"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava, kamu zararının tazmini yönünden rücu alacağı talebine ilişkin olup, uyuşmazlık özel yasa niteliğindeki 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunundan kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 4.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
aykırı olduğundan kararı kabul edilmeyen kısım yönünden istinaf etme zaruretlerinin doğduğunu, hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verildiğini, raporun zaten hatalı olup itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişinin raporunda haksız eylemin gerçekleştiği 29.04.2017 tarihini esas alarak yaptığı hesapta toplam 2.737,65 TL olarak hesap yapmış olup mahkemenin de taleplerini tamamen değil de sadece bu miktar üzerinden kabul etmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik uyarınca kamu zararının oluştuğu tarih nakdi tazminat ödenmesine ilişkin kararın verildiği tarih olduğunu, oluşan kamu zararı da nakdi tazminatın ödenmesine ilişkin kararın verildiği tarihte ki en yüksek devlet memuru aylığının brüt tutarı olduğunu, söz konusu olayda oluşan kamu zararının 15.04.2020 tarihinde 4.162,74 TL olduğunu, davalıya...
Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır....
Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”.Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir....
Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafık kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” Öteyandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir....
Sonuç olarak memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kasıtlı ve kusurlu eylemlerinden dolayı meydana gelen zararlara dayalı tazminat davalarının memurlar ve diğer kamu görevlileri aleyhine değil ancak kamu idaresi aleyhine dava açılabileceğinin kabulü gerekir. Bu çerçevede eldeki rücuan tazminat davasında; Jandarma Genel Komutanlığı’nda er olarak kamu hizmetini yerine getiren davalı ... yönünden husumetten red kararı verilmesi gerekir. 2-İçişleri Bakanlığı yönünden; Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkı olması karşısında tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından mahsup edilemeyeceği bu haliyle İçişleri Bakanlığı yönünden esasa girilerek elde edilecek bir sonuca göre karar verilmesi gerekir....
Kanunun 2. maddesine göre "Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır".Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır. Somut olayda meslek hastalığının oluşumundaki kaçınılmazlık faktörünün etkisi öncesinde Yargıtay incelemesinden geçerek onanan maddi tazminat davası ile artık kesinleşmiştir....
Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafık kusura) yansıyan ... ... ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen ... ... ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir....
Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır....
Eldeki davada, kurum tarafından davalı işverenden kurum zararının 19.575,21 TL’sinin talep edildiği, davalı işveren ile diğer davalı ...’den ise müştereken ve müteselsilen 3.915,04 TL’sinin talep edildiği, Mahkemece, davacı kurumun her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen 3.915,04 TL olan talebine karşılık 1.957,51 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği ve bu sebeple davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, mahkemenin hükme esas aldığı hesap raporu hatalı ise de, somut davada talep; Kurumun davalı işveren ile diğer davalıdan müştereken ve müteselsilen talep edebileceği toplam rücu alacağının altında kalmakta olup, bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yanlış hesaplama sonucu davanın kısmen kabulü ile eksik rücu alacağının hüküm altına alınmış olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....