Fesih istemine konu olan ihalede satılan taşınmazların 05.09.2013 tarihinde haczedildiği, İİK'nun 87. maddesi uyarınca, icra memuru tarafından, haczedilen menkullerin kıymet takdirlerinin yapıldığı, haciz tutanağında, borçluyu temsile yetkili kişi ya da kişilerin hazır bulunduğuna dair herhangi bir tespit bulunmadığı gibi, kıymet takdirini de içeren haciz tutanağının borçluyu temsile yetkili kişi ya da kişilere verildiğine dair de herhangi bir tespitin yer almadığı, 24.12.2013 tarihinde tekrar hacizli menkullerin bulunduğu yere gidilerek menkullerin bulunup bulunmadığının tespit edildiği ve menkuller için 05.09.2013 tarihinde kıymet takdiri yapıldığından yeniden kıymet takdiri yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, 24.12.2013 tarihinde yapılan bu işlem sırasında borçlu temsilcisi olarak ....t'ın isminin tutanağa yazılarak adı geçen şahsın imzasının alındığı görülmektedir....
göre 2 yıl geçmedikçe yeni kıymet takdiri istenemeyeceğini, ihalenin feshi davası dar yetkili mahkeme olan icra mahkemesinde menfi tespit davasının kapsamlı inceleme yetkisi bulunmadığını, Afyonkarahisar 2....
İcra Dairesi 2019/329 talimat dosyası üzerinden bilirkişilere tevdi edilen dosyada 18/07/2019 tarihli bilirkişi raporu ile kıymet takdiri düzenlendiğini yine, ihale gününde de hacizli altınlar için ikinci bir değer tespiti yapıldığını, dosyada iki farklı rapor olduğunu, kıymet takdiri içeren bilirkişi raporlarının ise taraflara tebliğ edilmediğini, söz konusu rapordan ve kıymet takdirinden ihale tarihi olan 23/07/2019 itibariyle haberdar olduklarını, bu bağlamda, raporda bulunan kıymet takdirini kabul etmediklerini, bilirkişi raporu hazırlanırken dava konusu taşınırlara, kıymet takdiri esaslarına uyularak, dava konusu taşınırların eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğini, söz konusu olayda bu hususların ihmal edildiğini, bilirkişi tarafından sunulmuş rapordaki değerlerin rayicinin altında olup piyasa koşullarına uygun olmayıp satış konusu taşınırlar değeri itibariyle değerinin çok altında bir rakam üzerinden kıymet takdiri yapıldığını...
İcra Müdürlüğü'nün 2018/71234 sayılı 24/01/2019 tarihli kıymet takdir raporunun davacıya 15/02/2019 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, 2004 sayılı İİK 128/a maddesinin 2. fıkrasında "Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri yapılamaz....
Davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde özetle; Davanın haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 günlük sürede açılmadığını, taşınmaz üzerinde kıymet takdiri yapıldığını, kıymet takdiri raporunun davacı T3'ya 02/11/2021 tarihinde bizzat tebliğ edildiğini, davacının haczi öğrenme tarihinin en geç 02/11/2021 tarihi öğrenmiş olduğunu, davacının eşi T1 tarafından mahkememiz nezdinde 01/02/2022 tarihinde bir dava daha ikame edildiğini, bu nedenlerle süresinde açılmayan davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir....
Necla Ünlü'ye kıymet takdiri raporunun 06/04/2021 tarihinde e-tebliğ yoluyla tebliğ yapıldığı, borçlu vekilince icra dairesi tarafından belirlenen kıymet takdirine itiraz edilmediği, her ne kadar davacı vekilince kıymet takdirinin üzerinden 2 yıllık sürenin geçtiği belirtilmiş ise de, ihale tarihi itibariyle 19/03/2021 tarihli kıymet takdiri üzerinden 2 yıllık sürenin dolmadığı nazara alındığında bu iddianın dinlenemeyeceği, icra dairesi tarafından belirlenen bedel üzerinden taşınmazın ihaleye çıkarıldığı, yapılan ihalede taşınmazın muhammen bedeli olan 500.000,00 TL'nin üzerinde 530.000,00 TL karşılığında ihale alıcısı alacağa mahsuben davalı T3 adına ihale edildiği anlaşılmıştır. Davacı borçlu ipotek maliki vekili Av....
Somut olayda, kıymet takdiri talimat yoluyla, ... İcra Müdürlüğünce yapıldığından kıymet takdirine ilişkin itirazları inceleme yetkisi ... İcra Mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... İcra Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01/10/2018 gününde oy birliği ile karar verildi....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 8 nolu bağımsız bölüme yönelik ihalenin feshi istemleri reddedilmiş ise de, kıymet takdirine ve satış ilanına itiraz edilmemesi sebebiyle doğrudan ihalenin feshi isteminin de reddine karar verilmesi gerektiği yönünde hatalı bir değerlendirme yapıldığını, kıymet takdirine ve satış ilanına yönelik yapılan itirazlar, borçlu ve diğer ilgililere tanınan bir hak olduğu gibi ihalenin feshi de ihaleye hazırlık ve ihale aşamasında meydana gelen hukuka aykırılıklar sebebiyle hukuki menfaati olan borçlunun kullanabileceği ayrı bir şikayet hakkı olduğunu bu nedenle kıymet takdiri ve satış ilanına itirazın yapılmadığı gerekçesiyle diğer bir şikayet olan ihalenin feshi isteminin doğrudan reddedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının oldukça eksik tespitlere dayalı olarak hazırlandığını, satış ilanında taşınmazın önemli özelliklerinin belirtilmediğini, kıymet takdiri raporunda taşınmazın değeri belirlenirken gerekli araştırma...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, istinaf kararı sonrasında yapılan keşif neticesinde 14 nolu taşınmazın kıymet takdiri rapor tarihine göre 125.000,00 TL olduğunun belirlendiği, Satış ilanının usulüne uygun yapıldığı, İhale bedellerinin muhammen bedelleri aştığı , şikayet dilekçesinde kıymet takdiri ve satış ilanının tebliğ edilmediği hususunun ileri sürüldüğü ayrıca ihalenin şeffaf koşullarda yapılmadığının iddia edildiği, kıymet takdir raporu ve satış ilanının şikayetçi vekiline tebliğ edildiği , şikayetçi vekilinin 14 parsel sayılı taşınmaz bakımından kıymet takdirine itiraz hakkını kullandığı, ihalenin şeffaf koşullarda yapılmadığına dair fesat iddiasının ispatlanamadığı, bu nedenle şikayetin esastan reddi gerektiği, ihalenin kıymet takdirinden itibaren iki yıl içerisinde yapıldığı, davacının fesat iddiasını ispatlayamadığı, resen ihalenin feshini gerektirir bir sebep de bulunmadığı açıklanarak ihalenin feshi talebinin reddine, 7343 Sayılı Kanun ile değişik İİK.nun 134. maddesi...
Somut olayda, kıymet takdiri 26.07.2019 tarihinde borçluya tebliğ edilmiş olup satış ilanının tebliği ile davacı kıymet takdirinden haberdar olduğundan , satış ilanının 21.07.2020 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiğinden bu tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayette ve kıymet takdirine itirazda bulunulduğuna dair iddia ve delil bulunmadığından söz konusu istinaf sebebi de yerinde değildir. Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de; salt ödeme emri (icra emri) tebliğinin usulsüz olması ihalenin feshi sebebi değildir. Kıymet takdirinden sonra ev fiyatlarında yaşanan artışlar nedeniyle davacının mağdur olduğu iddia edilmiş ise de; İİK'nun 128/a-2.maddesi gereğince, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez....