Yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar davacının kazanmayı sağlayan zilyetliğini doğrulamışlardır. Kaldı ki, 02.07.2008 tarihli yargılama oturumunda davalı davayı kabul ettiğini bildirmiş ve imzası alınmıştır. Davacının bu beyanı hukuken kendisini bağlar. Öte yandan davalı, teknik bilirkişi Halil Bıyıklı tarafından dosyaya sunulan 19.01.2009 tarihli rapor ve krokiye karşı da bir diyeceği olmadığını bildirmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyuşmazlık doğurmayan hataların düzeltilmesi için uygulanmaktadır. İki tarafı ilgilendiren ve aynı hakka ilişkin bulunan ve uyuşmazlık içeren iptal ve tescil isteklerinde anılan kanunun 41.maddesini uygulama olanağı bulunmamaktadır. Şu halde; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uymayan yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....
Davacı, Kadastro Müdürlüğünün söz konusu kararına karşı kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesine eldeki davayı açmış ve Mahkemece de işin esasına girilerek yapılan işlemin 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesine uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak; 3402 sayılı Kanun'un 41. maddesinde yer alan düzenlemede düzeltme işlemine karşı tebliğden itibaren 30 günlük sürede Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabileceği ve dava açılmadığında yapılan düzeltme işleminin kesinleşeceği belirtilmiş ise de; bu şekilde kesinleşip tapuya tescil edilen düzeltme kararlarına karşı ya da düzeltme talebinin idare tarafından reddedilmesi durumunda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan teknik hataların düzeltilmesi istemiyle tapu iptali ve tescil davası açılmasını engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır....
Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, mahkemece kadastro müdürlüğü aleyhine açılan dava pasif dava ehliyeti yokluğundan reddedilmiş, diğer davalılar aleyhine açılan dava ise kabul edilmiştir. Hükmü, davalılar ..., ... ..., ... ile ... temyiz etmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir....
İkinci kadastro yasağını düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi “Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastro veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde, ikinci defa yapılan kadastro, tapu sicil müdürlüğünce re’sen iptal edilir.” hükmünü havidir. Bu hüküm uyarınca, daha önce kadastrosu yapılan bir taşınmazın yeniden kadastroya tabi tutularak tapuya tescil edilmiş olduğunun anlaşılması halinde, ilk yapılan kadastro çalışmasına itibar edilir. Kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında yapılan teknik bir hata sonucu taşınmazlar arasında binmeler meydana gelmesi ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi kapsamında bir “mükerrerlik” halini değil, aynı yasanın 41. maddesinde düzenlenen teknik hata halini oluşturur....
, sınırları teknik olarak belirlenmiş tapu kaydının ve krokisinin oluşmadığı ve davacının talebinin mülkiyetin el değiştirmesinin gerektirecek hususta olduğu, ancak, Kadastro Kanununun 41. maddesi kapsamında mülkiyetin el değiştirmesini gerektirecek hususların düzeltme konusu olamayacağı gerekçesiyle HMK'nın 114/c maddesi uyarınca davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, HMK'nın 2. maddesi uyarınca mahkemenin görevsizliğine, HMK'nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Muğla Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2014/6376 E. 2014/10500 K. sayılı kararıyla “Mahkemece, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmediği, sınırları teknik olarak belirlenmiş tapu kaydının ve krokisinin oluşmadığı, Kadastro Kanunun 41. maddesi kapsamında mülkiyetin el değiştirmesini gerektirecek hususların düzeltme konusu olamayacağı...
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi çerçevesinde Kadastro Müdürlüğünce yapılan düzeltme işleminin iptali istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenn'i hatalar ile bundan kaynaklanan yüzölçümü hatası düzeltilebilir. Düzeltme işlemi ile kadastro tespiti sırasında kesinleşen mülkiyet durumunu değiştirecek şekilde uygulama yapılamaz. Mülkiyet aktarımına neden olan hatalar için çözüm, açılacak olan tapu iptal ve tescil davasıdır. Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, düzeltme kararının usul ve yasaya uygunluğu ile uygulanma kabiliyeti bulunup bulunmadığını denetlemekten ibaret olup, taraflar arasındaki fiili sınıra göre düzeltme işlemi tesisi değildir....
Davacı ..., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca teknik hataların düzeltilmesi talebinin Kadastro Müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, kendisine ait taşınmazın tapu yüzölçümü ile hesap yüzölçümü arasında fark bulunduğunu ileri sürerek, teknik hatanın düzeltilmesi istemiyle dava açmış, yargılama sırasında davalı ... de davaya muvafakat etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 1145 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 1.347,70 metrekare olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. 5304 Sayılı Kanunun 9.maddesi ile yapılan değişiklikten sonra anılan madde; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda 2010/7600 - 9077 sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun "Hataların Düzeltilmesi" başlıklı 41. maddesi uyarınca, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya Kadastro Müdürlüğünce re'sen düzeltilir ve düzeltme kararı, ilgili taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ edilir. Yine aynı madde uyarınca, ilgilileri tarafından düzeltme kararının kaldırılması istemiyle tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir. Dava açılmadığı takdirde düzeltme kararı kesinleşir ve tapu kaydına işlenir. Maddenin açıklanan içeriği karşısında, 30 günlük süre içinde açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir....
Dava, 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca yapılan teknik hatanın düzeltilmesi işleminin iptali istemine ilişkindir. Anılan madde uyarınca, re'sen veya istem üzerine Kadastro Müdürlüğünce düzeltme kararı verilmesi halinde, bu karar ilgililerine tebliğ edilir. Bu karara karşı, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açılmaması halinde tapu sicilinde düzeltme yapılır. Yasada öngörülen bu süre hak düşürücü bir süre olmayıp sadece, hak kayıplarının olmaması amacıyla, düzeltme kararının tescilinden önce bir bekleme süresidir. Bu sürenin geçirilmiş olması ya da düzeltme talebinin reddedilmesi halinde 41. maddeye dayanılarak tapu iptal ve tescil davası açılması imkan dahilindedir. 30 günlük süre içinde açılacak davalarda görevli mahkeme, 3402 sayılı Yasa'nın 41/1. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesidir. 3402 sayılı Yasa'nın 41....