"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, yaşlı ve sağlık sorunları olduğunu, okuma-yazma da bilmediğini, irade kudreti konusunda sağlık sorunları yaşadığını, tapuya bir işleme hazırlık için gittiğinde çekişme konusu adına kayıtlı taşınmazlarının oğlu olan davalıya geçtiğini öğrendiğini, ancak kendisinin satma iradesinin bulunmadığını, davalının kendisinin bu halinden faydalanıp devirleri yaptırdığını ileri sürerek, hata, hile ikrah ve ehliyetsizlik nedeniyle iptal ve adına tescilini istemiş, yargılama aşamasında hile hukuksal nedenine dayanmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
in, diğer sanık ... ile fikir ve irade birliği içerisinde fiil üzerinde ortak hakimiyet kurması nedeniyle, müşterek fail olarak kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle tebliğnamedeki düşünceden farklı gerekçe ile BOZULMASINA, 05/06/2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Sözleşme karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile kurulur. Konuya ilişkin tanım 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 1. Maddesinde yer almaktadır. "Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması açık veya örtülü olabilir." Beyan sözleşmenin kurucu unsurudur. Sözleşmenin kurucu unsurlarından beyan icap(öneri), icaba davet ve kabul olarak üç farklı formda yönetilebilir. İcap karşı tarafa yöneltilmesiyle sonuç doğuran ve karşı tarafın kabul beyanı ile sözleşmenin kurulmasını sağlayan, hukuki işlemlerde aranan geçerlilik şartlarını taşıyan ve yapılacak sözleşmenin esaslı unsurlarını içeren bir hukuki işlemdir. Sözleşmenin esaslı unsurlarını içermeyen icap, icaba davet olarak kabul edilecektir....
in ölümü nedeniyle davalı ... tarafından mirasçıları için 24.01.2011 tarihinde toplam 25.180,00-TL ödeme yapılarak 17.01.2011 tarihinde ibraname alınmış, 22.10.2018 tarihinde ise bu dava açılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede maddi tazminat istemli davanın ibra tarihinden itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı ve ibra belgesinin kabul edilmediğine ilişkin irade açıklamasında bulunulmadığı anlaşıldığından davanın açıldığı tarihte hak düşürücü sürenin dolduğu gözetilerek davacılar ...., ... ..., ... ...yönünden maddi tazminat taleplerinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Davacı .... yönünden ise 18 yaşından sonra davacının yüksek öğreniminin devam ettiğine dair bir delil sunulmadığının anlaşılmasına göre davanın reddine karar verilmesine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir....
Kıymetli evrakın zayi olması nedeniyle dava açılabilmesi için, öncelikle evrakın kıymetli evrak vasfında olması gereklidir. Ayrıca evrakın kıymetli evrak olması tek başına yeterli olmayıp, davanın da TTK'nın 818/1.fıkra (s) bendi yollaması ile 651 ve 757 maddeleri gereğince hamil tarafından açılması gerekir. Evrakın kıymetli evrak vasfında olmaması veya kıymetli evrak olmasına rağmen talep edenin hamil olmaması durumunda; TTK'nun 757.maddesi çerçevesinde zayi davası açılamaz. Anılan düzenleme uyarınca zayi nedeniyle çek iptali davası açma hakkı hamile tanınmış bir hak olup, keşidecinin bu hükme dayanarak iptal davası açma hakkı bulunmadığı gibi, dava konusu çeklerin imha edildiği, irade dışı nedenler yangın, sel, su baskını, hırsızlık vs zayii olmadığı, kasten imha edildiği gözetilerek zayii nedeniyle iptal koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Kıymetli evrakın zayi olması nedeniyle dava açılabilmesi için, öncelikle evrakın kıymetli evrak vasfında olması gereklidir. Ayrıca evrakın kıymetli evrak olması tek başına yeterli olmayıp, davanın da TTK'nın 818/1.fıkra (s) bendi yollaması ile 651 ve 757 maddeleri gereğince hamil tarafından açılması gerekir. Evrakın kıymetli evrak vasfında olmaması veya kıymetli evrak olmasına rağmen talep edenin hamil olmaması durumunda; TTK'nun 757.maddesi çerçevesinde zayi davası açılamaz. Anılan düzenleme uyarınca zayi nedeniyle çek iptali davası açma hakkı hamile tanınmış bir hak olup, keşidecinin bu hükme dayanarak iptal davası açma hakkı bulunmadığı gibi, dava konusu çeklerin imha edildiği, irade dışı nedenler yangın, sel, su baskını, hırsızlık vs zayii olmadığı, kasten imha edildiği gözetilerek zayii nedeniyle iptal koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Türk hukukunda irade bozukluğuna bağlanan yaptırım ise bir kesin hükümsüzlük (butlan) hâli olmayıp, HMK'nın 311. maddesinde de açıkça belirtildiği gibi irade bozukluğu hâllerinde kişiye iptal hakkı tanınmıştır. Diğer yandan, feragatin hata, hile ve ikrah nedeniyle iptali için dava açılabileceği gibi irade bozukluğu nedenleriyle feragatin geçersiz olduğu aynı dava içinde de ileri sürülebilir. Bu durumda mahkemece iddiaya ilişkin deliller toplanarak, feragat beyanının hukuki bir sonuç doğurup doğurmayacağı hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Ne var ki, böyle bir inceleme yapılıp karar verilebilmesi için öncelikle feragat beyanının irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğunun ileri sürülmesi gerekmekte olup, bu konuda mahkemece kendiliğinden inceleme yapılması olanaklı değildir. Somut olayda ise davacı feragat dilekçesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2013 NUMARASI : 2013/165-2013/456 Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, elbirliği halinde maliki olduğu 331 ve 405 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalının, doğrudan gelir desteği ödemesi yapılacağı vaadiyle tapu müdürlüğüne götürmek ve kandırmak suretiyle temellük ettiğini ileri derecede işitme kaybı olup, yaşlılıktan kaynaklanan rahatsızlıkları nedeniyle kolayca kandırılabilecek durumda olduğunu ileri sürerek tapu iptali-tescil istemiştir. Davalı, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/05/2019 tarih 2017/269 Esas 2019/198 Karar nolu kararına karşı, davacı vekili tarafından İstinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının yaşı ve sağlık sorunları, geçirdiği ağır deprosyanlar ve tranvalar nedeniyle akli mameleklerinde zayıflık bulunduğunu, ehliyetsizliğin söz konusu olduğunu hal böyle iken telefon dolandırıcılarının tuzağına düştüğünü baskı ve tehdide maruz kalması nedeniyle para bulma telaşesi içinde taşınmazlarını sattığını, yapılan satışların batıl olduğunu, gabin durumunun bulunduğunu, gerek ehliyetsizlik gerekse irade sakatlığı nedeniyle satışın yok hükmünde olduğunu, belirterek tapu iptal tescil talebinde bulunmuştur....
Somut olayda sanığın müştekiye söylediği kabul edilen "bu böyle kalmaz" şeklindeki sözlerinin, sonuç almaya elverişli, objektif olarak müşteki üzerinde ciddi bir korku veya endişe doğuracak nitelikte bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi, 2- TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmüş olmakla, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 08/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....