Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Varlığı kadastro tutanağında işaret edilen dava konusu belirtme 10 yıllık süre içerisinde tapu kaydına da 30.12.1955 tarihinde aynen aktarılmıştır. Eldeki dava ise, 10.07.2003 tarihinde açılmış bulunmaktadır. Burada öncelikle üzerinde durulması gereken sorun, kayıt maliki olan davacıların kayıttaki belirtmenin terkini için açacağı davalarda 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağıdır. Gerçekten, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu m.12/3’deki “bu tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” şeklindeki hüküm uyarınca şayet, taşınmazın tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçmiş ise, kayıt maliki belirtmenin terkini istemi ile kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz edemez ve dava açılması olanaklı değildir....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, beyanlar hanesindeki şerhin terkini istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 üncü maddesi. 3. Değerlendirme Dava beyanlar hanesindeki miktar fazlalığı şerhinin terkini istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın kadastro tutanağı 25.07.1949 tarihinde kesinleşmiş, davacı satış suretiyle 23.03.2010 tarihinde taşınmaza paydaş olmuştur. Taşınmazın davacı adına tapuda tescil edildiği tarihte terkini istenen davaya konu şerh mevcuttur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından duruşmalı temyiz edilmesi üzerine, duruşma isteminin değerden reddine karar verildi, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sonucu ... İli ... İlçesi ... Köyü, 430 ada 3 parsel (eski 1312) sayılı 10.605,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile davalı adına tapuda kayıtlıdır. Davacı ... İdaresi, çekişmeli taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığı ve eylemli orman olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil, müdahalenin önlenmesi ve varsa şerhlerin terkini istemiyle dava açmıştır....

        Mahallesi, 133 ada 6 parsel sayılı 232,17 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Kadastro Mahkemesinin 1994/35 E. - 1994/88 K. sayılı kararı ile orman vasfıyla Hazine adına hükmen tescil edilmiş; davacı Orman Yönetimi, orman olan taşınmazın beyanlar hanesinde "1980 yılından beri ... oğlu ...'ın kullanımında olduğu" şerhlerinin bulunduğu, ormanlar üzerinde kişi ve kurumlar lehine hiç bir şekilde şerh konulamayacağı iddiasıyla tapu kaydındaki davalı lehine bulunan şerhin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki "1980 yılından beri ... oğlu ...'ın kullanımındadır" şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapulu taşınmaz üzerinde bulunan irtifak hakkı ve kullanım şerhinin terkini istemine ilişkindir....

          Tarım Kredi Kooperatifi lehine ipotek bulunduğunu, taşınmazın bir kısımının kesinleşen tahdit sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, tahdit içinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ve üzerindeki şerhlerin terkini ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 398 parsel sayılı taşınmazın 06.01.2016 tarihli fen bilirkişisi raporuna ekli krokide (A), (C1) ve (C2) harfleri ile gösterilen kısımlarının tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu kaydı iptal edilen kısımlar yönünden tüm şerhlerin iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi tarafından harca yönelik olarak, davalı ... Reformu Genel Müdürlüğü tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....

            adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmaz üzerinde “bu parsel tarım reformu genel müdürlüğü arazi toplulaştırma proje uygulaması kapsamındadır, toplulaştırma şerhi” ve “ taşınmaz kısmi orman sınırı içinde kalmaktadır” beyanları, “3083 sayılı Kanun gereğince devir, temlik, ipotek edilemez ve satış vaadine konu olamaz” şerhi ile İkiztepe Tarım Kredi Kooperatifi lehine ipotek bulunduğunu, çekişmeli taşınmazın bir kısımının kesinleşen tahdit sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, tahdit içinde kalan kısımının tapu kaydının iptali ve üzerindeki şerhlerin terkini ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır....

              Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 24.11.2015 gününde verilen dilekçe ile haciz şerhinin terkini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, dava konusu 10501 ada 1, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına kayıtlı olduğunu, tapu kayıtlarının şerhler bölümünde 17.01.1956 tarihli, 11.12.1959 tarihli ve 01.07.1971 tarihli üç adet lehtarı Hazine olan haciz şerhi bulunduğunu belirterek bu şerhlerin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

                bulunduğunu ancak davalıların bedel talep ettiklerini, şerhlerin bedelsiz terkininin gerektiğini beyanla davanın kabulü ile şerhlerin tapudan terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Gerçekten mahkemenin terkinine karar verdiği şerh 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19.maddesi uyarınca konulmuş olup, şerhin konusu olan haklar yıkılmak, yanmak gibi sebeplerle sona erince yeniden kurulamazlar. Yararına şerh konulan kimselerce de ileride şerhe dayanılarak aynı taşınmazda yeniden yapı yapılması veya ağaç dikilmesi mümkün değildir. Ne var ki; Türk Medeni Kanununun 1026.maddesi uyarınca ayni hakkın sona ermesi halinde şerhin terkini yüklü taşınmaz malikince istenebilir. 1026.maddedeki “Bir ayni hakkın sona ermesi ile tescil her türlü hukuki değerini kaybettiği takdirde yüklü taşınmaz maliki terkini isteyebilir” şeklindeki hükmün anlamı budur. Anılan hükmün 2. ve 3.fıkralarında ise terkin için tapu memuruna başvurulacağı ve onun yapması gereken işlemle terkin edilebileceği veya şerhin terkinini tapu memurunun hakime başvururak karar istemek ./.. -2- 2006/99-688 suretiyle yapılabileceği hükme bağlanmıştır....

                  Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın tapudaki ipotek ve şerhlerin kaldırılması istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu