Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; borçlunun kıymet takdirine itirazı üzerine icra mahkemesince alınan bilirkişi raporunda ihaleye konu taşınmazın değerinin, icra dairesince alınan kıymet takdir raporunda belirlenen değerden daha yüksek belirlenmesine rağmen, icra dairesi tarafından alınan kıymet takdir raporunun daha ayrıntılı ve gerçekçi olduğu gerekçesiyle kıymet takdirine itirazın reddine karar verilmesi ve muhammen bedelin icra dairesince alınan kıymet takdir raporundaki değer üzerinden belirlenmesi karşısında, borçlunun kıymet takdirine ilişkin şikâyetinde aleyhine hüküm tesis edilip edilmediği, burada varılacak sonuca göre icra mahkemesinin bu şekilde belirlediği değer esas alınarak yapılan ihalenin de usulsüz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12....

    İcra dairesinin mahcuz taşınmazın bilirkişi marifetiyle takdir ettirdiği değerin, kıymet takdirine itiraz üzerine icra mahkemesince yaptırılacak keşif ve sonrasında alınan bilirkişi raporuna göre düşük olduğu tespit edilir ise mahkemece kıymet takdirine itiraz kabul edilerek taşınmazın değeri hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre tespit edilir. Yukarıda açıklandığı üzere icra mahkemesince icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değeri belirlenerek memur işlemi denetlendiğinden, taşınmazın değeri hükme esas alınan kıymet takdir raporu tarihine göre değil, icra dairesince yaptırılan kıymet takdir tarihine göre belirlenmiş olur. Bu nedenle İİK’nın 128/a-2 maddesinde öngörülen 2 yıllık süre de icra dairesince yaptırılan kıymet takdir tarihinden itibaren başlar....

      Bunun için şikayetçinin kıymet takdirini öğrendiği tarihten itibaren yasal sürede itiraz etmesi ya da ihalenin feshi isteminde kıymet takdirine itirazını bildirmesi gerekir. Böyle bir durumda icra mahkemesince kıymet takdirine itiraz incelenip, yerinde görülmesi halinde ihalenin feshine aksi halde istemin reddine karar verilecektir. Buna göre şikayetçi borçlu kıymet takdirini öğrendiği tarihten itibaren yasal sürede itiraz ettiğine dair bir iddiada bulunmadığı gibi, icra mahkemesine başvurusunda kıymet takdirine itiraza ilişkin bir beyanının da bulunmadığı dikkate alındığında, kıymet takdiri tebliğ işleminin usulsüz olması tek başına ihalenin feshini gerektirmez. O halde mahkemece, borçlu ... yönünden de istemin reddine karar verilmesi gerekirken adı geçen borçluya kıymet takdir raporunun usule uygun tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir....

        Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 tarih ve 1992/4-70 E. - 1992/130 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihidir. Kıymet takdirine itiraz davası; İİK'nun 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler....

          Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla; mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nun 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, bu yöntem şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir. Somut olayda, ihaleye konu taşınmazların kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 24/04/2015 tarihinde yaptırıldığı, borçluların taşınmazlara takdir olunan değerin gerçek değerinin altında olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmeleri üzerine, ......

            İcra Müdürlüğü'nün 2018/68 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı banka tarafından, davacı borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davacı - borçlunun ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkartılan icra emrinin 06/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Aynı icra takip dosyasında davacı - borçluya kıymet takdiri raporunun 16/05/2018 tarihinde, satış ilanının da 31/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda icra emri tebliğ işlemi usulsüz kabul edilse bile muhatabın en geç bu tarihte (16/05/2018 tarihinde) usulsüz tebliğ işlemini öğrendiğinin kabulünün gerekeceği, davacı - borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, bu durumda icra emrinin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin 05/10/2018 tarihinde yapılan şikayetin anılan tarihe göre İİK.'...

            GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Trabzon İcra Dairesi 2022/4495 Esas sayılı dosyası kapsamında müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmış olup dosya kapsamında taşınmazların kıymet takdirlerinin yapılması için Gümüşhane İcra Dairesine talimat yazıldığını, Gümüşhane İcra Dairesi 2022/22 Talimat sayılı dosyası kapsamında kıymet takdiri düzenlenmiş olup Trabzon İcra Dairesi 2022/4495 Esas sayılı dosyasında kıymet takdiri tebliğe çıkartıldığını ancak kıymet takdiri davacı müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, Kıymet takdiri kesinleşmeden verilen satış kararının iptali gerektiğini, Kıymet takdirinin kesinleşmesi için kıymet takdirinin tüm ilgililere tebliğ edilmesi gerektiğini ancak davacı müvekkiline kıymet takdiri usule uygun şekilde tebliğ edilmediğini bu nedenle de kıymet takdiri kesinleşmediğini, Kıymet takdirinin kesinleşmemesine rağmen alacaklı vekili tarafından satış talep edilmiş olup Trabzon İcra Dairesi...

            Kıymet takdirine itiraz davası, İİK'nın 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Mahkemece yapılacak iş, icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile icra müdürünün kıymet takdiri yaptığı keşif tarihi itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür....

              ve taşınmazın değerinin 320.000 TL olarak belirlendiğini, kıymet takdir raporuna ilişkin şikayet sonuçlanmadan taşınmazın açık arttırmaya çıkarılarak ihalesinin yapılamayacağını, taşınmazın kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılmasının ihalenin feshini gerektirdiğini beyan ederek; kıymet takdirine itirazlarının kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....

              İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davanın kıymet takdirine yönelik itiraz ile satış talimatının iptali istemli olduğunu, istinaf incelemesine konu iş bu davada ise, talimat icra dairesince düzenlenen satış ilanının ve satış işlemlerinin iptalinin talep edildiğini, her iki davanın konusunun farklı olup, derdestliğin söz konusu olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....

              UYAP Entegrasyonu