Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Suça konu olayın meydana gelmesinde davacının da kusurunun bulunduğunu gösteren tahrik eylemi, davacının bölüşük (müterafik) kusurunu oluşturur ve anılan Kanun'un 52. maddesi gereğince kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarından davalı yararına indirim yapılmasını gerektirir. Bu durumda, ceza mahkemesince belirlenen tahrike ilişkin indirim oranının davalının sorumlu tutulduğu maddi tazminata da yansıtılması gerekirken mahkemece maddi tazminat hesabında haksız tahrik indirimi yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, maddi tazminata haksız fiil nedeniyle indirim yapılmamış olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen sebeplerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulü ile manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili; davacı ve davalının kardeş olduklarını, olay tarihinde davalının av tüfeği ile aralarında husumet bulunan davacıyı hedef alarak öldürmeye teşebbüs ettiğini, davacının hayati tehlike geçirecek şekilde karnından ve kolundan yaralandığını, davalının bu eylemi nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiğini beyan ederek, maddi ve manevi zararının giderilmesi isteminde isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, maddi tazminat konusunda bilirkişi raporu esas alınarak istem kabul edilmiştir. Dosya kapsamından; ......

      Her ne kadar davalının haksız eylemi sonucu davacının sağ gözünde uzuv tatiline sebebiyet verebilecek nitelikte bir yaralanma oluşmamışsa da, doktor raporlarıyla sabit olan basit yaralama eylemi nedeniyle davacının tazminat istemlerinin değerlendirilmesi gerekir. Şu halde mahkemece; davacının yaralanma derecesi gözetilip maddi tazminat istemleri değerlendirilerek ve yaralanma nedeniyle manevi zararının da oluştuğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, davanın tümden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/573 Esas KARAR NO : 2022/206 DAVA : Yaralamalı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 15/05/2018 KARAR TARİHİ : 18/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacılar vekili, 14/03/2018 tarihinde meydana gelen kazada müvekkillerinin velayeti altında bulunan---bir alanda davalılardan--- sürücüsü,--- motosikletin çarptığını; motosikletin 250 kg ağırlığında bir motosiklet olduğunu, kaza sonunda motorun devrildiğini, küçüğün üzerine düştüğünü; müvekkillerinin oğlunun yaralanmasına ve vücudunda kırıkların meydana gelmesine sebebiyet verdiğini; küçüğün kazadan sonra ---- kaldırıldığını, bir süre tedavi gördüğünü belirterek kazadaki kusurun tamamen davalı sürücüde olduğunu, bu nedenle her üç davalının da doğan zarardan sorumlu olduklarını;--- karşılanmayan sağlık tedavi giderlerinin, --- giderlerinin maddi tazminat olarak...

          ın olay tarihinde orta ikinci sınıf öğrencisi olduğunu, meydana gelen görme bozukluğunun küçüğün öğrenim durumunu ve ruhsal yapısını olumsuz yönde etkilediğini, davacı Nergül'ün oğlu ile birlikte yaşadığını ve davalı ...'un eylemi sonucunda anne Nurgül'ün de derin acılar yaşadığını, davalı ...'un yaşının küçük olması nedeniyle kanuni temsilci olarak ve TMK 369/1.maddesi gereği babasının davalı olarak gösterildiğini belirterek, davacı Ferdi için 30.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi ve davacı Nergül için 140,00 TL maddi (tedavi masrafları), 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Davalı------asıl davaya ilişkin süresinde cevap dilekçesi sunmadığı, birleşen davaya ilişkin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile kusur durumunun net olarak tespitinin gerektiğini, şirketin poliçe limiti ile ve kusur oranında sorumlu olduğunu, davacının kusurunun ve zararın artmasına etki edip etmediğinin değerlendirilmesi gerektiği, gerçek zarar miktarının tespiti gerektiği, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin sorumluluk kapsamında olmadığını, temerrüt tarihi ve faizin türüne itiraz edildiğini, öncelikle davanın usulden aksi halde esastan reddi gerektiğini beyan ve talep ettiği görülmüştür. İNCELEME ve GEREKÇE: Asıl dava, hukuki niteliği itibari ile haksız fiilden doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin ; birleşen dava ise haksız fiilden doğan maddi tazminat istemine ilişkin açılan ek dava niteliğindedir....

              Davalı, davacı ve eşinin boşanmasında etkisi olmadığını, davacının 2004 yılında eşi aleyhine boşanma davası açtığını ve sonrasında davadan feragat ettiğini, zamanaşımının gerçekleştiğini, kişilik hakkına saldırı niteliğinde eylemi bulunmadığını, boşanma davasından davacının eşinin bu birliktelik nedeniyle manevi tazminata hükmolunduğundan ve manevi tazminat bölünemeyeceğinden davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkeme, davacı ile dava dışı eşi ... arasında görülen boşanma davasında eşin, sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle manevi tazminata hükmolunduğuna, olayın dava konusu ile aynı olay olup manevi tazminat bölünemeyeceğinden ve boşanma davasında davacı zararı karşılandığından davayı reddetmiştir. Davacı, davalının evli ve çocuklu olan eşiyle bu durumu bilerek birlikte olduğunu bunun sonucunda yuvasının dağıldığını belirterek manevi tazminat istemiştir....

                Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 2.704,97 TL maddi tazminattan sigorta şirketinden 10.06.2013 temerrüt tarihinden, diğer davalılar yönünden 31.08.2012 kaza tarihinden başlamak üzere yasal faizi ile müşterek ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan (... ve ...Teknik Ltd. Şti'nden) 31.08.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, manevi tazminatın fazlaya ilişkin 11.000,00 TL'lik kısmının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacının, oğlu küçük ...'in yaralanması nedeniyle; tedavi gideri, kazalı küçüğün ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle oluşan maddi zarar, ulaşım/yol ve muhafaza giderlerine ilişkin maddi ve kaza sonucunda aile olarak içine düştükleri durum, çektikleri acı ve elem nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir....

                  Manevi tazminat miktarına yönelik istinaf istemine gelince, bilindiği gibi manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; kusur, zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 56.] maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarihli ve 1966/7 E., 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir....

                    Manevi tazminat miktarına yönelik istinaf istemine gelince, bilindiği gibi manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; kusur, zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 56.] maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarihli ve 1966/7 E., 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir....

                      UYAP Entegrasyonu