Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ..., Merkez, ... mahallesi 3261 ada 1 parsel (eski 2241 parsel) sayılı taşınmaz hakkında açılan yenileme kadastrosuna itiraz davasının reddine, 22/2-a uygulama tutanağının tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, aynı taşınmaz hakkında açılan orman kadastrosuna itiraz ve 2/B çalışmalarına itiraz davasının kısmen kabulü ile fen ve orman bilirkişisi raporlarında (A) harfi ile gösterilen 648,11 m² miktarındaki kısmın orman olduğunun tespitine, 73 nolu Orman Kadastro Komisyon Başkanlığının orman sınırları dışına çıkarılma işleminin iptaline ve orman sınırları içersine alınmasına, kalan kısım olarak gösterilen 4970,56 m² miktarındaki kısmın orman olmadığının tespitine, 73 nolu Orman Kadastro Komisyon Başkanlığının orman sınırları dışına çıkarılma işlemi doğrultusunda orman sınırları dışında bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince, bozma ilamı doğrultusunda verilen görevsizlik kararı uyarınca, uygulama kadastrosuna itiraz davası yönünden Kadastro Mahkemesine gönderilen dava dosyasında yapılan yargılama sonunda; " 3402 sayılı 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosunda mevzuata aykırı olarak tesis kadastrosunun dışına çıkılarak sınırlandırma hatası yapıldığının ve davada husumet yöneltilen ...'nün tüzel kişiliği bulunmamakla birlikte ......
Dosya arasında bulunan 01.08.2017 tarihli Tapu Müdürlüğü yazısına ekli kadastro tutanağından, çekişmeli 313 ada 109 parsel (eski 2748 parsel) sayılı taşınmaz hakkında 25.02.2013 tarihinde yapılan ve 24.04.2013 ila 24.05.2013 tarihleri arasında ilan edilerek 25.05.2013 tarihinde kesinleşen uygulama kadastrosu yapıldığı görülmektedir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların davasının tesis kadastrosuna itiraz niteliğinde olmayıp, uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; uygulama kadastrosuna karşı süresinde açılmış olan dava hakkında Mahkemece; işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 21.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
itiraz davalarında husumetten ret kararının kanunda belirlenen duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden olmadığı, öte yandan davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, bu tür davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerektiği, ancak; uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabileceği, bu hususun aydınlığa kavuşturulabilmesi için de öncelikle mahallinde keşif ve uygulama yapılarak davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan azalmanın hangi nedenden kaynaklandığının uzman fen bilirkişi raporuyla yöntemince saptanması gerektiği belirtilerek, Mahkemece öncelikle yukarıda değinildiği üzere taraflar usulünce davet edilerek kanunda...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece davacı idarenin talebinin mülkiyet hakkına mı yoksa 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi gereği yapılan kadastro çalışmalarına itiraza ilişkin olup olmadığının açıklattırılması, talep, yalnızca mülkiyet hakkına ilişkin ise görevsizlik kararı verilmesi, uygulama kadastrosuna ilişkin ise tesis kadastrosuna ilişkin bilgi ve belgelerin getirtilmesi, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtası ile keşif ve inceleme yaptırılarak 22/a çalışmalarının usul ve yasaya uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi” gereğine değinilmiştir....
Dava gerçek kişi tarafından Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre açılmış bulunan kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayalı tescil davası iken yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre genel arazi kadastrosu ile birlikte orman kadastrosuna başlanmış olması nedeniyle hem orman kadastrosu, hem de arazi kadastrosuna itiraz davasına dönüşmüştür. Davanın kadastro mahkemesine aktarılması üzerine mahkemece dava yalnızca orman kadastro tespitine itiraz davası olarak nitelendirilip davanın reddine karar verilmiştir. Dosyaya getirtilen tespit tutanağından çekişmeli yerin 106 ada 105 parsel numaralı ... Devlet Ormanı altında Hazine adına tespit edildiği, davacı ... tarafından kadastro tespitine itiraz davası açılmış olması nedeniyle tutanağın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Sözü edilen kadastro tespitine itiraz davası kadastro mahkemesinin 2006/78 esas sayılı dava dosyasında derdesttir....
İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur. Değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağının göz önünde bulundurulması gerekir. (Yargıtay 16....
Dava, Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca açılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir (HMK md. 22/2)....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, uygulama kadastrosuna itiraz yoluyla taşınmazın niteliğinin ve mükliyetinin değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı ve malik olmayan davacının uygulama kadastrosuna itiraz hususunda aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1c, 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi, 3. Değerlendirme 1. İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın niteliğine ve mülkiyetine yönelik dava yönünden verilen görevsizlik kararına karşı davacılar vekili tarafından, istinaf yoluna başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince talebin esastan reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İlgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Bu tür ihtilaflarda "lehine sınır değişikliği yapılan kişi”den maksat, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleridir. Ancak, uygulama kadastrosunun sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan bir kişi ya da kişilerin bulunmaması halinde ise, Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir....