Mera Kanunu’nun 13/5 ve 21/2 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun hak düşürücü süreye ilişkin hükümler arasında paralellik sağlamayı amaçladığı görülecektir. Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/1 maddesi hükmü gereğince 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir ve Kadastro Mahkemesine dava açma olanağı kalmaz. Ne var ki, aynı yasanın 12/3 maddesi gereğince kadastro tutanaklarında yapılan hak ve tespitlere karşı 10 yıl içinde genel mahkemelerde dava açılması mümkündür. Görüldüğü gibi, 30 günlük dava açma süresi Mera Kanunu ve Kadastro Kanununda benzer amaçlarla düzenlenmiş olup bu düzenleme ile dava açma süresi ile birlikte görevli mahkemede belirlenmiştir....
Mera Kanunu’nun 13/5 ve 21/2 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun hak düşürücü süreye ilişkin hükümler arasında paralellik sağlamayı amaçladığı görülecektir. Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/1 maddesi hükmü gereğince 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir ve Kadastro Mahkemesine dava açma olanağı kalmaz. Ne var ki, aynı yasanın 12/3 maddesi gereğince kadastro tutanaklarında yapılan hak ve tespitlere karşı 10 yıl içinde genel mahkemelerde dava açılması mümkündür. Görüldüğü gibi, 30 günlük dava açma süresi Mera Kanunu ve Kadastro Kanununda benzer amaçlarla düzenlenmiş olup bu düzenleme ile dava açma süresi ile birlikte görevli mahkemede belirlenmiştir....
Mera Kanunu’nun 13/5 ve 21/2 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun hak düşürücü süreye ilişkin hükümler arasında paralellik sağlamayı amaçladığı görülecektir. Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/1 maddesi hükmü gereğince 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir ve Kadastro Mahkemesine dava açma olanağı kalmaz. Ne var ki, aynı yasanın 12/3 maddesi gereğince kadastro tutanaklarında yapılan hak ve tespitlere karşı 10 yıl içinde genel mahkemelerde dava açılması mümkündür. Görüldüğü gibi, 30 günlük dava açma süresi Mera Kanunu ve Kadastro Kanununda benzer amaçlarla düzenlenmiş olup bu düzenleme ile dava açma süresi ile birlikte görevli mahkemede belirlenmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO KANUN YOLU: TEMYİZ Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ... Köyü kadastro çalışma alanı içinde davalı ... ile babası adına belgesiz zilyetlik yolu ile tespit edilen taşınmazların, kesinleşme durumlarını da gösterir şekilde kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ile kadastro tespitleri kesinleşmişse kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının getirtilerek dosya içine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Ancak, kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Ancak kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalar, hatalı tapu sicili oluşmasına sebebiyet verdiği için, kadastro tespitinde yapılan hatalar da TMK'nın 1007. maddesi anlamında tapu sicili kavramı içindedir. Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK'nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Ancak kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durum kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermez....
Kadastro Müdürlüğü yazılarından; yargılama devam ederken 2008 yılında dava konusu taşınmazların bulunduğu "Yenikent" köyünde kadastro çalışmalarının başladığı ve karar tarihinden sonra ise, kadastro çalışmalarının tamamlandığı anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27/1. maddesi hükmüne göre “mahalli hukuk mahkemelerinde görülen kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar mahkemesine kendiliğinden devrolunur”. Aynı Kanunun 26/son maddesi hükmüne göre de, “Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar”....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında ... Mahallesi 350 ada 232 parsel sayılı 10682298,78 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Devlet Ormanı olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişiler kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, 3402 Sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Dosya içinde bulunan kadastro tesbit tutanağı aslından ......
İlçesi, Merkez Bucağına bağlandığı anlaşılmaktadır. 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 4/4 maddesinde "kadastro ekibi, kadastro çalışma alanı sınırının tespitinde il ve ilçelerin belediye sınırları ile köy sınırlarını dikkate alır. Bu sınırlar mahalle, belediye ve köy idari sınırları sayılmaz" hükmü mevcuttur. Maddenin açık anlatımına göre kadastro çalışma alanı sınırı idari sınır sayılmaz. Yetki, bir davaya hangi yerdeki görevli hukuk mahkemesi tarafından bakılacağını belirler. Her mahkemenin yargı yetkisi bir coğrafi bölge ile sınırlıdır, buna o mahkemenin yargı çevresi denir. Yargı çevresinin sınırları, idari teşkilat sınırlarına göre belirlenir. 3402 sayılı Kadastro Yasasının 26/son maddesinde; "Kadastro mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar....