İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/08/2021 NUMARASI : 2021/291 ESAS - 2021/1237 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan takipte 22.07.19 tarihinde takibe konu 4646 parsel sayılı taşınmaza kıymet takdiri yapılması kararı verildiğini, söz konusu taşınmaza daha önce 10.10.17 tarihinde kıymet takdiri yapıldığını, taraflarınca yapılan itiraz üzerine İstanbul Anadolu 14.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 16.05.2019 tarihinde kesin olarak karar verildiğini, İİK'nın 128/a-2. maddesi gereğince kesinleşen kıymet takdiri için 2 yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemeyeceğini, bu sebeple yeniden kıymet...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Trabzon İcra Dairesi 2022/4495 Esas sayılı dosyası kapsamında müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmış olup dosya kapsamında taşınmazların kıymet takdirlerinin yapılması için Gümüşhane İcra Dairesine talimat yazıldığını, Gümüşhane İcra Dairesi 2022/22 Talimat sayılı dosyası kapsamında kıymet takdiri düzenlenmiş olup Trabzon İcra Dairesi 2022/4495 Esas sayılı dosyasında kıymet takdiri tebliğe çıkartıldığını ancak kıymet takdiri davacı müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, Kıymet takdiri kesinleşmeden verilen satış kararının iptali gerektiğini, Kıymet takdirinin kesinleşmesi için kıymet takdirinin tüm ilgililere tebliğ edilmesi gerektiğini ancak davacı müvekkiline kıymet takdiri usule uygun şekilde tebliğ edilmediğini bu nedenle de kıymet takdiri kesinleşmediğini, Kıymet takdirinin kesinleşmemesine rağmen alacaklı vekili tarafından satış talep edilmiş olup Trabzon İcra Dairesi...
Bu itibarla kıymet takdiri raporunun vekil yerine borçlu asile gönderilmesi yasaya aykırıdır. Öte yandan borçlu asile gönderilen kıymet takdiri raporu tebliğ işlemi, 7201 Sayılı Kanun'un 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığı gibi, mahkeme gerekçesinde geçen aynı Mahkeme'nin 2013/471 esas 2014/214 karar sayılı dosyasında görülen kıymet takdiri itiraz davasında, meskeniyet şikayetine konu yapılan taşınmaz ile ilgili yapılmış bir itiraz ve şikayete konu taşınmaza ilişkin haczin öğrenildiği yönünde bilgi bulunmadığı, aksine 23.10.2013 tarihli şikayet konusu olmayan diğer taşınmazlara ilişkin alınan kıymet takdiri raporuna itiraz edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkeme gerekçesi bu yönüyle de doğru bulunmamıştır. O halde mahkemece, şikayet süresinde olduğu kabul edilerek işin esası incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Öte yandan İİK.nun 128/a maddesinin 2. fıkrası gereğince kesinleşen kıymet takdiri üzerinden iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 günlü ve 1992/70-130 sayılı kararında "satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten iki sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı" kabul edilmiştir. Yine Hukuk Genel Kurulu'nun aynı kararında İİK. nun 128/a maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı tarih (keşif tarihi) olduğu açıkça vurgulanmıştır....
Somut olayda, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte, kıymet takdiri raporunun borçlunun, ... mahallesi ... Ada,... Daire ... ... .... adresine TK'nun 35.maddesine göre 18.07.2014-11.08.2014 tarihlerinde tebliğ edildiği, yine aynı adrese çıkartılan kıymet takdiri raporlarını ihtiva eden diğer tebligatın ise, şirketin adresten taşınmış olduğu gerekçesiyle 12.08.2014 de iade geldiği, aynı adrese gönderilen kıymet takdiri ek raporunun ise, TK'nun 35.maddesine göre 28.08.2014 tarihinde TK'nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, sonrasında satış işlemine geçildiği, "... mahallesi ... Ada, ... Daire ... ... ...." adresine çıkarılan satış ilanı tebligatının 28.10.2014 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Dosya arasında bulunan 17.06.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nin incelenmesinde, borçlu şirketin adresinin “.... .... mahallesi, ... Sokak., No:..., ......
