Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; itirazın iptali davasının icra takibindeki borç sebebi ile sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve davacının icra takibinde ileri sürmediği borç sebebini itirazın iptali davasında ileri süremeyeceğini, borç sebebinin davada genişletmesine muvafakatleri olmadığını, icra takibinde borcun sebebinin 31/08/2018 tarihli 31.08.2018 vade tarihli 132.000 TL'lik ödenmeyen çek bedeli olarak gösterildiğini, kanuni ibraz süresi olan 10 gün içinde muhatap bankaya ibraz edilmeyen çekin kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, Yargıtay içtihatları uyarınca kambiyo senedi vasfını yitiren çekin adi senede dahi dönüşmeyeceğini ancak yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge olduğunu, davacı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip değil, genel haciz yoluyla takip başlatılabildiğini, taraflar arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, faize de itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine ve davacının %20'den aşağı olmamak...

Asliye Hukuk Mahkemesinde iik 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açıldığını, öncelikle borçlu-müvekkil adına yenilenen takibin geçersiz olduğunu, Kambiyo senedi niteliği haiz çekin 6762 sayılı eski TTK hükümlerine tabi olduğunu, bu kanun kapsamında Çeklerde zamanaşımı ile ilgili hükümlerin dikkate alınması gerektiğini, takibin yenilenmesi talebinin 19/02/2018 tarihinde istenildiği, görüldüğü üzere söz konusu çek hamilinin alacaklının borçlu-müvekkil adına takip yapabilmesi için kanunun öngördüğü 6 aylık zamanaşımı süresinin geçtiğini, bu nedenlerle İstanbul Anadolu 2. icra müdürlüğünün 2018/6972 sayılı dosyasından verilen 15.11.2019 tarihli kararın iptali ile takibe mesned çekin 6762 sayılı ttk 726. mad. uyarınca zamanaşımına uğramış olduğundan İİK 33/a gereği icranın geri bırakılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....

Maddesine göre, takibin iptali için, takip dayanağı belgenin kambiyo senedi olması yeterli olup, kambiyo takibi olması şartı aranmadığını, takip dayanağı çek olup, kambiyo senedi olduğunu, kesinleşmeden sonra kambiyo senetleri için öngörülen zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak genel haciz yoluyla ile başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra, borçlunun, zamanaşımı nedeniyle İİK.'nun 71. ve 33- a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece "dayanak belgenin icra dosyasına sunulmadığı, takibin ilamsız takip olduğu, çeklere ilişkin zaman aşımı sürelerinin uygulanamayacağı" gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

Somut olayda, çeke dayalı kambiyo takibinde, çekteki banka ibraz şerhinde tarih yoksa da, keşide tarihinin 30.02.2017 ve takip tarihinin 02.3.2017 olduğu, dolayısı ile çekin bankaya ibraz edildiği ve 10 günlük ibraz süresi içerisinde takip başlatıldığı, bu nedenle ibrazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği, takibe dayanak çek kambiyo vasfında olduğundan, İlk Derece Mahkemesi'nce borçlunun çek tazminatına ilişkin borca itirazı ile ödeme yasağı kararı gereğince alacaklının takip yapamayacağına yönelik şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin iptali yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nce de, istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi isabetsiz olup, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2020 NUMARASI : 2018/939 ESAS 2020/626 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 28. İcra Müdürlüğü tarafından 2018/31989 E. Sayılı icra dosyasına konu talebinin, ödeme emrinin ve takibin ödeme (itfa) nedeniyle iptali ve alacaklı aleyhine asıl alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ile usul ve yasaya aykırı takibin dava sonuçlanana dek durdurulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,İstanbul 28....

    Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/697 esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğunu, davalı tarafça icra takibi sonrasında borçluya ibraname verildiği halde, dosyayı infaz etmeyerek takibe devam ettiğini, bu yöndeki talebin süreye tabi olmadığını, senetten dolayı gerçek bir alacağın bulunmadığını, müvekkili ciranta olduğundan protesto edilmeyen senede dayanılarak kambiyo takibi yapılamayacağını, bu iddiaların mahkemece dinlenmediğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, senedin kambiyo vasfına yönelik şikayete (protesto işleminin yapılmadığı iddiası ile) ve takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde itfa iddiası ile, İİK. 'nun 71. Maddesi uyarınca takibin iptali istemine ilişkindir. İİK. 'nun 71....

    İcra Müdürlüğünün 2021/3662 Esas sayılı dosyasında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek takibin durdurulmasını ve alacaklı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; takip konusu bononun kambiyo senedi vasfına haiz olduğunu, imza incelemesi sonucunda imzanın borçlu eli ürünü olduğunun tespit edileceğini, haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz edildiğini beyan ederek itirazın reddi ile borçlu aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. III....

      Davacı alacaklı, 09.04.2010 tarihli dilekçesi ile davalı şirketin 2009/4005 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, İcra Mahkemesince durdurulan takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İİK'nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan bir dava olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe İcra Mahkemesine yapılan itiraza karşı açılamaz. Davacı vekili, 08.12.2010 tarihli dilekçesi ile itirazın iptali şeklindeki talebini alacağın tahsili şeklinde ıslah ettiğini bildirmiştir. Islah tarafların yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen düzeltmeleridir. Davacı ıslah ile dava sebebini veya talep sonucunu değiştirebilir. Somut olayda davacı itirazın iptali talebini alacak talebi olarak ıslah ettiğini bildirmiştir....

        GEREKÇE; Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilgili takipte borçlunun, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle takibin iptali istemine ilişkindir. Mersin 3. İcra Müdürlüğünün 2019/12157 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının T3 alacaklının T1 Hakan Taş, takibin kambiyo senetlerine özgü takip olduğu, alacağın 20.349,32TL toplam alacak, takip dayanağının 19/10/2012 tanzim, 30/10/2012 vade tarihli 20.000,00TL bedelli bono olduğu, örnek 10 ödeme emrinin borçlu T1 21/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 11/10/2019 tarihinde dosyanın yenilenerek 2019/12157 Yeni Esasını aldığı anlaşılmıştır....

        Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ipotek takibinde yer alan rehinli taşınmaz malikleri T1 ve Medine Sevda Kara hakkında kambiyo takibi başlatılmadığını, dolayısıyla bu şahıslar adına kayıtlı taşınmazların haczinin mümkün olmadığını, davacı şirketin ipotek takibine zorunlu takip arkadaşı olması nedeniyle dahil edildiğini, İcra İflas Kanunun 45. maddesinde İİK'nun 167. maddesi hükmünün mahfuz olduğunun belirtildiğini, aynı alacak için ipoteğin paraya çevrilmesi takibinin yanında kambiyo takibinin de yapılabileceğini, kambiyo takibinde alacağın tahsilinin yapılamayacağının anlaşılması üzerine tahsilde tekerrür olmamak üzere ipotek takibi başlatılmasında yasaya ve Yargıtay İçtihatlarına aykırılık bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 45. maddesi uyarınca açılmış şikayet davasıdır....

        UYAP Entegrasyonu