"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın aidiyetinin tespiti Davacı-birleşen dosya davalısı ... ve davalı-birleşen dosya davacıları ..., ... ile davalı ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 26.03.2013 gün ve 48/146 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı-birleşen dosya davacıları ... ile ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 1-Davalı ...'nin ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atılan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 vekilinin 03/12/2018 tarihli istinaf dilekçesinde; Davacı tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde muhdesatın kendisi tarafından meydana getirildiğine ilişkin ortaklığın giderilmesi davası sonuçlanıp kesin hükme bağlanıncaya kadar, muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açma hakkının olduğunu, ancak yasal süresi içerisinde dosya kesinleştikten sonra davacı tarafından muhdesatların kendisine ait olduğu iddiasında bulunmadığı gibi muhdesatın aidiyetinin tespiti davasını da açmadığını, bu nedenle yerel mahkemece hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermesi gerekirken, dava konusu taşınmazların tespitine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Sonuç itibariyle; Yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olarak verildiğinden mahkemenin kararının kaldırılmasını talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat veya muhdesatın aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; muhdesatın aidiyetinin tespitine dair verilen 16.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.02.2015 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteği, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, karar verilmesi gerekir. Taşınmaz üzerine daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhtesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre, 1434 parsel sayılı taşınmaz üzerinde "B" harfi ile gösterilen kiler, "C" harfi ile gösterilen banyo ve tuvalet, "D" harfi ile gösterilen mutfak, "A" harfi ile gösterilen depo, "E" harfi ile gösterilen ahır ve "F"harfi ile gösterilen kuruluğun davacı ... tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....
Ltd.Şti'nin talepte bulunduğunu ve bu taleplere istinaden kıymet takdir kararı alındığını beyanla davanın husumetten ve esastan reddini savunmuş, davalılardan ...vekili ise, ortaklığın giderilmesi davasında muhdesatın davacı şirkete ait olduğunu kabul ettiklerini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ortaklığın giderilmesi davasında, muhdesatın davacıya ait olduğunun kabul edildiği, bu haliyle muhdesatın aidiyeti konusunda çekişme bulunmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, Muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, muhdesatın tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan paydaşlara karşı açılır. Somut olayda; 1-Davalılardan ... Ltd.Şti. ile taraflar arasında, ... 3....
Bilirkişi raporunda ise 50 parselin imar uygulamasından önceki çapının 81 parsel içinde kaldığı ve üzerinde davayı konu muhdesatın bulunduğu tespit edilmiştir. 81 parselle ilgili diğer paydaşlar Arif ve Tekin'in de ayrı muhdesatın aidiyetinin tespit davaları bulunmakta ise de dava edilen muhdesatların açıkça farklı olması nedeniyle birleştirilerek görülmelerinde mahkemece zorunluluk görülmemiştir. Davacı imar öncesi 1487 ada 50 parsel sayılı taşınmazda tek başına malik olması ve bilirkişi raporuyla da muhdesatın 1481 ada 81 parsel sayılı taşınmazın imar öncesi davacı adına kayıtlı 1487 ada 50 parsel sayılı taşınmazın isabet ettiği alan içinde kaldığı belirlenmesi nedeniyle Mahkemece T8 dışındaki davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır....
Kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespitinin istenemeyeceği, muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği, somut olaya bakıldığında; dava konusu 356 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına kayıtlı olup, davacının taşınmaz üzerinde kayıt maliki ya da paydaş olmadığı, kural olarak bu tür muhdesatın tespiti davalarının, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir dava olduğu, malik olmayan davacıların, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunmaları mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı..." gerekçesiyle; istinaf başvurusunun H.M.K.nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....