WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 12.07.1963 gün ve 1963/2199-6033 sayılı kararı ile onandıktan sonra 24.02.1966 tarihinde kesinleşip tapuya kayıt edildiğine, yüzölçümünün 14500 m2 olarak tahsisinden sonra, ifraz ile çekişmeli 2677 sayılı parsel oluştuğuna, sözü edilen kararın H.Y.U.Y.’nın 237. maddesi gereğince Orman Yönetimini bağlayacak kesin hüküm, Hazine yönünden ise ... delil sayılması gerektiği gözetilerek, mahkemece tapu kaydının beyanlar hanesindeki “6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır” şerhinin iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin yukarıda sözü edilen mevcut kesin hüküm nedeniyle, taşınmazın mülkiyetine ilişkin bir şerh olmadığı gözetilmeden, davacı yararına nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

    Hukuk Dairesinin 2020/214 Esas - 2020/192 Karar sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapunun beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin terkini isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi 3.3. Değerlendirme 3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir. 3.3.2....

      Hukuk Dairesinin 2020/214 Esas - 2020/192 Karar sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi sebeplere dayalı tapunun beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin terkini isteğine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi 3.3. Değerlendirme 3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir. 3.3.2....

        Dava, tapu kütüğünün beyanlar hanesindeki muhdesat kaydının terkini istemine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....

          Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu 2730 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin iptaline, yerine "Bu taşınmazın 15.11.2017 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi gösterilen 823,37 metrekare miktarındaki kısmı, (isimleri açıkça yazılmak suretiyle) ... mirasçılarının miras payları oranında kullanımındadır, aynı krokide (B) harfi gösterilen 476,32 metrekare miktarındaki kısmı ...'ın kullanımındadır." şerhinin yazılmasına, diğer şerhlerin aynen korunmasına; 2730 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline, taşınmazın tapu kaydının beyanlarhanesindeki kullanıcı şerhinin iptaline, yerine "Bu taşınmazın 15.11.2017 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi gösterilen ile gösterilen 347,05 metrekare miktarındaki kısmı ...'...

            Köyü 63 ve 64 sayılı parsellerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle gerçek kişi adına tesbitine, taşınmazların kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde olduğu iddiasıyla Orman Yönetiminin açtığı dava sonunda, 63 ve 64 sayılı parsellerin kesinleşen orman tahditi dışında olduğu ancak, Hazine tarafından kamulaştırılan tapular kapsamında kaldığı saptanarak, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği gerekçesi ve tarla niteliğiyle Hazine adına tesciline ilişkin, Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 02.07.1964 gün ve 1954/3219-115 sayılı kararı kesinleştiğine, daha sonra Hazine tarafından satılmakla gerçek kişiler adına tapu kaydı oluştuğuna, sözü edilen mahkeme kararının H.Y.U.Y.’nın 237. maddesi gereğince Orman Yönetimini bağlayacak kesin hüküm, Hazine yönünden ise kuvvetli delil sayılacağı gözetilerek, mahkemece ... köyü 63 ve 64 sayılı parsellerden ifraz yoluyla gelen 1482 m2 yüzölçümündeki çekişmeli 1704 sayılı parselin tapu kaydının beyanlar hanesindeki “...

              Muhdesat belirtmesi, Türk Medeni Kanununun 684. maddesine sınırlama getirerek muhdesat konusu ile arazinin bütünleşmesine engel olduğundan, arazi sahibinin mülkiyet hakkını ileri sürmek suretiyle ve muhdesat bedelinin hak sahibine ödenmesi koşuluyla mahkemeden terkin talebinde bulunulması da olanaklıdır. Somut olayda; mülkiyeti davalı Hazine adına olan 1709 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde zeytin ağaçlarına ilişkin olarak davacılar lehine yer alan muhdesat şerhinin bedeli ödenmesi şartıyla terkini talep edilmiş ise de şahsi hak sahibi davacıların şerhin terkini istemli bu davayı açmakta hukuki yararları bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... İlçesi .../... Mahallesi çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 562,87 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydının beyanlar hanesinde, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtilerek ve kullanıcı tespiti yapılmaksızın arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve 20.09.2000 tarihinde hükmen tescil edilmiş, daha sonra 2010 yılında yapılan güncelleme çalışması sonucunda tapu kaydının beyanlar hanesinde taşınmazın ... ve ...'ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılmıştır. Davacı ..., 19.10.2012 tarihinde taşınmazın muristen intikal ettiği iddiasına dayanarak, tapu kaydının beyanlar hanesine adının yazılması istemiyle dava açmıştır....

                  adına tespit edildiği, Orman Yönetiminin taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı, ... ... ve arkadaşlarının ise taşınmazın kendilerine ait tapu kayıtları kapsamında kaldı iddiası ile açtığı dava sonunda, 14 parsel sayılı 16000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tesbit gibi davalı gerçek kişi adına tesciline ilişkin Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 26.7.1958 tarih 1954/3185-252 sayılı kararının Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, ... ... adına tescil edildiği, ifrazen 2645 ve 2646 sayılı parsellerin oluştuğu, 2645 sayılı parselin Paylı olarak ... ve paydaşları adına tescil edildiği, Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin sözü edilen 26.7.1958 tarih 1954/3185-252 sayılı bu kararının, Orman Yönetimini bağlayacak kesin hüküm olduğu, Hazine yönünden ise güçlü delil oluşturacağı göz önünde bulundurularak, çekişmeli 2646 sayılı parselin tapu kaydının beyanlar hanesindeki “2/B sahasında kalmaktadır” şerhinin iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazinenin...

                    karar verildiğini, belirtilen nedenlerle davacının tapu kaydındaki 44/100 nisbetindeki muhdesat oranının 62,5/100 şeklinde düzeltilerek tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesi ile her türlü yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu