2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 24.02.2004 tarihinde davacının aracına ve içindeki mala el koyma olup, el koyma nedeniyle maddi tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği, bu tarihten önce yapılan işlemlere ilişkin tazminat davalarının genel hükümlere göre görülmesi gerektiği gözetilerek davanın reddi yerine, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 03.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nin davacıya ait aracı kullanmaları nedeniyle, davacı yönünden sadece tayin ve tespit edilen maddi zararının tazminine karar verilmesi gerekirken, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilmeden, davacı yararına ayrıca manevi tazminata hükmedilmesi, 2-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun dairemizce de benimsenen 20.09.2005 gün, 2005/1-88 esas ve 2005/98 sayılı kararında belirtildiği üzere; davayı vekil ile takip eden davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesinin 13/4. maddesi ve tarifenin üçüncü kısmı gereğince, ikinci kısmın ikinci bölümünün onuncu sırasındaki ücretten az olmamak üzere vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dilekçe yazım ücretine hükmedilmesi, 3-Dava dilekçesinde el koyma tarihinden itibaren faiz talebinde bulunulmasına karşın, davacı lehine hükmolunan maddi ve manevi tazminatlar için, tutuklamanın son bulduğu tarihten itibaren faize hükmedildiğinin belirtilmesi suretiyle karışıklığa neden olunması, İsabetsiz...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacının davasının kısmen kabulüyle; 32.058 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağını oluşturan Edirne 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/552 esas sayılı dosyası kapsamında, davacı şirkete ait olan kamyona 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 23/09/2009 tarihinde el konulup, akabinde gümrük idaresi tarafından kamyonun 25/04/2012 tarihinde 53.192 TL'ye tasfiye edildiği, Edirne 2....
Davacı, ithal ettiği malzemelere kaçak olduğu iddiasıyla el konulduğunu, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin .. sayılı ilamı ile iadesine karar verilen eşyanın geri verilmesi için .. yaptığı başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek uğradığı maddi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen davacının uğramış olduğu .. zararın, dava tarihindeki kur karşılığı olan .. TL’nin el koyma tarihi olan 26/12/1997 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, hükme esas alınan bilirkişi raporunda el konulan eşyanın değerinin hangi tarihe göre belirlendiği anlaşılamamaktadır. Ayrıca, belirlenen değerin dava tarihindeki kur karşılığı esas alınmasına rağmen el koyma tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir....
Mahkemece hükme dayanak oluşturan bilirkişi raporunda el konulan hayvanların anaç inek olduğu esas alınarak el koyma tarihi ile beraat kararının kesinleşme tarihi arasındaki zaman diliminde üreme, süt ve gübre geliri hesaplanmış ve zararın kapsamı belirlenmiştir. Şu durumda, el konulan büyükbaş hayvanların tosun niteliğinde olduğu, anaç inek kabul edilerek yapılan hesaplamanın doğru olmayacağı, zira tosun niteliğindeki hayvanların üreme ve süt gelirinin bulunmadığı, yine açıkta beslenen hayvanlar nedeniyle gübre kaybının da olmayacağı dikkate alındığında, bu kalem gelirlerin de hüküm altına alınması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. ... SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine 11/09/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sayılı dosyası üzerinden karşı taraf aleyhine kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açıldığını, dava konusu Mersin İli, Akdeniz ilçesi, Yanpar Mahallesinde kain, 148 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın isabet ettiği Mersin 380 TM- Buluklu DM Enerji Nakil Hattının acele kamulaştırılması işlemlerine Bakanlar Kurulunca alınan 05.03.2018 tarihli ve 2018/11473 sayılı acele el koyma kararının 29.03.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanması akabinde devam edilerek malikler aleyhine görevli ve yetkili mahkemeler nezdinde acele el koyma nedeniyle kamulaştırma davaları açıldığını, mahkemelerce verilen acele el koyma kararları akabinde taşınmazlara el koyulduğunu beyan etmiş, bu nedenlerle davanın esastan reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....
nedeniyle manevi tazminat şartları gerçekleşmediğinden davacının manevi tazminat isteminin reddi kararında isabetsizlik görülmemiş, davacının maddi tazminat yönünden talebinin ise davacının aracına el koyma işlemi nedeniyle uğradığı maddi kayıplarını aracı kendisinden habersiz olarak suçta kullanan kişilerden talep edilebileceği nedeniyle reddi yerine kazanç kaybını ispat edememesi nedeniyle reddine ilişkin karar sonuca etkili görülmemiştir....
içerisinde açıldığı ancak davacı hakkında el koymaya konu suçlardan mahkumiyete karar verildiği, kaçakçılığa konu malın değerinin azlığı nedeniyle el konulan çekicinin iadesine karar verildiği, el koyma işleminin hukuka aykırı olamadığı gerekçesi ile tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Davacının,sahibi olduğu araca 08.06.2008 tarihinde el konulmasından dolayı 5271 sayılı CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince tazminat davası açtığı, davaya dayanak teşkil eden ......
Bu açıklamalar ışığında, manevi tazminatın yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak ödemesi gerektiği gözetilmeden ve haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartları oluşmadığı halde davacılar lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi, 2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacıların sosyal ve ekonomik durumları, üzerlerine atılı suçların niteliği, tutuklanmalarına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldıkları süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 76 gün süreyle tutuklu kalan davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının bu ölçütlere uymayıp eksik tayini, 3- Davacıların tazminat davalarını ayrı ayrı açtıkları ve mahkemece yargılama aşamasında her iki dava dosyasının birleştirilmesine karar verildiğinin...