Bu açıklamalar ışığında, haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği nazara alındığında haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı ve davacı için el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma isteyen 1. nolu görüşe iştirak edilmemiştir....
Ancak; Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaza acele el koyma kararı verildikten sonra makul süre içinde Kamulaştırma Kanunu 10. maddesi gereği kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili davası açılmadığından davacının kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası açmakta haklı olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat davası ile birleştirilen 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat birleştirilen dava ise 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir....
aleyhine 12/01/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen 10/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 7230 litre mazotuna kaçakçılık şüphesiyle el konularak yediemine teslim edildiğini, ceza mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine ve el konulan mazotun iadesine karar verildiği halde, iadenin yapılmadığını iddia ederek, bu nedenle uğradığı zararın tazmini isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacıların tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Ağrı Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/135 Esas - 2014/139 Karar sayılı ceza dosyası incelendiğinde, ruhsat sahibi davacı ...’ye ait olan 18 D 31510 plakalı sayılı çekiciye ve ruhsat sahibi davacı ... ...’ye ait olan 18 D 31610 plakalı sayılı dorseye, uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 01.05.2014 tarihinde fiilen el konulup, 22.12.2014 tarihinde yedi emin sıfatıyla davacılara teslim edildiği, davacıların malen sorumlu olduğu yargılamada sürücü sanığın mahkumiyetine karar verilerek, iyi niyetli üçüncü kişiye ait olması nedeniyle çekici ve dorsenin müsaderesi talebinin reddine karar verildiği, kararın 21.10.2015 tarihinde kesinleştiği...
Ağır Ceza Mahkemelerince ayrı ayrı verilen görevsizlik kararları nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, haksız el koyma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, 5320 sayılı CMK'nın 141 ve 142. maddelerine göre uyuşmazlığın ... Ağır Ceza Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Ağır Ceza Mahkemesi ise haksız fiilden kaynaklanan zararın genel mahkemede tır sürücüsüne karşı açılması gerektiği, davalı idarece tır ve çekiciye haksız olarak el konulmadığından görevsizlik nedeniyle davanın reddine kararı vermiştir. 01/06/2005 günü yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 7. bölümünde ''Koruma Tedbirleri nedeni ile Tazminat'' konusu düzenlenmiştir....
Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden; Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının 12.950,00 TL olduğu ve haksız el koyma nedeniyle aracın müsaderesine karar verilen davacının 26.000,00 TL maddi, 5.000,00 manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile manevi tazminatın reddine, 26.000 TL maddi tazminata hükmedilmesi nedeniyle davacı aleyhine reddedilen tazminat miktarının 5.000,00 TL olması nedeniyle, davacı açısından hükmün kesin nitelikte olduğu görülmekle; davacı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 21.07.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ile değişik 427 nci ve ek 4 üncü maddelerindeki temyiz sınırı ve reddolunan tazminat miktarına göre hükmün kesin olması nedeniyle davacı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı Kanun...
Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilip davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....
Mahkemece, davaya konu asıl davada davacının haksız şekilde tutuklanması ve aracının bağlanması nedeniyle oluşan maddi hasarın kısmen kabulüne karar verilmiş, birleşen davanın davacının zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarih olan 27/05/2009 tarihinden davanın açıldığı 01/12/2017 tarihine kadar 8 yıldan fazla zaman geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Haksız el koyma nedeniyle tazminat istemleri Devlete karşı açılacak davalarla talep edilebileceğinden davalılardan Tarım İşletme Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilemez. Davanın anılan davalı yönünden husumetten reddi gerekirken bu yönün gözetilmemesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalılardan ...... Genel Müdürlüğü yararına BOZULMASINA, davacının ve davalılardan ...... Hazinesinin tüm temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve davalı ......
Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine el koyma nedeniyle 250 TL manevi tazminata hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle...