Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sitesi A ve B Blokları Kat Malikleri Yönetim Kurulu adına keşide ettiğini ve sair itiraz nedenlerini ileri sürerek borca itiraz ettiği, mahkemece, bono bedelinden imza sahibi borçlunun şahsen sorumlu olduğu gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 38.maddesi uyarınca yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur. Yönetici kat maliklerini temsil ederken Türk Borçlar Kanunu'nun 504. maddesi hükmü uygulanacağından, kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verildiği ispat edilmedikçe, bu bonolar nedeniyle yöneticiliğin sorumluluğu söz konusu olmayıp, T.T.K.’nun 778. maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 678. maddesi gereğince senedi imzalayan şahsen sorumlu olur. Somut olayda, takip dayanağı bonoların borçlu ... tarafından, ödeyecek kısmına “......

    İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince hakim, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verir. Ancak bunun için, icra mahkemesine yapılan itiraz veya şikayetin beş günlük sürede olması gerekir. Bu maddedeki düzenleme şikayet olup, şikayet hakkında İİK.nun l8. maddesi hükümleri uygulanacağından, mahkemece duruşma yapılmasına karar verilen hallerde taraflar gelmeseler bile HMK. nun 150 maddesi uygulanmadan önce takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığının ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığının incelenmesi icap eder....

      Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; gecikmiş itiraz koşullarının oluşmadığı, takip konusu senedin kambiyo senedi niteliğinde olup, senede mahsuben herhangi bir ödeme yapılmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      ın, bononun düzenlenme tarihinden önce azledilerek vekalet ilişkilerinin son bulduğunu ve azledilmeden önce de kambiyo senedi düzenleme yetkisinin bulunmadığını beyanla borca itirazda bulunduğu, mahkemece; 13/03/1987 tarihli vekaletnamede verilen yetkilerin kambiyo senedi düzenleme yetkisini kapsamadığından bahisle itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibariyle uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/3. maddesinde; "Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, sulh olamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, bağışlama yapamaz, kefil olamaz, taşınmazı devredemez ve bir hak ile sınırlandıramaz" hükmüne yer verilmiştir. Ticari vekilin kambiyo taahhüdü altına girmesi de, aynı Kanun'un 551. maddesinde özel yetkinin bulunması koşuluna bağlanmıştır....

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu senetle icra hukuk mahkemesinde yargılaması devam eden senetlerin farklı olduğu, davacının aleyhine girişilen kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe süresi içinde itiraz etmediği ve davalı yanca borcu olmadığını yazılı delille ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davaya konu olan icra takibi, kambiyo senetlerine mahsus yolla takip olup, bu takibe karşı itiraz edilmemiş olması menfi tespit ve istirdat davası açılmasına engel oluşturmadığından yerel mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olmadığı gibi, takibe konu senetteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı da iddia edildiğinden mahkemece bu yönler üzerinde durulup, araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması da ayrıca isabetsizdir....

          Yine İİK'nun 170/a maddesi uyarınca; "İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir". Somut olayda borçlu tarafından bonodaki imzaya itiraz edilmemiştir. Ayrıca TTK'nun 776. maddesi uyarınca bonodaki unsurlar da tamdır. Borçlunun imza atılı bir kağıdın ekleme yapılmak suretiyle bonoya dönüştürüldüğü ve bonodaki alacağa dayanak oluşturan bir ticari ilişkinin mevcut olmadığına dair iddiaları, ancak genel mahkemelerde açılacak bir menfi tespit davasında incelenebilir....

            Yine İİK'nun 170/a maddesi uyarınca; "İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir". Somut olayda borçlu tarafından bonodaki imzaya itiraz edilmemiştir. Ayrıca TTK'nun 776. maddesi uyarınca bonodaki unsurlar da tamdır. Borçlunun imza atılı bir kağıdın ekleme yapılmak suretiyle bonoya dönüştürüldüğü ve bonodaki alacağa dayanak oluşturan bir ticari ilişkinin mevcut olmadığına dair iddiaları, ancak genel mahkemelerde açılacak bir menfi tespit davasında incelenebilir....

              İİK'nun 170/a-son maddesi gereğince, borcun kısmen veya tamamen kabul edilmesi halinde, dayanak belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığı gerekçe gösterilerek takip iptal edilemez. Somut olayda, borçlu, itiraz dilekçesinde takip konusu senetleri lehdar ...'ten aldığı akaryakıt karşılığında adı geçene verdiğini ve borcunu kredi kartıyla ödediğini belirtmek suretiyle borcun varlığını kabul etmiştir. Takip dayanağı senetler, her ne kadar tanzim yeri olmamasından dolayı bono niteliğinde değil ise de, borç kabul edildiğinden kambiyo vasfı bulunmadığına dayalı olarak takibin iptaline karar verilemez. O halde mahkemece, borçlunun ileri sürdüğü itiraz sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, İİK'nun 170/a-son maddesi gözardı edilerek yazılı şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                CEVAP Alacaklı, takibin sürüncemede bırakılması için itiraz yoluna başvurulduğunu, ödeme emrindeki eksikliklerin her zaman giderilmesinin mümkün olduğunu, çek keşideci olan borçlunun çek komisyonundan sorumlu olduğunu, çeklerin kambiyo vasfına sahip olduğunu, imzaya itirazı kabul etmediklerini belirterek itirazın reddine ve borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesince; "Dosya içeriğine göre; kambiyo senetlerine özgü takip yolunda borca itiraz isteminden doğan uyuşmazlıkta, çekişme takipte borçlu olarak gözüken istemde bulunanın kambiyo senedi nedeniyle takip alacaklısına gerçekten bir borcu olup olmadığı, varsa bu borcun ödenip ödenmediği ve varılacak sonuca göre de itirazın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmakta olup, tarafların aşamalardaki anlatımlarının, dayandığı hukuksal neden ve kanıtların yapılan aleni yargılamada tartışılıp değerlendirilmesi sonucunda; İstanbul 21....

                  UYAP Entegrasyonu