İcra Dairesinin 2020/9818 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde müvekkiline kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiğini, tebliğ zarfında sadece bilirkişi ve takdiri kıymet raporu olduğunun yazılı olduğunu ancak icra müdürlüğünce düzenlenen, gayrimenkul fiili haciz ve kıymet takdir tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğini, bu tutanağın İİK.nun 103. maddesi uyarınca tebliğinin zorunlu olduğunu, Hatay İcra Dairesinin 2020/853 talimat sayılı dosyasından Antakya Büyükdalyan mıntıkasında kain 101 ada 3 parsele yönelik olarak düzenlenen kıymet takdiri raporunun gerçeği yansıtmadığını, raporda taşınmazın değerinin düşük tespit edildiğini belirterek gayrimenkul fiili haciz ve kıymet takdir tutanağının tebliğ edilmemesi nedeniyle bilirkişi raporu tebliğine ilişkin işlemin iptaline, bu durumun mümkün olmaması halinde kıymet takdirine itirazlarının kabulü ile taşınmazın yeniden bilirkişiler marifetiyle değerinin tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, dosya kapsamına göre, şikayetçinin kesin haczinin şikayet olunanın haczinden sonra olduğu, ihtiyati haczin İİK'nun 100. maddeside sayılan durumlarda hacze iştirak edebileceği, hacze iştirak koşullarının oluşmadığı, ancak kıymet takdiri giderlerinin de satış gideri olarak şikayetçiye ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, şikayetin sıraya ilişkin olarak reddine, kıymet takdiri giderlerine ilişkin olarak kabulüne ve kıymet takdiri giderlerinin satış bedelinden şikayetçiye ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle temyiz nedenlerine göre, şikayetçi vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan ......
İcra Mahkemesi'nce davalının yasal süre içinde satış ve kıymet takdiri için talepte bulunarak, kıymet takdiri avansı yatırdığı; satış avansı yatırmadığı, yatan avansın tamamının kıymet takdiri için kullanıldığı ve satış avansı yatırmayan davalının gerçek anlamda satış istemiş sayılamayacağı, bu itibarla davalı haczinin İcra ve İflas Kanunu'nun 106 ve 110 ncu maddeleri gereği düştüğünden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu 106 ve 110 ncu maddelerine göre, taşınmazlar üzerine haciz konulmasını izleyen iki yıl içinde satış talep edilmesi ve aynı yasanın 59 ncu maddesi uyarınca da gereken masrafın peşin (avans) olarak yatırılması gerekir. Aksi halde haciz düşer....
İİK.nun 128/a maddesine göre, ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler. Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir.İhale edilen taşınmazın esaslı vasıflarında hata var ise, bu durum kıymet takdiri tebliği ile öğrenilmiş sayılacağından, İİK'nun 134/2. maddesindeki ıttıla tarihi kıymet takdiri tebliği ile başlar. Ayrıca, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11., Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18.maddeleri gereğince; vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin müvekkiline ait Ankara ili General Tefik Sağlam Caddesi, 139 numaralı Çilingir apartmandaki, 1. normal kat 7 numaralı ve 12 numaralı meskenlerine yönelik ihalenin feshi davasının reddine ve ihale bedeli üzerinden % 10 para cezası ile mahkumiyetine karar verdiğini, yerel mahkemenin kararı kanuna aykırı olmakla birlikte müvekkilin mağduriyetine neden olacağını, müvekkilinin satışa çıkan taşınmazlarının 30/10/2020 tarihli ilk ihalede satıldığını, ancak müvekkili taşınmazlarının kıymet takdiri bilirkişi tarafından 30.10.2018 tarihinde yapıldığını, kıymet takdiri yapıldığı tarihle müvekkilin taşınmazlarının satışının yapılacağı tarih arasında 2 yıl geçtiğini, kıymet takdiri üzerinden 2 yıl geçtikten sonra yeniden kıymet takdiri yapılması gerekirken ihale günü belirlenip satışın yapılmasının hukuka uygun olmadığını, ev fiyatlarının geçen zamanda arttığını, müvekkili taşınmazlarının satışından zarara uğramaması için tekrardan kıymet takdiri...