Bu şerhlerin tapuya kaydı ise farklı yöntemlere tabidir. Somut olayda; tapu kaydına ihtiyati tedbir şerhi konulmuştur. Anılan şerh Türk Medeni Kanununun 1010. maddesinde düzenlemesini bulan tasarruf yetkisi kısıtlaması şerhlerinden birisidir. Davacı bu şerhin emniyet müdürlüğü talebi ile değil, mahkeme kararıyla konulabileceğini, tapudaki kaydın yolsuz olduğunu ileri sürmektedir. Diğer bir ifadeyle tapu kaydındaki yolsuz işlemin düzeltilmesini istemektedir. Mahkemece işlemin dayanağının idari olduğu gerekçesiyle davanın idari yargıda görüleceği kabul edilmiştir....
ilçesi ... beldesi ... mahallesinde bulunan 122 ada 9 parsel sayılı 386,40 m² yüzölçümündeki taşınmazın, Zonguldak Kadastro Mahkemesinin ... E. - ... K. sayılı kararı ile hükmen orman olarak tescil edildiğini, taşınmazın tapu kaydında ... ...'ın kullanımında olduğu ve 5 yıl süreyle TTK lehine irtifak hakkı şerhlerinin bulunduğu iddiasıyla şerhlerin kaldırılması istemiyle dava dava açmıştır. Davalı TTK ise, dilekçesinde 1982 Anayasasının 169. maddesinde geçen kamu yararı kavramının sadece kamu hizmetlerini değil kamu yararına olan tüm faaliyetleri kapsadığını, anılan parselde maden çıkarımının da bu anlamda başka yerde yapılmasının zor bir faaliyet olması sebebiyle irtifak hakkı tesisinin devam etmesi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne; 122 ada 9 sayılı parselin tapu kaydının beyanlar hanesindeki "1980 yılından beri İsmail oğlu ... ...'...
DAVA Davacı vekili; davacının 2189 ada 17 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, müfettiş talimatı ile taşınmazın tapu kaydına ... tarafından yolsuz tescil şerhi konulduğunu, davacının taşınmaz hissesini 21.11.2017 tarihinde tapu siciline itimat ederek satın aldığını, bu nedenle iyi niyetli malik olduğunu belirterek; davaya konu taşınmazın sicil kaydına hukuka aykırı olarak konulan şerhlerin terkinine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. II.CEVAP Davalı vekili; dava konusu taşınmazda yolsuz tescil işlemleri yapıldığını, bu nedenle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığının 29.12.2017 tarih ve 33275/7 sayılı raporu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığının 18.09.2018 tarih ve 2137475 sayılı yazılarına istinaden yolsuz tescil şerhi konulduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. III....
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline, el atmanın önlenmesine, tapudaki davalılar yararına olun şerhlerin silinmesine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 11 Numaralı orman tahdit komisyonunca 1942 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 1993 yılında 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 10.11.1993 tarihinde ilan edilerek 11.05.1994 tarihinde kesinleşen, aplikasyon ile daha önce sınırlaması yapılmamış ormanlarda 4785 Sayılı Yasa hükümleri gözetilerek orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır. 1980 yılında 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması bitirilememiştir....
Dosya kapsamından dava edilen taşınmazlarla ilgili kamulaştırma işlemlerinin davalı şirket tarafından yapıldığı, şerhlerin de davalı şirket yararına konulduğu anlaşılmaktadır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7 ve 31/b maddeleri uyarınca yapılan işlemler kamulaştırılan taşınmaz mülkiyetinin kamulaştırma yapan idare adına geçmesini sağlamaya yönelik tedbir niteliğindeki işlemlerdir. Sözleşmenin 21/a maddesine bakılırsa, kamulaştırma işlemleri davalı şirket tarafından yapılsa bile kamulaştırılan taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olacaktır. Dolayısıyla davalı şirketin yaptığı kamulaştırma işlemlerinin tümü kamulaştırılan taşınmazın mülkiyetini Hazineye geçirme amaçlıdır. Kamulaştırma Kanununun 7 ve 31/b maddeleri uyarınca yapılan işlemlerin sonuç olarak muhatabı davacı Hazine olduğundan mahkemece davalı şirket yararına konulan şerhin terkini ile bu şerhlerin Hazine yararına yazılmış olması da yasaya aykırılık yoktur....
Dosya kapsamından dava edilen taşınmazlarla ilgili kamulaştırma işlemlerinin davalı şirket tarafından yapıldığı, şerhlerin de davalı şirket yararına konulduğu anlaşılmaktadır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7 ve 31/b maddeleri uyarınca yapılan işlemler kamulaştırılan taşınmaz mülkiyetinin kamulaştırma yapan idare adına geçmesini sağlamaya yönelik tedbir niteliğindeki işlemlerdir. Sözleşmenin 21/a maddesine bakılırsa, kamulaştırma işlemleri davalı şirket tarafından yapılsa bile kamulaştırılan taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olacaktır. Dolayısıyla davalı şirketin yaptığı kamulaştırma işlemlerinin tümü kamulaştırılan taşınmazın mülkiyetini Hazineye geçirme amaçlıdır. Kamulaştırma Kanununun 7 ve 31/b maddeleri uyarınca yapılan işlemlerin sonuç olarak muhatabı davacı Hazine olduğundan mahkemece davalı şirket yararına konulan şerhin terkini ile bu şerhlerin Hazine yararına yazılmış olması da yasaya aykırılık yoktur....
Yargıtay'ın yer-eşmiş uygulaması da bu doğrultuda olup, ihtiyati tedbir şerhinin tapuya şlenmesinden sonra konulan şerhler sebebiyle sonradan konulan şerhlerin bağlayıcı olmayacağı yolundadır. Mahkemece yapılan bu saptama dikkate alınarak davacı lehine 1165 d> >arsel kaydının 02.12.2003 tarihinde işlenen ihtiyati tedbir şerhinden sonra konulan şerhlerin terkini yerine istem bütünüyle reddolunduğundan karar bozulmalıdır. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle (İBOZULMASINA), peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 0| |8.04.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Köyünde 17.08.1999 tahinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosunun bulunduğunu, davaya konu 936 nolu parselin tapu maliki görünenler tarafından bu orman tahdidine itiraz davası sonucu kadastro mahkemesince davanın reddedilerek kesinleştiğini, bu nedenlerle kesinleşen ve kısmen orman sınırları içinde kalan, davalılar adlarına tapuda kayıtlı taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, tapudaki şerhlerin kaldırılmasına ve davalıların bu yerdeki müdahalelerinin menine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve 936 parselin krokide (A) ile gösterilen 4512,89 m2 yüzölçümündeki alanının tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, tapu kaydı üzerindeki şerhin terkinine, (A) bölümüne davalıların herhangi bir müdahalesi olmadığından davacının müdahalenin meni talebinin reddine karar verilmiş. hüküm davacı ... Yönetimi tarafından elatmanın önlenmesi talebinin reddi yönünden temyiz edilmiştir....
Köyü 132 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını, tapu kaydının iptalini ve Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece dava değeri nedeniyle davada Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizliğe ve karar kesinleştiğinde istek halinde dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptal ve tesciline, el atmanın önlenmesine, tapudaki davalılar yararına olun şerhlerin silinmesine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 25.05.2017 tarihinde verilen dilekçeyle tapudaki teminat ipotek şerhinin terkini talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 27.11.2017 tarihli hükmün ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin kabulüyle yerel mahkeme kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü. KARAR Dava tapudaki ipotek teminat şerhinin terkini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu kabul edilerek yerel mahkeme kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuştur....