Anılan yasanın 33. maddesinde Kadastro Kanununun bazı hükümlerinin kadastro çalışma bölgeleri dışındaki genel hükümlere göre açılan davalarda da uygulanacağı kabul edilmiş ise de, uygulanacak hükümler yasanın 14, 15, 17, 18, 20. ve 21. maddeleriyle sınırlıdır. Değişik bir anlatımla, kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalarda, Kadastro Kanununun 19/2 maddesine dayanılarak muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi istenemez. Somut olayda; dava konusu 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz "kargir 3 katlı ev ve ahır ve bahçesi niteliği ile 144 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ise garaj ve bahçe niteliği ile 05.07.2008 tarihinde kesinleşen kadastro çalışmaları sonucu tarafların ortak mirasbırakanı ... adına tespit ve tescil edilmiştir". Davacı dava konusu taşınmazlardaki ev ve garajın kadastro tespitinden önce kendisi tarafından yapıldığını ileri sürerek beyanlar hanesine kayıt talep etmektedir....
Mahkemece, taşınmaz üzerinde bulunan fen bilirkişinin 22.05.2006 tarihli rapor ve krokisinde sarı ile boyalı olarak belirtilen evin davalı ... tarafından yapıldığı hususunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh olarak düşülmesine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2.maddesi uyarınca, taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhtesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği hükme bağlanmıştır. Yapılan keşiflerde taşınmaz üzerindeki evin davalı tarafça kadastro tesbitinden sonra yapıldığı yerel bilirkişi, tanık ve uzman bilirkişilerce ifade edilmiştir....
Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 17 ve geçici 8 inci maddeleri 3. Değerlendirme 1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8 inci maddesine istinaden yapılan kadastro çalışmaları sonucunda İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 4 parsel sayılı 931,98 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle Hazine adına tespit edilmiş, taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının ... oğlu ...’a ait olduğuna dair şerh verilmiştir....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişisi ... tarafından tanzim edilen 18.02.2015 havale tarihli rapor ve Ek-1 nolu krokide (3/A) harfi ile adlandırılan 133,84 metrekare evin, ... oğlu ... ....) adına muhtesat niteliği ile....İli ... İlçesi, .... Mahallesi 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, fen bilirkişisi ... tarafından tanzim edilen 18.02.2015 havale tarihli rapor ve Ek-1 nolu krokide (3/B) ve (3/C) harfleri ile adlandırılan 78,26 metrekare ev ile 22,93 metrekare bu eve ait eklentinin, Şabap oğlu ... (46318026684) adına muhtesat niteliği ile....İli ... İlçesi, E....a Mahallesi 111 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... mirasçılarından ...., ve ... ile ... ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, öncesi ...Bostancı'ya ait olan çekişmeli 106 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tamamı üzerinde davacının dava tarihine kadar 20 yılı aşkın süre ile zilyet olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemektedir. Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davalarında uyuşmazlığın kadastro tespit günündeki hukuki duruma göre çözümlenmesi gerekir. Somut olayda, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti 15.07.2008 tarihinde yapılmış olup üçüncü kişi durumundaki davacı ...'nin ......., mirasçılarından....,'nın payını satın aldığı 27.10.1989 tarihinden tespit gününe kadar taşınmazın tamamı üzerinde 20 yıla ulaşan zilyetliği bulunmamaktadır....
(HMK. madde 33). 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4. maddesi, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin fiili kullanıcıları ve muhdesat sahipleri adına şerh verilmesi hususunu düzenlemektedir. Ek-4. maddenin 1. fıkrası gereği bu gibi yerlerde kullanım kadastrosu yapılacak ve tutanağın beyanlar hanesine fiili kullanım sahibi adına şerh verilecektir. Aynı maddenin 4. fıkrasında ise bu alanların daha öncesi tescil edilip edilmemesine bakılmaksızın "fiili kullanım durumlarına göre ifraz ve tevhit" yapılabileceği hükmünü amirdir. Uygulamada güncelleme adını alan bu çalışmalar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce çıkarılan 2009/15, 2011/2 ve 2012/5 sayılı genelgeler çerçevesinde yapılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, Davanın beyanlar hanesinde yer alan kullanıcı şerhi ve muhtesat beyanının sicilden terkini talebi yönünden REDDİNE, Davanın muhtesatın ayrıntılı olarak beyanlar hanesinde gösterilmesi talebi yönünden KABULÜNE, Dava konusu Muğla İli, Bodrum İlçesi, Kumköy Mahallesi, Köyiçi Mevki, 148 ada 4 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki "Bu parsel üzerindeki zeytin ağaçları Mehmet oğlu T5 (TCKN:)a aittir" ŞERHİNİN İPTALİNE ve bu taşınmazın beyanlar hanesine "Taşınmaz üzerinde bulunan ve 24/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda yaşları ve nitelikleri belirtilen 2 adet zeytin ağacı Mehmet oğlu T5 (TCKN:)'a aittir" şerhinin yazılması suretiyle 21/02/2020 tarihli tespit gibi T1 adına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE, 24/06/2021 tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına karar verilmiştir....
Halbuki; Özel Daire yerel mahkemenin tapu iptali davasının reddine ilişkin kararına yöneltilen temyiz itirazlarını ret edip onamış ve bu konudaki mahkeme kararı kesinleşmiştir. 10) Davacının kadastro tespit tarihinden önce, lehine beyanlar hanesinde şerh bulunan davalı kişiden, dava konusu parselin zilyetliğini devir aldığı konusunda bir iddiası bulunmadığı gibi dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları da, davacı tarafından zilyetliğin kadastro tespit tarihinden önce devir alındığını söylememişlerdir. 2924 Sayılı Yasanın 11/3. maddesi açıkça "kadastro çalışmaları sırasında … …muhtesat ile tasarruf edenlerin isimleri, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterileceği" konusundadır. Yine 3402 Sayılı Yasanın 19/2. maddesi gereğince "tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilecek" muhtesatın tespit tarihinden önce mevcut olması gerekir. Çünkü 3402 Sayılı Yasanın 33/3. maddesinde 19. madde genel hüküm olarak gösterilmemiştir....
Ancak çekişmeli taşınmaz üzerinde kadastro tespit tarihinden önce davacı tarafından kerpiç ev yapıldığı, taşınmazın kerpiç ev ve arsası niteliği ile tespit edildiği anlaşılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhtesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebep belirtilerek tutanağın veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği hükme bağlanmıştır. Hal böyle olunca Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca davacıya ait evin muhdesat olarak kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Halbuki; Özel Daire yerel mahkemenin tapu iptali davasının reddine ilişkin kararına yöneltilen temyiz itirazlarını ret edip onamış ve bu konudaki mahkeme kararı kesinleşmiştir. 10) Davacının kadastro tespit tarihinden önce, lehine beyanlar hanesinde şerh bulunan davalı kişiden, dava konusu parselin zilyetliğini devir aldığı konusunda bir iddiası bulunmadığı gibi dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları da, davacı tarafından zilyetliğin kadastro tespit tarihinden önce devir alındığını söylememişlerdir. 2924 Sayılı Yasanın 11/3. maddesi açıkça "kadastro çalışmaları sırasında … …muhtesat ile tasarruf edenlerin isimleri, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterileceği" konusundadır. Yine 3402 Sayılı Yasanın 19/2. maddesi gereğince "tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilecek" muhtesatın tespit tarihinden önce mevcut olması gerekir. Çünkü 3402 Sayılı Yasanın 33/3. maddesinde 19. madde genel hüküm olarak gösterilmemiştir....