Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 20. maddesinde "Kararı veren mahkemenin sıfatına, nitelendirmesine ve sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, geçersiz sözleşmeden kaynaklanan (sebepsiz zenginleşmeden) (TBK m. 77 ila 82) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar", 15. maddesinde "Taşınmaz üzerinde bulunan yapı, ağaç ve benzeri muhtesatın aidiyetinin tespiti istemiyle açılan her türlü davalar sonucunda genel mahkemelerce verilen hüküm ve kararlar", 16. maddesinde "4721 sayılı TMK'nın 676, 677 ve 678 maddelerinden kaynaklanan miras taksim sözleşmesi ve miras payının devri sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil davaları ile aynı yasanın 527 ve 528. maddelerinde yer alan miras sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" düzenlenmiş olduğundan dosyanın istinaf incelemesinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin görevinde kaldığı anlaşılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında kadastro öncesi miras yoluyla hakka dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olup, iş bu karar süresi içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü; I. DAVA Kadastro sonucunda, Of ilçesi Yukarı Kışlacık Mahallesi çalışma alanında bulunan 418 ada 2 parsel sayılı 1.284,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların yakın mirasbırakanları olan ... oğlu ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları çekişmeli taşınmazın müşterek kök muris ...’tan intikal ettiği, murisin terekesinin yöntemince taksim edilmediği iddiasıyla miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak tapu iptali ve payları oranında tescili istemiyle dava açmıştır. II....

    Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak istemine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında Yargıtay 3. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu hali ile dava sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        -MUHALEFET ŞERHİ- Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı asliye hukuk mahkemesinde açılmış tapu iptal-tescil ve ecrimisil davasıdır. Sayın çoğunluk ile aramızda oluşan uyuşmazlık, temyiz incelemesine konu kararın değer itibariyle verildiği anda kesin olup olmadığı, bir başka ifadeyle temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Temyize ilişkin hükümler 6100 sayılı HMK da düzenlendiğine göre aynı Yasanın 448. maddesi “Zaman bakımından uygulanma” başlığıyla “ Bu kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır.” demektedir. Diğer yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek madde 6 ise “…kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar …..miktar veya değerine bakılmaksızın 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir.” şeklindedir....

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kadastro sonucunda, Çiğli ilçesi Harmandalı köyü çalışma alanında bulunan 221 parsel sayılı 697,00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz ile 657 parsel sayılı 1.680,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalıların miras bırakanları ... adına tespit ve tescil edildikten sonra, kayıt malikinin ölümü ile payları oranında davalılar adına intikal ve tescil edilmiştir. Davacı ..., ... ve ..., çekişmeli taşınmazların kök muris ...’tan intikal eden yerlerden olduğu, ne var ki davalılar murisi adına tapuya tescil edilip, ardından davalılar adına intikal gördüğü, tapu kayıtlarının bu haliyle yolsuz olduğu iddiasıyla, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemiştir....

            Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 18.05.2007 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ..., kızları ..., ..., ..., ..., oğulları ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in kaldıkları, çekişme konusu ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların kadastroca senetsizden ... adına tespitinin yapıldığı, tespitin 13.01.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 33. maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir. Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacıların, muris muvazaası hukuksal nedenine değil anneleri ...’dan kendilerine intikal edecek miras payları için kadastro öncesi hukuksal nedenine dayalı dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulundukları anlaşılmaktadır....

              DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar re'sen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden davacının halen kendisinin yaptırdığı evde zilyet olduğu ve bu evde oturduğu anlaşılmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır....

              dava açmış olup, Mahkemece, davanın hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin, ancak kadastro tespiti yapılıp kesinleşen taşınmazların aynına (mülkiyetine) yönelik tespit öncesi nedene dayalı olarak açılacak tapu iptali ve tescili istemli davalarda dava şartı olarak öngörüldüğü, tenkis davasının belirtilen taşınmazların tespitin kesinleşmesinden sonra satılması nedenine dayalı olarak açıldığı, tenkis olmadığı taktirde tazminat isteminin ise davalıların bu satıştan edindiği bedele yönelik olarak açıldığı, ecrimisil talebinin ise yine bedele ilişkin olduğu gözetildiğinde, mülkiyet dışındaki bu taleplerin 6098 sayılı Borçlar Kanun'un 77. ve devamı maddelerinde öngörülen sebepsiz zenginleşme hükümlerine ve 4721 sayılı Medeni Kanun'un 560. ve devamında düzenlenen tenkise ilişkin hükümlerine dayalı olarak, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması ve...

                DELİLLER: Dava dilekçesi,cevap dilekçesi ,tapu kayıtları,kadastro tutanak örnekleri, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı GEREKÇE: HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava Kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Dava konusu 101 ada 27parsel kadastro sırasında Mustafa oğlu Nuri Özdoğan adına tespit görmüş, kadastro 08/06/2006 tarihinde kesinleşmiş ve tapu kaydı oluşmuştur. Davacı, miras bırakan Mustafa Erdoğan'dan gelen miras hakkına dayanarak ve tüm mirasçılar adına tescili istemiyle dava açmış olup, davacının murisi Mustafa Erdoğan'nın ölüm tarihi itibariyle terekesinin TMK'nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu kuşkusuzdur. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur....

                UYAP Entegrasyonu