HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1956 KARAR NO : 2021/1741 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2020 NUMARASI : 2019/1023 ESAS, 2020/316 KARAR DAVA KONUSU : ZAMANAŞIMI İTİRAZI-BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 11....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, dava dışı borçlu hakkında başlattıkları kambiyo senedine dayalı icra takibinde, borçluya ait taşınmazlara müvekkili lehine 18.10.2007 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığını ve takibin 09.01.2008 tarihinde kesinleştiğini, şikayet olunanın aynı borçlu hakkında başlattığı icra takibinde ise taşınmazlara 07.11.2007 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu ve takibin 09.01.2008 tarihinde kesinleştiğini, takiplerin kesinleşme tarihleri aynı olduğundan ihtiyati haciz tarihleri esas alınarak müvekkiline sıra cetvelinden birinci sırada yer verilmesi ve satıştan elde edilen gelirden öncelikle müvekkiline ödeme yapılması gerekirken, Siverek İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunan ile müvekkiline garameten paylaştırma yapıldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile satıştan elde edilen gelirin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, yetki itirazı, imzaya itiraz ve dayanak senedin kambiyo vasfına haiz olmadığından bahisle takibin iptali talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince, imzaya itirazın kabulü ile takibin davacı yönünden durmasına karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile tanzim yeri olmayan bononun kambiyo vasfına haiz olmadığı gerekçesiyle...
Somut olayda, çeke dayalı kambiyo takibinde, çekteki banka ibraz şerhinde tarih yoksa da, keşide tarihinin 07.02.2019 ve takip tarihinin 13.02.2019 olduğu, dolayısı ile çekin bankaya ibraz edildiği ve 10 günlük ibraz süresi içerisinde takip başlatıldığı, bu nedenle ibrazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, dolayısıyla takibe dayanak çek kambiyo vasfında olduğundan, İlk Derece Mahkemesi'nce şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de, istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi isabetsiz olup, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.12.2003 gün ve E:......., K:......; 12.10.2011 gün ve E:..... , K:........ ; 04.12.2013 gün ve E:......, K:.......; 14.05.2014 gün ve E:......., K:.......; 18.02.2015 gün ve E:......, K:......... sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Somut davada, senedi elinde bulunduran senet altında yatan temel ilişkiyi ispatlamak zorunda olmadığı gibi, taraflar arasında ticari ilişki bulunmaması, senetler nedeniyle doğan alacağın talep edilebilmesine engel değildir....
Takip dayanağı senette tahrifat yapıldığı ve bu nedenle kambiyo senedi vasfında olmadığına yönelik iddia ise İİK.nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olup, İİK.nun 168/3. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Bunu yanında ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılmış bir itiraz ya da şikayetin varlığı halinde de İİK.nun 170/a maddesi hükmü mahkemece re’sen gözetilir. Somut olayda kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde örnek 10 numaralı ödeme emrinin şikayetçi borçluya 08.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği, İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal sürede itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği, borçlunun ise 04.06.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep ettiği görülmüştür....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, İİK'nun 168/3-4-5. maddeleri gereğince, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 21.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunduğu, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu husus gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre borçlunun İİK.nun 168.maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. 6102 sayılı TTK'nun 776/1-e maddesi gereğince, bonoda lehtarın ad ve soyadının yazılı olması zorunludur....
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Keşideci şirket yetkilisinin imzasının sahte olması sebebiyle, davaya konu senedin kambiyo vasfını yitirdiğini, asıl borçlunun imzasının geçersiz ve yok hükmünde olduğundan, işlem temelinin çökmesi sebebiyle avalistlerin de sorumluluğunun ortadan kalktığını, alacaklı tarafından keşideci / asıl borçlu T2 ödeme emri tebliğ edilmediğini, şirket yetkilisinin de borçlu olarak davaya konu icra takibinde gösterilmediğini belirterek, müvekkili T2 yönünden kararın onanmasına, müvekkilleri Salih Turan ve Şinasi Salçın yönünden ilk derece mahkemesinin şikayetin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı - borçlular hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayetin yanında imza itirazına ilişkindir. İstanbul 34....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde İİK'nın 89/4 maddesine dayalı olarak gönderilen haciz ihbarnamesinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine dayalıdır. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı kararı uyarınca Dairemiz görev alanı dışındadır. Dosyanın inceleme yerinin belirlenmesi için 11 Nisan 2015 Tarihli ve 29323 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 60/II. fıkrası uyarınca dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 02/06/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....