Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca 6098 sayılı BK'nun 89. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yerin taraflarca açık veya zımni olarak belirlenmediği durumlarda, para alacağına ilişkin davalarda para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ile dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden, sözleşmenin ifa yerinin İstanbul, davalıların yerleşim yerinin Ankara, davacının yerleşim yerinin ise Diyarbakır olduğu anlaşılmaktadır. Elde ki davada, davacının öncelikli talebi inşaat alanında kalan malzemelerin aynen teslimine ilişkindir. Bu durumda, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ifa yerinin İstanbul olmasına, davacının öncelikli talebinin malın aynen teslimine ilişkin olmasına ve TBK.'...

    Ne var ki, tescili dava konusu yapılan 280 ada 3 sayılı parsel (A) Bloktaki 2.kat 3 numaralı mesken niteliğindeki bağımsız bölümün, muris tarafından önceki tarihli sözleşmeyle davacı ...’a satışı vaat edildiğinden ve kadim tarihli sözleşmeye değer tanınması gerektiğinden, sözleşmenin aynen ifası mümkün olmamıştır. Kuşkusuz, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin herhangi bir nedenle ifa edilmemesi sonucu vaat alacaklısı olan taraf alacağını kısmen veya tamamen elde edemez. Dolayısıyla, ademi ifa sebebiyle bir zarara uğrar. Borçlar Kanununun 96.maddesi gereğince “alacaklı, hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan mütevellit zararı tazmine mecburdur.” Görülüyor ki, birleşen davada davacı ...’in ikinci kademedeki tazminat isteminin nedeni sözleşmenin diğer tarafının (borçlunun) taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü ihlali bir akte dayanmaktadır....

      Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü: İncelenen dosya içeriğine göre; müşteki adına düzenlenen sahte vekaletname ile vekil sıfatıyla, müştekiye ait binanın bodrum katında baz istasyonu kurulmasına ilişkin kira sözleşmesi düzenlediği iddia olunan şüphelinin, vekaletnamedeki imzanın müştekiye ait olduğunu iddia etmesine rağmen, ......

        --- dayalı olarak davadan feragat edildiği, davalı vekili tarafından---- üzerinden gönderilen-------ile vekaletnamedeki özel yetkiye dayalı olarak davacının feragat talebinin kabul edildiği, avukatlık ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığı açıklandığından sonuçta davayı sona erdiren taraf işlemi ve dosya kapsamı gözetilerek resen ele alınan bu dosya üzerinden işlem gören davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki hüküm kurulmuş olup 6325 sayılı Kanunun 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine konu arabuluculuk zorunlu gideri yönünden de karar verilmiştir....

          İş Esas sayılı dosyasında yer alan bilirkişi heyetinin 04/10/2021 tarihli raporlarının 8 ve 9. sayfasında liste halinde belirtilen ve mülkiyeti davacıya ait olduğu iddia edilen ayrıca inşaat alanına getirilip henüz montajının yapılmadığı belirtilen malların davacı şirkete aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda sözleşmeye göre euro üzerinden belirlenecek değerlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine, mülkiyetinin davacıya ait olduğu iddia edilen ve eserin meydana getirilmesi için kullanılan dava dilekçesi ekinde listesi bulunan malların davacı şirkete aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda sözleşmeye göre euro üzerinden belirlenecek değerlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı şirkete verilmesine, sözleşme gereğince davacı tarafından yapıldığı ancak bedelinin alınmadığı iddia edilen işlerin sözleşmeye göre belirlenecek değerlerinin fiili ödeme tarihindeki euro kuru üzerinden davalılardan...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, davanın ifa imkansızlığı sebebiyle sebebiyle tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 04/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              aralarındaki aynen ifa yada tazmin davası hakkında Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.04.2009 gün ve 317-93 sayılı hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Hükmü temyiz eden davalının temyiz dilekçesiyle birlikte nispi temyiz harcı yerine maktur harç yatırdığı anlaşılmıştır. Nispi harca bağlı kararların temyizinde temyiz (nispi) harcı mahkemece alınmasına karar verilen karar ve ilam harcının 1/4'dür. Buna göre eksik yatan harcın ikmali için HUMK.nun 434-3.maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine ÇEVRİLMESİNE, 21.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; ayıplı ifa nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 27.01.2017 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 13.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,10.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Türk Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve aynı kanunun 506. maddesinde (818 sayılı B.K’nın 390.) maddesinde aynen; "Vekil vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hallerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcudan doğan sorumluluğun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır....

                    B.K. 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir (TBK'nin 504/1. madde) Sözleşmede vekâletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur....

                      UYAP Entegrasyonu