Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-istirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit-istirdat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş ancak, davanın değeri itibari ile duruşmaya tabi olmadığından duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat-Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat ve menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıdan alınmasına, istek halinde aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya iadesine 15/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, mahkeme nitelendirmesinde de belirtildiği üzere İİK'nın 72. maddesine dayanan istirdat davası olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.02.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca belirlenen iş bölümü uyarınca İİK'nın 72. maddesine dayanan ticari dava niteliğindeki menfi tespit ve istirdat davaları sonunda verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. Ancak, anılan Dairece de gönderme kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 25.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu kapsamda Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; her ne kadar davalı tarafça davanın istirdat davası olduğu savunulmuş ise de İİK'nın 72. maddesine dayalı olan istirdat davası; icra dosyası borçlusunun, ödeme emrine itiraz etmemesi veya ödeme emrine itiraz ettiği takdirde itirazın icra hukuk mahkemesi tarafından kaldırılması üzerine cebri icra tehdidi altında dosyaya ödeme yapması durumunda ödediği parayı geri almak için başvurabileceği bir hukuki çaredir. Dolayısıyla istirdat davasının öznesi, cebri icra tehdidi altında icra dosyasına ödeme yapan takip borçlusudur. Oysa somut olayda davacı tarafın takip borçlusu sıfatının bulunmadığı ve 3. kişi sıfatı ile ödeme yaptığı sabittir. Bu hali ile davanın istirdat davası olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmıştır....

          Somut olayda, davacı tarafından istirdat istemiyle açılan davanın asıl davadan tefrik edildiği, mahkemece yapılan araştırmada davalının bilanço esasına göre defter tuttuğu, tacir olduğu, istirdat isteminin bir miktar para alacağına ilişkin olduğundan 6102 sayılı TTK'nın 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davanın 25/06/2020 tarihinde açıldığı, davacının istirdat davası yönünden zorunlu arabuluculuğa 02/09/2020 tarihinde başvurduğu ve son tutanağın 11/09/2020 tarihinde tutulduğu, dava açıldığı sırada henüz arabuluculuğa başvurulmamış olduğu anlaşılmakla, mahkemece davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle TTK'nın 5/A ve HMK'nın 115/2.maddesi gereğince reddine karar verilmesi yerinde olmuştur....

            İlk derece mahkemesince; "Dava; Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle borçlu olmadığının tespiti-istirdat istemine ilişkindir......İstirdat davasının şartlarından biri borçlunun esasen borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olmasıdır....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/676 KARAR NO : 2023/796 DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 07/09/2023 KARAR TARİHİ : 23/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, hukuki niteliği itibariyle, İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasıdır. Davacı vekili 04/10/2023 tarihli dilekçesiyle açılan davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.6100 Sayılı HMK.'nın 309. maddesinde "Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır." düzenlemesi bulunmaktadır....

                Davalı vekili, istirdat davasının bir yıllık süre geçtikten sonra açılması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, davacının mıcırın uygun olmadığı şeklindeki İl Özel İdaresi yazısına rağmen ödemeyi yaptığını, malzemeyi bilerek ve görerek aldığını, müvekkilinin mıcırın yol işinde kullanılabileceğine ilişkin bir taahhüdünün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mıcırın evsafına uygun olmadığının İl Özel İdaresinin 13.09.2006 tarihli yazısı ile davacıya bildirildiği, davacının istirdat ve tazminat davası açma hakkı olduğunu bu tarihte öğrenmiş olmasına rağmen bir yıl içinde dava açmadığı belirtilerek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Asliye Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket aleyhine davalı tarafından girişilen icra takibi sonucunda ödeme yapmak zorunda kalındığını, takip dayanağı çekteki tahrifat nedeniyle Bursa 6.İcra Mahkemesinin 2007/418 Esas sayılı dosyası ile takibin iptal edildiğini belirterek icra tehdidi altında ödenen 15.000.00 YTL’ nin davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, istirdat davasının koşullarının oluşmadığını, İcra Hukuk Mahkemesinin kararının dayanak yapılamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir....

                    Davalı vekili cevabında istirdat davasının ödemenin yapılmasından itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerektiğini, bu sürenin hak düşürücü süre olup, ödeme tarihi 05.06.2006 tarihinden itibaren bir yıllık sürenin dolduğunu, kaçak tahakkuk işleminde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece istirdat davalarının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, 05.06.2006 tarihinde fatura konusu paranın davalı şirkete ödendiği ve davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 20.11.2007 tarihinde açıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 15.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu