Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA : Davalı --- cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ------ dosyası ile başlatılan takibe borca, imzaya ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini, borçlu olmadığının tespiti, imza incelemesi yapılması ve icra takip işlemlerinin dava sonuna kadar durdurulmasına ilişkin ihtiyadi tedbir kararı verilmesini, davacı/borçlu yan tarafından ikame edilen işbu dava tamamen kötü niyetli olup tek amaçları satış aşamasına gelmiş olan icra takip işlemlerinin devamına engel olmak ve süre kazanmaya çalıştıklarını, davacı/borçlu yan ---- sayılı dosyaları ile anılan takip hakkında itiraz ve şikayette bulunulduğunu, şikayet ve itiraz dosyaları birleştirilerek ---- dosyasında birleştirildiğini, dosya ---tarihinde karara çıktığını, davanın hem itiraz hem de şikayet yönünden reddine karar verildiğini, ---- sayılı dosyası ile kıymet takdirine itiraz edildiğini,---- sayılı dosyası ile müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, takip dosyasına dayanak teşkil eden senede ilişkin olarak davacı/borçlu...

    Şu halde İİK.nun 168/5. maddesi gereğince davacı borçlunun takip dayanağı çeklerin ödeme emri ekine eklenmediği, çeklerin kambiyo niteliği taşımadığı ve ticari alım satım kapsamında teminat olarak verildiğine yönelik şikayet ve borca itirazlarını 5 gün içinde yetkili icra mahkemesine bildirmesinin zorunlu olduğu, maddi olayda ödeme emrinin davacı borçluya 28/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından usulsüz tebliğe ilişkin bir şikayet olmadığı gibi davanın ise davacı borçlu tarafından 5 günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra 04/12/2019 tarihli dilekçe ikame edildiği anlaşılmış bu nedenle davacı tarafından açılan şikayet ve borca itiraz davasının süre yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince esas incelemesi yapılarak karar verilmesi isabetsizdir....

    Davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Şikayet dilekçesinin tetkikinde, dilekçenin açıklama kısmında tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin yanında borca ve imzaya itiraz edildiğinin de belirtildiği ancak netice ve talep kısmında sadece usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin talepte bulunulduğu, bu haliyle dilekçenin açıklama kısmı ile netice ve talep kısmı arasında çelişki olduğu görülmektedir. Mahkemece bu durum karşısında şikayetçi vekiline kesin süre verilerek bu çelişkinin giderilmesinin istenmesi gerekirken, bu yola başvurulmadan borca ve imzaya itirazların da bulunduğu kabul edilerek yargılama yapılması ve borca ve imzaya itirazların reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

    Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir." (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 19/12/2018 tarihli ve 2018/1544 Esas ve 2018/13865 Karar sayılı içtihadı)'' denmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde "Davacıların imzaya itiraz ve borca itiraz davasının ayrı ayrı REDDİNE, Yasal şartları oluşmadığından davacılar aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili tarafından; dava dilekçesindeki nedenler tekrar edilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. Davalı vekili tarafından; cevap dilekçesinin tekrarı ile mahkemece davacıların imzaya itiraz için açtıkları davanın esastan reddine karar verildiği, buna rağmen davacılar aleyhine para cezası ve inkar tazminatına hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; İİK'nun 169 ve 170 maddeleri uyarınca kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte imzaya ve borca itiraza ilişkindir....

    İİK'nun 168/4- 5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın (beş) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Bu durumda borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olduğuna göre ödeme emrinin tebliğ edildiği 18/12/2020 tarihinden sonra borçlunun 30/12/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı itiraz yasal beş günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet reddedilerek, asıl dosyada takibe, yetkiye imzaya ve borca itiraz ve şikayetlerinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....

    Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK'nın 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz K A R A R Dava konusu uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipten kaynaklanan borca ve imzaya itiraza ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Dolayısıyla, senet içeriğine ve imzaya ilişkin her türlü itiraz ve şikayet hakkımızı saklı tutarız. Takibe konu senetler müvekkilden zorla alınmış, takibe konu sözleşme de müvekkile zorla imzalatılmıştır. Dolayısıyla, takibe konu borca, faize ve tüm ferilerine de itiraz haklarımızı saklı tutuyoruz. Borcu kabul etmiyoruz. Buna ilişkin müvekkilin senedin zorla imzalatıldıktan hemen sonra verdiği kolluk ifadesi örneğini de ekte sunuyoruz. Ödeme emrinin ekinde gönderilen "Muacceliyet Sözleşmesidir." başlıklı belge ile senetlerden birinin ödenmemesi halinde diğer senetlerin muaccel olacağı yönündeki ifade ise hukuken geçersizdir. İleri tarihli senetlerin takibe konu edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, alacaklı görünen tarafça müvekkile banka yoluyla veya başka türlü herhangi bir ödeme ihbarnamesi gönderilmemiştir. Senet ibraz edilmemiştir. Dolayısıyla, henüz ilk senedin bile muacceliyeti gerçekleşmediğinden diğer senetlerin muaccel olması mümkün değildir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2015/15575 takip sy. icra dosyası ile kambiyo senetlerine özgü hüciz yolu ile başlatılan takipte takip dayanağı senet aslı kasaya alınmadan müvekkillerine gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, talep olmaksızın ve taleple ilgili bir karar verilmeksizin gönderilen ödeme emrinin usl ve yasaya aykırı olduğunu, takibe konu bonodaki kefil imzasının müvekkili T2 ait olmadığını, diğer müvekkiline ait imzayı da kabul etmediklerini, borca, faize ve tüm ferilerine beraber itiraz ettiğini beyanla, öncelikle şikayetlerinin kabulü ile ödeme emrinin iptalini aksi takdirde imzaya itirazlarının kabulü ile takibin iptaline ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Senet aslının icra müdürlüğünce ödeme emri gönderilmeden önceki bir tarihte kasaya alındığını, davacı borçlunun bildirdiği imzaya itiraz haricindeki itirazların daha önce icra müdürlüğünce reddedildiğini, imzaya ve borca itirazlarını kabul etmediklerini beyanla, açılan davanın...

      UYAP Entegrasyonu