Alınan bilirkişi raporu ile ödeme emrine konu 260,27 TL asıl alacağın 8019597 nolu çek için sorumluluk bedeli olarak tazmin edilmesinden kaynaklandığı, ancak tazmin olunan bu çek için davalı kefile herhangi bir ihtarda bulunulmadığı, bu nedenle takip tarihinden itibaren faiz istenebileceği, dosya içerisinde bulunan 04/01/2020 tarihli ihtarnamede 37.712,21 TL nakit alacak, 8 adet çek yaprağı nedeni ile 3760,00 TL'nin depo edilmesinin ihtar edildiği, 09/12/2020 tarihli ihtarnamenin ise kefile tebliğ edilmediği, gayri nakit alacak için yapılan ihtarın, sonrasında nakde dönüşmüş olduğundan temerrüt ihtarnamesi sayılamayacağından icra takibinde istenen işlemiş temerrüt faiz talebinin yerinde olmadığı, bilirkişi raporunun denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmasına karar verilmiştir....
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ön alım bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan sebepsiz zenginleşmeye dayalı belirsiz alacak istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 08/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Marmaris İcra Hukuk Mahkemesi taraflar arasında imzalanmış olan yazılı 01/01/2008 başlangıç tarihli 3 yıl süre için yapılan yazılı kira sözleşmesinde kira bedelinin ilk yılının peşin ödeneceği, ikinci ve üçüncü yıl kiralarının ise iki taksitte ödeneceğinin yazılı olduğunu, davalı kiracının üç yıl sonunda bir yıl süre ile yenilenerek bugüne kadar gelen kira sözleşmesinde kira bedelinin iki taksitle ödemeye devam ettiğini, ancak üç yıllık ücretli sözleşme için iki taksitle ödeme şekli kabul olunan kira sözleşmesinin yenilenmesi halinde kira bedelinin artık iki taksitle ödeneceği kabulünün tarafların ortak iradesine aykırı olduğunu, bu nedenle davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, icra takibine konu olan kiranın 1/2 kira payı karşılığı tutarının ferileri, icra masrafları ve vekalet ücretinin tamamının ödenmesinden sorumlu olan kiracının eksik ödeme yapmasının temerrüde düştüğünü gösterdiğini beyanla istinaf...
Borcun taksitle ödenmesi konusunda yapılan anlaşma aksi öngörülmemişse, kural olarak, işçinin faiz talebinden vazgeçtiğini kapsar. Ancak, bu sonuç işverenin taksit anlaşmasına uygun hareket etmesine bağlıdır. İşverenin taksitlerden birini zamanında ödememesi halinde, işçinin faizle ilgili feragati geçersiz hale gelir ve sadece ödenmeyen taksit için değil, tüm alacak için faiz talep hakkı doğacaktır. Bu durumda ödenmiş olan önceki taksitlerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu gerekecektir. Kuşkusuz taksit sözleşmesinin işçinin serbest iradesi ile meydana gelmesi gerekir. Somut dosyada; davacının hak kazandığı net 77.755,82 TL nin 5.000,00 TL sinin fesihten sonra 1 ay içinde bankadan ödendiği, bakiye 72.755,82 TL nin ise işveren tarafından işçiye verilen çeklerle ödendiği, son ödemenin dava tarihinden önce 30.09.2013 tarihinde yapıldığı, çeklerin gününde ödendiği bu bağlamda taksitler gününde ödendiğinden ayrıca faize hak kazanılamayacağı anlaşılmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/10/2020 NUMARASI : 2018/212 ESAS 2020/940 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Taksitle Ödenmesinden Kaynaklanan Faiz Nedeniyle) KARAR : Menemen 2....
nin takip tarihinden itibaren %72 faiz talebine itiraz ettiği, asıl alacak ve ihtarname masrafı yönünden itiraz etmediği, takibin işleyecek faiz yönünden durdurulduğu, bu durumda takibin borçlu ... yönünden asıl alacak ve ihtarname masrafı bakımından 19.01.2010 tarihinde kesinleştiği, 28.07.2010 tarihinde borçlu firma ve kefilleri ile borcun tasfiyesi konusunda taksitle ödeme sözleşmesi yapıldığı,1.taksitin peşin alındığı dosya kapsamından anlaşılmıştır....
