İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede kadastro çalışmalarının 1945 yılında yapıldığı, 268 ada 8 parsel olarak tespit ve tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesinde 9168 m² Hazine fazlalığı şerhi bulunduğu, kök parselin ifrazı ile oluşan 248 ada 171 parselin beyanlar hanesinde de aynı şerhin bulunduğu, bu parselden ıslah-imar planı çalışmaları sonucu oluşan dava konusu 42573 ada 6 ve 7 parsellerin beyanlar hanesine de aynı şerhin aktarıldığı, kadastro öncesi sebebe dayalı şerhin terkini talepli davada 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece " Tapudaki, tapu müdürlüğünce beyanlar hanesine yazılan şerhler, tapu maliki Ahmet kızı Raziye' nin veraset ilamlarındaki karışıklığı göstermektedir. Ahmet kızı Raziye' nin iki adet veraset ilamının olduğu ve her iki veraset ilamının birbirine uygun olmadığı açıktır. Tapu müdürlüğü bu şerh ile hatalı intikal işlemi yapılmasını engellemeyi amaçlamıştır. Çünkü veraset ilamlarından biri ibraz edilip işlem yapıldığında, işlem yapılan veraset ilamı sonradan iptal edilip mirasçılık durumu değiştiğinde idarenin (maliye hazinesinin) TMK' nun 1007. Maddesine göre kusursuz sorumluluğu söz konusu olabilecektir. Bu şerhler tasarrufa engel olmayan, dikkat çekmeye yönelik şerhlerdir. Yukarıdaki veraset ilamının iptaline ilişkin ve tespit davaları neticelendiğinde, kararın kesinleşmesiyle her zaman yasal olduğu kesinleşen mirasçıların talebi ile bu şerhlerin terkini ve yeni veraset ilamına göre intikal işlemi yapılması talep edilebilir....
Bu şerhlerin tapu kaydına imar-ihyadan kaynaklanan kişisel hakkı ileri sürebilme kolaylığı amacıyla konulduğu kuşkusuzdur. Gerçekten, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 46/1 maddesi hükmünce kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde 766 sayılı Kanunun 37.maddesi veya 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen bu gibi taşınmaz mallar Kadastro Kanunu hükümlerine göre iktisap şartlarına dayanarak zilyetleri adına tescili mümkündür. Ancak, maddenin son fıkrası uyarınca daha önce kadastrosu yapılan yerlerde bu maddeye dayanan talep ve dava hakkı bu kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl geçmekle düşer. 3402 sayılı Kadastro Kanunu 09.07.1987 tarihinde yayınlanmış 49.maddesi gereğince de üç ay sonra yani 09.10.1987 tarihinde yürürlüğe girmiştir....
T9 vekili cevap dilekçesinden özetle; davaya konu edilen taşınmazlar üzerinde bulunan şerhlerin ilgili idarece yapılan bir tasarruf sonucu tapu kaydına işlenmiş idari şerh olduğunu, idari şerhlerin niteliği itibari ile Adli Mahkemelerce kaldırılmasının mümkün olmadığını, öncelikle şerhin kaldırılması talebi ile ilgili muhatap idareye başvuru yapılması, alınacak cevabın olumsuz olması durumunda idari yargı nezdinde iptal davası açılması gerektiğini, Kadastro Müdürlüğü’nün iş bu davada taraf sıfatını haiz olmadığını, davaya konu parsellerin bulunduğu bölge ile ilgili olarak Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/406 E. 2002/226 K. sayılı (kesinleşmiş) ilam bulunduğunu, söz konusu davanın konusunun tescil harici taşınmazın tapuya kayıt ve tesciline yönelik olduğunu bu ilamın infazı için T9 gönderildiğini, 20/06/2012 tarih ve 5144 sayılı yazı ile Antalya Tapu ve Kadastro 6....
Taşınmazın tapu kütüğündeki kaydında yer alan ve beyan niteliğinde olan üçüncü kişi lehine konulan muhdesat kaydının terkini istemine ilişkin davanın tapudaki hak sahiplerine, diğer bir anlatımla, belirtme ile sağlanan hakkın sahiplerine yöneltilmesi gerekir. Somut olayda, dava hak sahibine değil Belediye Başkanlığına yöneltilmiştir. Davalı ... Başkanlığının davada pasif dava ehliyeti bulunmadığı gözetilmeden işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Diğer yandan, yapı veya ağaç sahibi yararına konulan kayıt hakkın yıkılmak veya yanmak gibi sebeplerle sona ermesi halinde ya da hak sahibinin arazi üzerindeki hakkından vazgeçmesi sonucu terkin edilir. Ne var ki, Türk Medeni Kanununun 1026. maddesi uyarınca terkin işlemini yapacak merci ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüdür....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dava tapudaki kira şerhinin terkini istemine ilişkin olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 17.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, tapudaki şerhin terkini isteğine ilişkin olup, kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.06.2011 günün oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.06.2010 gününde verilen dilekçe ile tapuda vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... İdaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 16 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 25.12.1995 tarihinde işlenen "vakıf 25.12.1995 yev. 4784" şerhinin terkini istemi ile açılmıştır. Davalı vekili tapudaki vakıf kaydının "... Paşa" vakfına ait olduğu, vakfiye kaydına rastlanmadığı ancak ferman, ilmuhaber ve şahsiyet kaydı gereğince hayarata tahsis edilen tavize tabi vakıf niteliğinde olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davalı ......
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve temyiz edenin sıfatına göre beyanlar hanesindeki kaydın terkini isteğinin tapudaki hak sahiplerine, diğer bir anlatımla, belirtme ile sağlanan hakkın sahiplerine yöneltilmesi gerekirken pasif dava ehliyeti bulunmadığı gözetilmeden bu hak sahiplerinin yanı sıra tapu sicil müdürlüğü de davada hasım gösterilerek davalı yönünden de kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 10.12.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Çekişmeli taşınmaz üzerinde, Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa'nın Ek-.... maddesi gereği kullanım kadastrosu yapılmıştır. 26.04.2012 tarihli 28275 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanun'un .... maddesinin .... bendi ile; "Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar .../B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz, açılmış ve devam eden davalar durdurulur." hükmü getirilmiştir. Somut olayda Hazine, 6292 sayılı Kanun'un yürürlüğünden sonra 03.07.2014 tarihinde, taşınmazın kullanıcısız olduğu iddiasıyla kullanıcı şerhinin terkini istemiyle dava açmıştır....