Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan 2019/1272 sayılı Ortaklığı Giderilmesi davasında ara kararı doğrultusunda muhdesatın aidiyetinin tespiti için bir ay içerisinde dava açılması gerecince müvekkil tarafından inşa edildiği tespiti istemi ile talcp ve dava etmiştir....
Maddesi ve 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi tapunun beyanlar sütununa şerh verilmesine imkan veren yasal düzenlemelerden bir kısmıdır. Somut olay, tapunun beyanlar sütununa tescile imkanı veren yasal düzenlemelerden hiçbirine uymamaktadır. Ne var ki, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerekir....
CEVAP Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında dava konusu muhdesata ilişkin herhangi bir sözleşme düzenlenmediğini, sözleşme olduğu varsayılsa bile iddia edilen sözleşme tarihi 28.11.1992 olup zaman aşımına uğradığını, muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmasında hukuki yarar olmadığını, taşınmazın mülkiyeti Sarıyer Belediyesi'ne ait olup muhdesatın müvekkili Muhlis tarafından 01.01.1976 tarihinde inşaa ve iktisap edildiğini, müvekkilinin 1983 yılında Sarıyer Belediyesi'ne başvurduğunu, taaşınmazın 08.07.2011 tarihinde müvekkili Muhlis tarafından müvekkili Fatih'e satıldığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteği, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, karar verilmesi gerekir. Taşınmaz üzerine daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhtesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteği, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, karar verilmesi gerekir....
Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davaları kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Muhdesatın tespiti davalarında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul ederek uyuşmazlık çıkarmayanlar dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan diğer tüm tapu kayıt maliklerinin veya mirasçılarının davada taraf olmaları zorunludur. Ortaklığın giderilmesi davasında muhtesatın davacıya ait olduğunu kabul eden paydaş için eğer muhtesat davası açılırsa paydaşa dava açmanın hukuki yararı yoktur. (Yargıtay 8 hukuk 2016/10080- 10378 8.hukuk 2017/16024E-15816K) Ayrıca bu tür davalarda dava değeri bulunurken davacı hissesinde uyuşmazlık bulunmadığından davacı hissesi dava değerinden çıkartılarak dava değeri bulunur ve bu değer üzerinden harç alınır tarafların vekili varsa vekalet ücretine bu değer üzerinden hükmedilir....
Bu olgu gözönüne alındığında, kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatın mülkiyetinin tespiti isteminin, muhdesatın meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği göz önüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşulların varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davaları kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda verilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davalar ancak belirli koşulların oluşması halinde açılabilen ve uygulama alanı sınırlı olan davalardandır....
Öğretide ve Yargıtayın devamlılık gösteren uygulamalarında, muhdesatın tespiti isteğiyle açılan davalarda da güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Dava koşulu olduğu kuşkusuz olan hukuki yararın, taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Bunun yanı sıra 22/12/1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi eşya hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerindeki kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir....
Temyiz Sebepleri Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılabilecek durumların sınırlı olarak sayılmadığı, buna ilişkin içtihatlar olduğu, ilk derece mahkemesi kararında hukuki yararın var olduğu ve davalıya davanın yöneltilmesi gerektiği gerekçelerinin açıklandığı, tasarrufun iptali davası kabul edildiği takdirde taşınmaz muhdesatla birlikte satılacağından tespite ilişkin mahkeme kararı temin edemeyen muhdesat malikinin mülkiyet hakkının ihlal edileceği, istinaf mahkemesinin ret gerekçesine göre davacı tarafın mülkiyet hakkını ileri sürecek karşı taraf bulunmadığı hususlarına itiraz etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684 inci maddesi, 718 inci maddesi, 722 inci maddesi, 723 üncü maddesi ve 724 inci maddesi 3. Değerlendirme 1....
Öğretide ve Yargıtayın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. 3. Değerlendirme 3.1. Dava konusu taşınmaz, dava tarihinde tespit dışı bırakılan tapusuz yerlerdendir. Yargılama aşamasında Afyonkarahisar Kadastro Müdürlüğünün 15.01.2016 tarihli yazısı ile taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının devam ettiği ve dava konusu yer hakkında 751 ada 3 parsel numarasıyla kadastro tutanağı düzenlendiği bildirilmiş ve tutanak örneği dosyaya gönderilmiştir....