WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Somut olayda; ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava kamulaştırmayı yapan kurum DSİ hasım gösterilerek görülmüş olup bu durumda taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında husumetin kamulaştırma öncesi tapu maliklerine yöneltilmesi gerekmekte olup kamulaştırma yapan kuruma husumet yöneltilemez....

Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; her ne kadar ilk derece mahkemesince davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3. Maddesi uyarınca dava hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş ise de taşınmazın edinme sebebi kısmında iki katlı kargir evin davacıların miras bırakanı tarafından yapıldığının belirtildiği, bu haliyle davanın kadastro tespit sonrasına ilişkin olduğu, bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanunun 12/3....

Buna göre ecrimisil istemlerinde işgalin, haksız eylem niteliğinde olduğu ve tazminat istemleri için işgalin haklı bir nedene dayanmaması gerektiği dikkate alınmalıdır (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı); müdahalenin men'i talebine ilişkin olarak Türk Medeni Kanunu'nun 683 üncü maddesi esas alınmıştır. 3. Değerlendirme Somut olayda; davacı taraf uyuşmazlık konusu 320 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 katlı binanın tarafların ortak murislerine ait olduğunu iddia ederek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinde bulunmuş; davalı taraf ise dava devam ederken ikame ettikleri İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/442 Esas sayılı muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında lehlerine karar verildiğinin gözetilmesini istemiştir. Dairemizin noksan ikmali kararı üzerine getirtilen muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin dava dosyasında verilen kısmen kabul kararının istinaf aşamasında olduğu görülmüştür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT İSTEMLİ -KARAR- Dava, mülkiyet hakkı bulunmaksızın harici alımdan kaynaklanan kişisel hakka dayalı tespit isteğine ilişkin olup, muhdesatın aidiyetinin tespiti yönünden davanın kabulüne dair kurulan hüküm sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. O halde 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 7.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 16.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      haliyle muhdesat aidiyetinin tespiti davasının açıldığı 2018 yılı itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Gereği görüşüldü: Davacı ..., yaylak olarak kesinleşen 259 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde davalı ...‘a ait olduğu bildirilen evin kendisine ait olduğunun tespiti istemiyle; ..., hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği’ni hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, 259 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve kadastro tespiti sırasında davalı ... adına yazılan evin davacıya ait olduğunun tespitine, uzman bilirkişi ... tarafından düzenlenen 03.12.2008 tarihli raporun kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç davanın ve taşınmazın niteliğine, yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir....

        Gereği görüşüldü: Davacı ..., yaylak olarak kesinleşen 259 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde davalı ...’ye ait olduğu bildirilen evin kendisine ait olduğunun tespiti istemiyle; ..., hazine ve ... Tüzel Kişiliği’ni hasım göstermek suretiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, 259 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve kadastro tespiti sırasında davalı ... adına yazılan evin davacıya ait olduğunun tespitine, uzman bilirkişi... tarafından düzenlenen 03.12.2008 tarihli raporun kararın eki sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç davanın ve taşınmazın niteliğine, yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir....

          Kadastro tespitinin yapıldığı tarihteki yapının görüntüsü ile şimdiki görüntüsünün kesinlikle aynı olmadığını, 4. Müvekkilinin oluşturduğu ve tespitini istediği muhdesatın zaten kadastrodan sonraki süreçte meydana getirildiğini, hak düşürücü süre anlamında bir kaybının bulunmadığını, 5. Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muhdesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci ve 114/2 nci maddeleri. 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684, 718, 722 ve 724 üncü maddeleri. 3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2 nci maddesi. 3. Değerlendirme 1 ....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılardan... vd. vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosya ve ekinde bulunan belgelerin incelenmesinde, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.06.2000 tarih ve 1996/193 esas, 2000/260 karar sayılı senetsizden tescil davasındaki tescili istenen taşınmaz ile ......

              Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda. Güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması duirumunda muhdesatın davacı tarafça meyana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre dava konusu kargir ev ve samanlığın davacılar tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatların davacılar tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu