırmasız olarak el atılmasından kaynaklanan tazminat davasıdır. Dosya kapsamındaki tüm belgelerden davaya konu taşınmaza gölet inşaatı yapmak suretiyle kamulaştırmasız olarak el atıldığı anlaşılmıştır. 2942 sayılı kamulaştırma kanununun bedel belirlemeye yönelik esasları kamulaştırmasız el atma davalarında da tazminat miktarının belirlenmesinde de kıyasen uygulanır. Davaya konu taşınmazın dosya kapsamındaki yazılara ve bilirkişi raporunda belirtilen özelliklerine göre arazi vasfında olduğunun değerlendirilip gelir metoduna göre tazminat hesabı yapılmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır....
Zira, imar planının uygulanması nedeniyle, mülkiyet hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı, idarenin imar kanunundaki hükümlere uygun hareket edip etmediği ve kamulaştırma kanunu hükümleri uyarınca kamulaştırma işleminin tesisinin zorunlu olup olmadığı ve bu işlemin hangi idare yada idarelerce gerçekleştirileceğinin tespiti ancak bu konuda açılacak iptal davası ile açıklığa kavuşturulabilecektir. Bedel tespiti ve tescili ise ancak kamulaştırma işleminin gerekliliği ve kamulaştırmayı yapacak idarenin tespitinden sonra kamulaştırma sürecinin bir parçası, tamamlayıcısı niteliğindedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/106 D.İş sayılı dosyası üzerinden 14/11/2017 tarihinde acele el koyma kararı verilen dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından el atılmış ancak bu güne değin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca bedel tespiti ve tescil davası açılmamış olup bu sebeple müvekkilin kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açmak hakkı doğduğunu, müvekkilin davaya konu taşınmazı çok değerli bir yerde bulunmakta olup Nizip 1....
Kanunun lafzı ve ruhu göz önüne alındığında; ana ilke taşınmazın ve üzerinde bulunan muhtesatın gerçek değerinin tespit edilmesidir. 16.5.1956 gün ve 1/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre taşınmazına el konulan kimse mülkiyet hakkının kamu tüzel kişiliğine devrine razı olarak, taşınmaz malın bedelini dava ettiği takdirde ödenecek bedel, taşınmazın el koyma tarihindeki özelliklerine göre, dava tarihindeki değeri olacaktır. Dolayısıyla kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davalarında da amaç taşınmazın gerçek değerinin tespiti olup, kamulaştırma ile denklik sağlanabilmesi için Kamulaştırma Kanununun değer tespitine ilişkin hükümleri kısmen uygulanmaktadır....
Mahkemece kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına; birleştirilen taşınmaz bedelinin tespiti ve tescil davasının ise kabulüne karar verilmiş hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki ... İlçesi, ... Köyü 946 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. 1-Bir taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atma davası devam ederken kamulaştırma bedel tespit tescil davası açılması halinde, asıl olan kamulaştırma davası olup, bedel tespit ve tescil yönünden inceleme yapılıp davaya devam edilmesi, kamulaştırmasız el atma davasında ise, bedel tespit tescil davasının sonucu bekletici mesele yapılması gerekir....