İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; şikayete konu takibin dayanağının muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin ilam olduğunu, takibin dayanağı olan muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davanın taraflar arasında görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasında taraflarına verilen yetkiye istinaden açıldığını, ortaklığın giderilmesi davasının halen derdest olduğunu ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının bekletici mesele yapıldığını, işbu dava taşınmazın aynına ilişkin olup mülkiyetin ihtilafı çözümlenmeden ortaklıklığın giderilmesi davasının neticelendirilmesinin mümkün olmadığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Takibin dayanığı olan ilamın, mülkiyet (muhdesat) tespitine ilişkin olduğu ve dolayısıyla kesinleşmeden icraya konulamayacağına ilişkin şikayettir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/40 ESAS VE 2022/87 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat aidiyetinin tespiti KARAR : Ünye 2....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre dava konusu binanın davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece tribleks binanın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değilse de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Tespiti ... ile ... dahili davalı Hazine aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.02.2016 gün ve 714/95 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, dava konusu 272 parsel sayılı taşınmazın ..... Barajı projesi kapsamında kamulaştırma alanı içinde kaldığını açıklayarak taşınmaz sınırları içerisinde bulunan muhdesatların vekil edenine aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru olmamıştır. Eldeki dosyanın davalısı ...'dir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi uyarınca ... harçtan muaf olduğu halde yazılı şekilde bakiye harcın davalıdan alınmasına karar verilmesi de doğru değildir....
Dava konusu muhdesatın kadastro tespit gününden önce meydana getirildiğinin ve kadastro tespitinin kesinleşmesi ile dava tarihi arasında az yukarıda açıklanan hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun belirlenmesi halinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki, dava konusu muhdesatın üzerinde yer aldığı taşınmaza ait kadastro tespit tutanağı getirtilmediğinden, davaya konu edilen muhdesat ile tapu kaydında gösterilen muhdesatın aynı olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Eksik araştırma ve soruşturma ile karar verilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti .... ile Hazine aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının reddine dair ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 27.12.2013 gün ve 80/541 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tapuda Hazine adına kayıtlı 120 ada 1 parsel üzerinde bulunan muhdesatların vekil edeni tarafından meydana getirildiğini, ne var ki....... yapım çalışmalarının devam ettiğinden telafisi imkansız zarar görüleceğini açıklayarak, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların vekil edene aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili davanın reddini savunmuştur....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre dava konusu 499 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 09.05.2016 havale tarihli fen bilirkişi Atıf Ekiz tarafından düzenlenen raporda turkuaz renkli boya ile işaretlenen 2 katlı yapının davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece anılan muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın davacıya aidiyetine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
gerekse de miras bırakan murisin taşınmazın inşasında maddi / manevi herhangi bir katkılarının bulunmadığını, Bursa 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1365 Esas sayılı dosyası ile açılan dava 05/12/2019 tarihli celsede muhdesatın aidiyetinin tespiti için dava açılması yönünde süre verildiğini, izah edilen nedenlerle dava konusu taşınmazın üçüncü katında bulunan dairenin (muhdesatının) davacı tarafça inşa edildiğinin ve mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
O halde, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında; Mahkemece, anılan parselin kadastro tutanağının ilgili Tapu Müdürlüğü'nden getirtilerek kadastro tespiti ve kesinleşme tarihlerinin belirlenmesi ile dava konusu binanın ve bağımsız bölümlerinin göz önünde bulundurularak görülmekte olan eldeki davanın kadastro tespiti öncesi muhdesatlar için yukarıda açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi, buna göre anılan parsel üzerindeki muhdesat hakkında toplanan tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bundan ayrı, Mahkemece; 17/02/2014 tarihinde yapılan keşifte, davacı tanığı ..., davacılar Hasan ve Osman'ın binanın üçüncü ve dördüncü katını tamamen yaptırdığını, diğer bir davacı tanığı olan ... üç, altı ve yedinci daireleri davacıların yaptırdığını beyan etmiş iken, davalı tanığı ......