Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesinin 2018/2781 esas sayılı dosyasında borçlu hakkında girişilen icra takibi neticesinde borçlu tarafından 14/05/2018 tarihinde borca ve imzaya itiraz yapıldığını, borçlunun imzaya itirazının tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira borçlu tarafından imzalanmış bir çok belge ve evrakın mevcut olduğunu, ayrıca imzanın borçluya ait olduğunun yargılama aşamasında mahkemece yaptırılacak olan bilirkişi incelemesi neticesinde de ortaya çıkacağını ve borçluya olduğunun da tespit edilmiş olacağını, İlK.nun 168/5. maddesi hükmüne göre borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapmasının zorunlu olduğunu, haciz yoluyla takip 168. ve devamı maddelerinde bu takip şekline ilişkin borca itiraz, 169- 169/a maddelerinde imzaya itiraz 170.maddesinde borçlunun kambiyo hukuku...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği borçlu vekilinin HMK’nın 209. maddesi gereğince takibin durdurulmasına ilişkin talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, bu karara karşı borçlu vekilinin şikayet yoluna başvurduğu görülmüş olup kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte sahtelik iddiasının imza itirazı dışında bir nedene dayanması halinde senet üzerinde bulunan yazıdaki sahtelik iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu, borca itirazın İcra ve İflas Kanununun 169/a maddesinde düzenlenmiş olması nedeni ile HMK’nın 209. maddesinin uygulama yerinin bulunmadığı, ödeme emrinin 23/11/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının ödeme emri tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde borca itiraz etmediği, takibin kesinleştiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulması talebinin reddine karar verilmesi de yerinde olduğu anlaşılmakla istinaf...

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın beyanlarının doğru olmadığını, davacı tarafın müvekkilinden borç para aldığını ve borcunu ödememek için kötü niyetli olarak alacağı engellemek amacıyla hareket ettiğini, davacının borçlu olmadığını belge ile ispatlaması gerektiğini belirterek davacı tarafın borca itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Davacı tarafın imzaya itirazlarının değerlendirilmesi için davacının imza örneklerinin alındığı ve imzaların bulunduğu belge asılları celp edilerek yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde senet altındaki imzaların davacı Ahmet Kaynar'ın T1 olması gerekirdi) eli ürünü olduğunun tespit edildiği, raporun kesin kanaat içerdiği ve imzanın borçluya ait olduğundan imza itirazının reddine, borca itiraz ettiğini ancak borçlu olmadığına dair belge sunmadığından borca itirazın reddine ve takip durdurulmadığı gerekçesiyle davalının tazminat talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

, davaya konu icra takibi dosyasına dayanak çekler üzerindeki imzanın müvekkilinin imza kaşesi kullanılarak atıldığını, imzanın ıslak imza mı, yoksa kaşe imza mı olduğu hususunun hem icra müdürü, hem de mahkeme tarafından resen gözetilmesi gerektiğini, bu hususun senedin kambiyo vasfına ilişkin olduğunu, kaşe imzanın ıslak imza olmaması nedeniyle kambiyo senedinin kambiyo vasfını ortadan kaldıracağını, dolayısıyla takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararında davaya konu icra takibine dayanak çek üzerindeki imzanın müvekkilinin eli ürünü olduğunun bilirkişi kök raporu ile kesin olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu hususta bir kesinlik söz konusu olmayıp bahsi geçen rapora itiraz edildiğini ve itiraz üzerine düzenlenen ek rapor ile de kaşe imza sunulmadan inceleme yapılamayacağından bir kanaat oluşturulmadığını, dolayısıyla imzanın müvekkilinin eli ürünü olup olmadığı hususunda kesin bir tespit yapılmadan eksik inceleme ile...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, borçlu tarafından yetkiye,imzaya ve borca itiraz edildiği, mahkemece yasal süresi içinde açılmayan itiraz ve şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda, tebliğ edilen ödeme emri üzerine borçlu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ödeme emri ekinde senet örneğinin gönderilmediği şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiği, ......

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından aldırılan raporda imzaların müvekkilinin eli ürünü olduğu hususları bildirilmişse de bu hususları kabul etmediklerini, mahkeme aşamasında rapora itiraz edemeseler de sadece yeni tarihli atılan imzaların bulunduğu mukayese belgelerin dikkate alınarak tekrardan bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiğini, müvekkilinin borçlanmadığın ve borçlu ile ticari ilişki anlamında münasebeti dahi bulunmadığını, bu hususun boş senede atılan imza sonrası alacaklı taraf bilgisinin ve miktarının sonradan doldurulduğu fikrini kuvvetlendirdiğini ve karşı taraf lehine haksız kazanç sağlanmasına neden olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya ve borca itiraza ilişkindir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2020/4974 esas sayılı dosyası ile davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılmış ve ödeme emri gönderildiğini, ilgili icra dosyasında borca ve imzaya süresi içerisinde itiraz ettiklerini, davacının alacaklı tarafa her hangi bir borcu bulunmadığını ve borca ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davacılara 04.12.2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiğini ancak ödeme emri ekinde kambiyo senedi örneğinin gönderilmediğini, takibe dayanak senet üzerindeki imzaya itiraz ettiklerini, tüm bu nedenlerle öncelikle icra takibinin yargılama sonuna kadar geçici olarak durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesine, imza incelemesinden sonra itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, %20'den az olmamak üzere inkar tazminatının davalıdan alınmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Zonguldak 2. İcra Müdürlüğü'nün 2020/4974 esas sayılı dosyası....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; "Müvekkili T1 A.Ş.nin borcun kaynağını teşkil eden senet bedelini ödediği, ancak borca ilişkin senetlerin tarafına iade edilmediği, borç ödendiğinden borcun tamamına itiraz ettiği, müvekkili T2 dava konusu kambiyo senedi üzerine kefil sıfatıyla imza atmadığı, senet üzerinde kendi imzasının bulunmadığı, senet incelendiğinde yalnızca şirket kaşesi ve imzasının bulunduğunun görüleceği, davacı T2 'ın borçlu sıfatıyla takip borçlusu gösterilmesinin kanuna aykırı olduğu, ancak İlk derece Mahkemesince itirazlarının kabul edilmediği” ileri sürülerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacılar tarafından bonoya dayalı kambiyo takibinde icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazlarının yanısıra takip dayanağı senet bedelinin ödendiğinden bahisle borca itiraz ettikleri anlaşılmaktadır....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın yetki itirazlarını kabul etmediklerini, senedin düzenleme yeri ile ihtilaf vukuunda yetkili yerin Adana olarak yazıldığını ve imzalandığını, ayrıca davacının imza inkarının ve faize yönelik beyanlarının asılsız olduğunu, bu durumun bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, kambiyo takiplerinde işletilen faiz oranının %13,75 olduğunu, faiz oranına itiraz edilemeyeceğini, ödeme emrinde faizin %13,75 oranında yasaya uygun olarak hesaplandığını, senedin ödendiğine dair belge sunmadıkları sürece beyanlarını kabul etmediklerini beyan ederek, haksız ve dayanaksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, dosya kapsamına uygun denetime elverişli bilirkişi raporunun hükme esas alınarak takibe dayanak senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu, davacının borca itirazını ise İİK'nun 169/a....

    UYAP Entegrasyonu