Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava; 18.01.2006 tarihli trafik kazasında yaralanan sigortalıya bağlanan maluliyet aylığının peşin değerinden oluşan kurum zararının tazmini talebine ilişkin olup davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasa'nın 63. maddesidir. Anılan maddenin ikinci fıkrasının, ikinci cümlesine göre; Kurumun sigortalıya veya hak sahiplerine yaptığı Kanunda sayılan yardımların tutarı için üçüncü kişilere, istihdam edenlere ve diğer sorumlulara rücu etme hakkı bulunmaktadır....

      Anayasa’nın 129/5. maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve koşullara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabileceği belirtilmiş, 657 sayılı Devlet Memurları ./.....

        Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır....

          Söz konusu rücu hakkı; hukuki nitelik olarak, halefiyet ilkesine dayandığına ilişkin yasada açık bir hüküm bulunmaması nedeniyle Kanundan doğan, kurumun sigortalı ya da hak sahiplerine tanınan haktan bağımsız olarak kullanılabileceği basit rücu hakkı vasfındadır. Bu bağlamda; belirtilen nitelikteki bağımsız rücu hakkının; başkasına ait bir borcu ödeyen kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik tazminat niteliğinde yeni bir talep hakkı olması itibariyle de; bu hak, rücu hakkı sahibinin şahsında doğduğu anda, alacak muaccel hale gelecek ve yeni bir zamanaşımı süresi de bu tarihten işlemeye başlayacaktır....

            HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Maddi Tazminat Davasının KABULU ile; A-Davacı ----------- 11.041,13 TL Tedavi Gideri Maddi Tazminat talebine ilişkin maddi tazminatın davalılar --------- ve ---------- bakımından kaza tarihi olan 21/12/2016 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi bakımından 05/12/2018 temerrüd tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, B-Davacı ---------15.874,57 TL Geçici Maluliyet Maddi Tazminat talebine ilişkin maddi tazminatın davalılar ---------- ve ---------- bakımından kaza tarihi olan 21/12/2016 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi bakımından 05/12/2018 temerrüd tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, C-Davacı --------- 218.860,98 TL Daimi Maluliyet Maddi Tazminat talebine ilişkin maddi tazminatın davalılar --------- ve ---------- bakımından kaza tarihi olan 21/12/2016...

              Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafık kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” Yine, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır” Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Dava, sigortalı işçi RAİF BİRDAL'ın, işyerinde 12/10/2011 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle kurum tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri ile tedavi giderlerinin rücuan tazminini talebine ilişkindir. Davalı şirketin sorumluluğu kusur sorumluluğudur. Davacı kurum tarafından davalı şirket aleyhine, aynı iş kazası nedeniyle sigortalı için bağlanan gelirin ilk gelir peşin sermaye değerinin rücu talebine ilişkin dava ise Gebze 6. İş Mahkemesinin 2016/59 Esas 2017/31 K. sayılı dosyası üzerinden yürütülmüş ve 01/12/2016 tarihli karar ile davalı işveren şirketin iş kazasının meydana gelmesinde %80 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karar, istinaf incelemesi neticesinde İstanbul Bölge Adliyle Mahkemesi 33. Hukuk Mahkemesinin 29/11/2017 tarih ve 2017/865 E. 2017/1114 K. Sayılı kararı ile esasa ilişkin itirazların reddedilmesi üzerine kesinleşmiştir....

                Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”. Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir....

                  Eldeki dosya incelendiğinde, bir önceki bozma kararında belirtilen hususların yerine getirilmediği gibi, rücuan tazminat talebine konu davada tespit hükmü kurulması da ayrıca isabetsizdir. 5510 sayılı Yasa'nın 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası, üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilebilecektir. Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur....

                    UYAP Entegrasyonu