ibraname hükümlerini kabul etmediğini, bakiye zararını istediğini beyan ettiğini, yerleşik Yargıtay uygulamalarında da 2 yıl içinde dava açılması ya da aynı süre içinde ibra hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin irade açıklamasının yeterli görüldüğünü (Yargıtay 17....
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Davadan feragat, davacının açmış olduğu davadaki talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davacının, davalı taraftaki mecburi dava arkadaşlarından (Davalılardan) biri hakkındaki davadan feragat etmesi diğer mecburi dava arkadaşlarını (Davalıları) da etkiler. Yani bu halde mahkemece bütün davalılar hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur....
Kısaca iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için, uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf, yönünden (sübjektif unsur), hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından, hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Yeter ki hatanın ileri sürülmesi TBK'nin 35. (BK'nin 25.) ve TMK'nin 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın. Sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Ne var ki, TBK'nin 35....
Bildirimde, geçersizlik sebebi tam olarak açıklanmasa dahi, sözleşmeden dönüldüğü, sözleşmeyle bağlı kalınmayacağı, sözleşmenin feshedildiği, sözleşmenin iptal edildiği gibi açıklamaları mutlaka içermelidir. Bu bildirim, karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi ya da dava yoluyla kullanılabilir. Sözleşmeyle bağlı olmama bildirimi (iptal beyanı) hiçbir şekle tabi değildir. Şekle bağlı bir sözleşmede de, örtülü irade beyanıyla iptal bildirimi yapılabilir. Sözleşmeyle bağlı olmama bildiriminde (iptal hakkı) bir yıllık kısa süre, iradeyi sakatlayan sebeplerin öğrenilmesi veya korkunun etkisinin ortadan kalkmasıyla başlar. Bir yıllık hak düşürücü sürenin, daha uzun bir süre ile de sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı doktrinde tartışmalıdır. İradesi bozulan kimse, sözleşmeyi yaptıktan 5, 10 veya 30 yıl sonra yanılma veya aldatmayı öğrenmişse, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde sözleşmeyi iptal edip edemeyeceği konusunda görüş birliği bulunmamaktadır....
Kısaca, iç irade ile açıklanan irade arasındaki bilmeyerek yapılan uyumsuzluk olarak tanımlanan hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için uygulamada ve bilimsel alanda ortaklaşa benimsendiği gibi, girişilen taahhüdün başlıca sebebini teşkil etmesi, daha açık söyleyişle hem yanılgıya düşen taraf yönünden (sübjektif unsur) hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları (objektif unsur) açısından hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde hataya düşen taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Yeter ki hatanın ileri sürülmesi TBK'nin 35. (BK'nin 25.) ve TMK'nin 2. maddesinde hükme bağlanan dürüstlük kuralına aykırı olmasın. Hemen belirtmek gerekir ki, sözleşme yapılırken hataya düşen tarafın kusurlu bulunması sözleşmenin iptaline engel değildir. Ne var ki, TBK'nin 35....
Bakırköy 1 Asliye Ticaret Mahkemesi'nde ikame edilen, sözleşmelerin irade sakatlığı nedeniyle iptali davasında bu talebin yerinde görülmesi halinde; iptal hakkı varması gerekli bozucu yenilik doğuran bir hakkın kullanılması mahiyetinde olup, taraflar arasındaki sözleşmelerin baştan itibaren ortadan kalkmasına netice verecektir. Bu durumda davacı firmalara ait isim ve logoların fuar alanında yer almasının sözleşmesel bir dayanağı kalmayacağı açıktır....
Şti. olan çekin lehdarı ve meşru hamili olduğunu çekin rızası dışında elinden çıktığını, bu nedenle söz konusu çek hakkında zayi nedeniyle iptal kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama devam ederken davacı vekili 07/01/2022-21/01/2022 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 307, 309, 310, 311. Maddelerine göre " Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur....
Dairemizce davacı tarafın bedel talebi yönünden hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususu Yargıtay uygulaması incelenmek suretiyle değerlendirilmiş olup Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 2022/2004 Esas 2022/5712 Karar sayılı kararına konu olayda davacı tarafça hile sebebine dayalı olarak tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedel talep edilmiş olup yapılan yargılama neticesinde, davanın hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verildiği, Yargıtayca da bedel talebi ve tapu iptal tescil talebi hususunda herhangi bir ayrıma gidilmeksizin verilen ret kararının onanmasına karar verilmiştir. Yine aynı dairenin 2008/6124 Esas 2008/11549 Karar sayılı ilamına konu olayda da tapu iptal tescil olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme gereğince bedele hükmedilmesi talep edilmiş, mahkemece hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve bu karar Yargıtayca onanmıştır....
Türk hukukunda irade bozukluğuna bağlanan yaptırım ise bir kesin hükümsüzlük (butlan) hâli olmayıp, HMK'nın 311. maddesinde de açıkça belirtildiği gibi irade bozukluğu hâllerinde kişiye iptal hakkı tanınmıştır. 30. Davayı kabul, davalının mahkemeye karşı (hitaben) yaptığı tek taraflı bir irade beyanı ile tamamlandığından, mahkemece, sadece davalının beyanının gerçekten davayı kabul olup olmadığı ve kanunun öngördüğü şekilde (HUMK m. 92, HMK m. 309, m. 154/ç) yapılıp yapılmadığı araştırılır, davalının beyanının gerçekten davayı kabul olduğu ve kanunun öngördüğü şekilde yapıldığı tespit edilirse kabul nedeniyle davanın kabul edilmesine karar verilmekle yetinilir. 31....
İrade beyanının anlamının, yani sonuç (işlem) iradesinin doğrudan doğruya söz veya işaretlerden çıkmaması, anlaşılmaması halinde, zımni irade beyanı söz konusu olur. Başka bir deyişle, zımni irade beyanlarında beyan sahibinin davranışı, işlem iradesini dolaylı bir şekilde ifade eder; onun davranışından, dolaylı olarak işlem iradesine sahip olduğu sonucu çıkar (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 11.Baskı, İstanbul, 2009, Sahife:124). İcap (öneri), bir akdi meydana getirmek amacı ile bir şahsın teklifini ihtiva eden ve karşı tarafa yöneltilen bir irade beyanıdır. Kabul ise, yapılan bir öneriye karşılık karşı taraf(muhatap) tarafından önerene yöneltilen ve sözleşmeyi öneriye uygun olarak meydana getirme arzusunu kesin olarak ifade eden irade beyanıdır....