Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte; borçlu, 26/11/2018 tarihli itiraz dilekçesinde; borca itiraz ve şikayetlerinin yanında, icra müdürlüğünce kendisine yasal olarak yapılmış bir tebligat bulunmadığını da ileri sürmüştür. Borçlunun tebligat hususundaki bu beyanının, ödeme emri tebligatının usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet olarak kabulü gerekir....
İlk derece mahkemesince; ilk olarak 2019/724 Esas- 2019/816 Karar sayılı ilam ile davanın kabulüne dair karar verilmiş, kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2019/2946 Esas- 2019/2812 Karar sayılı ilamı ile kararın kaldırılması sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda istinafa konu ilam ile, davanın usulsüz tebligat bakımından ve kambiyo vasfına yönelik şikayet bakımından kabulüne dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
İcra Müdürlüğünün 2019/22534 E sayılı dosyasındaki takipte yetkiye yönelik ve borca yönelik itirazının yerinde görülmediğinden reddine, takip yargılama aşamasında durdurulmakla, takibe konu asıl alacağın % 20 si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalı T3'a verilmesine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının Bakırköy 17. İcra Müdürlüğünün 2019/22534 E sayılı dosyasındaki takipte yetkiye yönelik ve borca yönelik itirazının yerinde görülmediğinden reddine, Takibe konu asıl alacağın (50.000) % 20 si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalı T3'a verilmesine karar verilmiştir....
. - 2021/170 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, toplam 100.000,00 TL bedelli iki adet senet dolayısıyla davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının kötü niyetli olarak imzaya itiraz ettiğini ve senetlerin kambiyo senedi olmamasını gerekçe göstererek icra hukuk mahkemesinde açtığı şikayet davası devam ederken bakiye alacaktan feragat ederek 55.000,00 TL karşılığında dosya borcunu kapattıklarını, bu sırada icra hukuk mahkemesince takibe konu senetlerin kambiyo vasfı taşımadıkları, bu nedenle kambiyo takibi yapılamayacağından takibin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine davalı tarafça aleyhlerine ödenen 55.000,00 TL yönünden icranın iadesi...
un, 29.09.2014 tarihinde mahkemeye başvurusunda, dayanak bonoda keşideci imzasının olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği görülmüştür.İİK'nun 168/3. maddesi hükmüne göre, borçlunun, takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığına yönelik şikayetini 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur.Somut olayda, borçlu ...'un başvurusu, senedin kambiyo vasfına yönelik şikayet niteliğinde olup, sözkonusu şikayetin, muris (borçlu) ... tarafından ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede ileri sürülmesi gerekir....
İİK'nun 170/a-2 maddesine göre de; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Aynı Kanunun 18/3. maddesinde ise; “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir” hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı ile takip alacaklısının yetkili hamil olmadığına yönelik şikayeti yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez....
Somut olayda, davacı vekili müvekkili olan şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığını, ödeme emrinin tebliğ edilmeyip 17/09/2019 tarihinde haricen öğrendiklerini, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü takipte borçlunun yerleşim yerindeki icra müdürlüğünün yetkili olduğundan yetkiye, borca ve faize itiraz ederek ... 5. İcra Müdürlüğünün 2019/10628 Esas sayılı takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu ... 5. İcra Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 5. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18/01/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hükme esas alınmaya elverişli ve yeterli olduğu kanaatine varılan bilirkişi raporları uyarınca, kambiyo vasfına yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekir ki ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre de, ödeme iddiasının kabul edilebilmesi için, söz konusu ödeme belgelerinde, takibin dayanağı olan senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Ayrıca, anılan maddenin 5. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Davacı borçlu taraf, borca yönelik itirazını İİK. 'nun 169/a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgeler ile ispatlayamamıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2019 NUMARASI : 2019/741 ESAS 2019/847 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 2....
Dava; kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla yapılan takipte borca itiraz davası olup, verilen kararda kamu düzenine aykırılık da görülmemiştir. Bu nedenle, başvurunun H.M.K'nın 355. maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....