Davalı, uygulanan faiz oranının TBK.nın madde 120'ye aykırı olduğunu, davacının itiraza konu kısım nedeniyle alacağı olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Taraflar arasında kredi kartı üyelik sözleşmeleri akdedildiği ve bu sözleşmeler uyarınca davalıya verilen iki kredi kartına ait 17.998,67 TL.borcun faiz, KKDF, BSMV eklenmesi ile ulaştığı 28.214,82 TL. üzerinden 48 ay eşit taksitle ödenme imkanı tanınarak yapılandırıldığı anlaşılmıştır. Kredi kartlarının tüketici kredisi olarak nitelendirilmesi TKHK'nın 22/II. madde hükmüne göre ancak faiz veya benzeri bir menfaat karşılığı olarak, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması durumunda tüketici kredisi olarak değerlendirilir. Somut olayda, kredi kartlarından oluşan toplam 17.998,67 TL. borç için davalıya faiz, BSMV ve KKDF'nin eklenmesi sonucu oluşan 28.214,82 TL.'nin 48 eşit taksitle ödenmesi imkanı sağlanmıştır....
DAVA KONUSU : Tazminat (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; İzmir ili, Urla ilçesi, Kuşçular Mahallesi, 119 ada 7 parsel sayılı taşınmazın evveliyatı olan 56 parselin 2.905m2 kısmının 1991 yılında İzmir-Çeşme Otoyolu projesi kapsamında kamulaştırıldığını, kamulaştırılan kısmın terkininden sonra 1.895m2 olarak kaldığını, ancak 2015 yılında Kadastro Kanununun 22/A maddesi uyarınca yapılan çalışmalarda taşınmazın 1.475m2 olduğunun tespit edildiğini belirterek, 420 m2 kısmın yolda kaldığını,ve kamulaştırma bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, kamulaştırmasız el atma karşılığı olarak şimdilik 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline...
Alınan son bilirkişi raporuna göre davalının kaçak kullanım nedeniyle tüketimin 3.965,79 TL asıl alacak, 553,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.519,02TL talep edebileceği, yapılan takipte 99,58 TL fazlalık olduğu, haksız fiillerde işlemiş faize KDV uygulanması yönündeki davacı iddiasının kabulü halinde; 3.360,84 TL asıl alacak, 604,95 TL asıl alacak KDV'si, 493.20 TL işlemiş faiz, 88,78 TL işlemiş faiz KDV'si olmak üzere 4.547,77 TL ve takipte 70.83 TL fazlalık olduğu, tespit edilmiştir. Öte yadan davacı tarafından icra takibinde gecikme cezası için de KDV talep etmiş olup 3065 Sayılı Yasanın 24. Maddesi çerçevesinde gecikme cezaları da matraha dahil olup davacı bu miktar içinde KDV talep edebilir. Bu nedenle itirazın 3.965,79 TL asıl alacak, 493,20 TL işlemiş faiz, 88,78 TL KDV olmak üzere toplam 4.547,77 TL yönünden davalı sorumlu olacağından davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kamulaştırma bedelinin yüksek olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %6 alınmasının bedeli usulsüz şekilde yükselttiğini, 5403 sayılı yasaya göre taşınmazın sulu arazi olarak kabul edilemeyeceğini, kurulan tescil hükmünün takyidatlardan arındırılmış şekilde kurulmadığını, yargılamanın gecikmesine kendileri sebep olmadığından kamulaştırma bedeline yasal faiz uygulanamayacağını belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Taraflar arasındaki dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. Maddesinden kaynaklanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir....