Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sebepsiz zenginleşme, geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir sebebe ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Hukuki işlemin borç doğurmasının sebebi irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının sebebi kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Bunun sonucu olarak, taraflar arasında malvarlıkları arasındaki değişim bir sözleşmeye, tarafların açıkladıkları iradeye dayanırsa, sebepsizlikten ve sebepsiz zenginleşmeden söz edilemez. Diğer taraftan, maddi olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 66. maddesine göre (6098 sayılı TBK md. 82), sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, bir ve on yıllık zamanaşımına sürelerine tabi tutulmuştur....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince; davanın terekeye iade istekli açıldığı ve davaya katılmayan ortakların/mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, ondan sonra taşınmazların temlik ve miras bırakanın ölüm tarihi gözetilerek, tarafların iddiaları ve savunmaları doğrultusunda inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği ancak davada kadastro öncesi nedene dayanıldığından ve dava tarihi itibarıyla Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü süre geçirilmiş olduğundan, davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1....

      Değerlendirme Mahkemece davanın kadastro öncesi nedene dayalı olduğu ve davada 3402 sayılı Yasa'nın 12. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve aynı gerekçe ile davacı yanın istinaf talebi reddedilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı vekili dava, istinaf ve temyiz dilekçelerinde davalarının 4706 ve 4070 sayılı Yasalara aykırı olarak yapılan satış nedeniyle açıldığını, Maliye Hazinesi adına kayıtlı taşınmazda davalının zilyet olmamasına rağmen satışının davalıya yapıldığını, taşınmazda davacının zilyet olduğunu belirtmiştir. Bu hali ile davanın kadastro öncesi nedene dayalı olmayıp, 4706 ve 4070 sayılı Yasalara aykırı olarak yapılan satış nedeniyle açıldığı açıktır....

        Mahkemece; dava konusu taşınmaz hisselerinin haricen satımına ilişkin olarak 2000 yılı ve öncesinde sözleşmeler düzenlendiği, dava konusu ihtilafa uygulanacak zamanaşımı süresinin taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle 10 yıl olduğu, sözleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dava konusu uyuşmazlık; tapulu taşınmaza ilişkin adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....

          Somut olayda davacı çekişmeli taşınmazların murisi T3 kaldığını savunarak mülkiyet iddiasında bulunmasına göre davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, açıktır. Kadastro sırasında Çekişmeli taşınmazlar davalılar adına iştirak halinde malik olarak tespit görmüş, tespit 14/04/2009 tarihinde kesinleşmiş ve tapu kayıtları oluşmuş, davalılar hali hazırda tapuda iştirak halinde malik durumundadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal tescil ve tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 16.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 11.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 01.11.2022 günü aleyhine temyiz olunan Hazine vekilinin yüzüne karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı vekili ve aleyhine temyiz olunan bir kısım davalıların yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü; - K A R A R - Dava, tapu iptali ve tescil, 4721 sayılı TMK'nın 1007 nci maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak taleplerine ilişkindir....

              DELİLLER: Dava dilekçesi, davalı savunması, kadastro tutanak örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil, bir kısım parseller yönünden ise ayrıca terditli olarak tazminat istemine ilişkindir....

              -2- Takibe konu alacak, miras bırakanın sebepsiz zenginleşmesinden kaynaklanmakta olup, ölümünden sonra mirasçılarına karşı ileri sürülmesinde yasaca bir engel bulunmamaktadır; miras bırakanın malvarlığına ve terekesine dahildir. Sebepsiz zenginleşen kişi, malvarlığında sebepsiz yere meydana gelen artışı iade ile yükümlüdür. İade yükümlülüğünün konusu ve kapsamı ise BK. 63. maddede hükme bağlanmıştır. Bu maddeye göre; “Haksız olarak bir şeyi istifa eden kimse, onun istirdadı zamanında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği miktar nisbetinde red ve iade ile mükellef değildir. Şu kadar ki kabız, o şeyi suiniyet ile elden çıkarmış yahut onu elden çıkarır iken bilahare red ve iadeye mecbur olacağına vakıf bulunmuş olursa red ve iadeye mecburdur.” Görüldüğü gibi, maddede, iade borcu zenginleşen iyi veya kötü niyetli olmasına göre farklı şekilde ele alınmıştır. Haklı bir sebebe dayanmaksızın zenginleşen kimse kötü niyetli ise, iade borcu zenginleşmenin tamamını kapsar....

                DELİLLER: Çekişmeli taşınmazların kadastro tutanak asılları ile dayanakları, tapu kayıtları, kadastro paftası, keşif, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davası niteliğindedir. Mahkemece, kadastro öncesi nedene dayalı davalarda keşif sırasında mahalli bilirkişi dinlenmesi gerekirken mahkemece yapılan keşifte mahalli bilirkişi dinlenmeden tek bir tanığın gerekçesiz ve soyut beyanlarına dayanarak eksik araştırma sonucunda karar verilmiş olması isabetsizdir....

                UYAP Entegrasyonu