Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ...; tapuda kendi adına kayıtlı bulunan 478 parsel sayılı taşınmaz ile 868 parsel sayılı taşınmazların mükerrer olarak tespit edildiği iddiasına dayanarak, 868 parsel sayılı taşınmazın mükerrer olarak yapılan tespitinin iptaline karar verilmesi ve 868 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 757 metrekare olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında 478 parsel sayılı taşınmaz maliki ... davaya dahil edilmiştir....

    Ancak Mahkemece çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptaline karar verilmesi gerekirken, kadastro tespit tutanağının iptaline karar verilmesi doğru olmamış ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bozma sebebi yapılmamış, hükmün aşağıda belirtilen kısmının HMK'nin 370. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir. Bu nedenle hükmün 1. bendinin ikinci satırında yer alan ''tespit tutanağının'' ifadesi çıkarılarak yerine ''tespitinin'' eklenmesine, HMK’nin 370. maddesi gereğince hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 15.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Davacı ... kendi adlarına tespit edilen 138 ada 13 parsel sayılı taşınmaza ... mirasçıları olan davalılar ... ve arkadaşlarının tecavüz ettiğini ve kadastro tespitinin buna göre yapıldığını belirterek düzeltilmesi istemi ile davalıları hasım göstermek suretiyle dava açtığına göre, davasının davalılar adına tespit edilen parsele yönelik olduğunun kabulü gerekir. Dosya kapsamında bulunan kadastro tutanak örneklerinden davacının 138 ada 13 sayılı parseline komşu olan aynı ada 12 sayılı parselin davalılar ... ve arkadaşları adına tespit edildiği de anlaşılmaktadır....

        Ancak, davanın kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açıldığı ve çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1983 yılında yapılıp, davacının da müdahil olarak yer aldığı Kadastro Mahkemesinin 23.12.1993 tarih 1992/184 Esas, 1993/310 Karar sayılı ilamının Dairemizce onaylanması suretiyle 29.07.1994 tarihinde hükmen kesinleştiği buna göre kadastro tespitinin kesinleştiği 29.07.1994 tarihinden, eldeki davanın açıldığı 22.07.2013 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmek suretiyle red kararı verilmiş olması isabetsiz olup, Dairemizce, gerekçenin bu şekilde düzeltilerek sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken, yalnızca onama kararı verildiği anlaşılmakla davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulüne ve Dairemizin 11.03.2020 tarih 2016...

          Mevkiinde bulunan 130 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın tespit gibi tesciline" karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmekte ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 3 ve 4 nolu bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine, "3- Dava konusu 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline kaydedilmesine, 4- Dava konusu 130 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi ... Köy Tüzel Kişiliği adına tesciline" bendlerinin eklenmesine ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 07.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davanın kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açıldığı ve çekişmeli taşınmazın tespitinin 1972 tarihinde hükmen kesinleştiği, kadastro tespitinin kesinleştiği 1972 yılından eldeki davanın açıldığı 16.02.2015 tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, sonucu itibariyle doğru olan hükmün, gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekirken, hükmün doğrudan onanmış olduğu anlaşıldığından, karar düzeltme istemlerinin kabulü ile Dairemizin 08.02.2019 tarih 2016/1487-2019/801 Esas ve Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına; gerekçenin bu şekilde DÜZELTİLEREK sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 08.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.01.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, köy mezarlığı niteliğinde bulunan 678 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında düzenlenen kadastro tespit tutanağında tespitinin adına yapıldığını ancak tapu sicilinin oluşturulması sırasında malik hanesinin boş bırakıldığını ileri sürerek 678 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında boş bırakılan malik hanesine adının yazılmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....

                Ancak; mahkemece dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali gerekirken kadastro tutanağının iptaline karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 2. bendi üçüncü satırında yer alan “tespit tutanağının” kelimelerinin çıkarılarak bunun yerine “kadastro tespitinin iptali” kelimesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 14/04/2011 günü oybirliğiyle karar verildi....

                  Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilâmında açıklanan gerektirici sebeplere göre, davacı Hazine vekilinin yerinde olmayan ve HUMK'un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir. 2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak ve taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli şekilde karar vermek zorunda olup, davanın kadastro tespitine itiraz davası olması nedeniyle kadastro tespitinin iptaline de karar verilmesi gerekirken Mahkemece, çekişmeli taşınmaz hakkında tespitin iptaline karar verilmeden tescil hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitinin İtirazına İlişkin Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın usulden reddine ilişkin hükmün davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04.10.2021 tarih ve 2021/12510 Esas, 2021/9967 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş olup, davalı Hazine vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 440/1II-3. maddesi uyarınca, görevsizlik, yetkisizlik, hakimin reddi, dava veya karşılık davanın açılmamış sayılması, davaların birleştirilmesi ve merci belirtilmesi kararlarının onanması veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu