Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.’nun 72/6 maddesi hükmünde “Borçlu menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” Ne varki davacı vekili, 20.9.2006 tarihli celsedeki imzalı beyanında “ …bizim talebimiz sadece borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinden ibarettir. İstirdat talebimiz yoktur” demiştir. Ödeme ile yasa gereği istirdata dönüşen davanın usulen menfi tesbit davası olarak görülmesine imkan bulunup bulunmadığı ve davacının açıklanan beyanı üzerinde yeterince durulup irdelenmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

    Pamukova Asliye Hukuk (Tüketici mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, istirdat davalarında yetkili mahkeme HMK m.6/1 uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesi ve İİK m.72/son uyarınca icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir.Yasal düzenleme, ifade edildiği şekilde olmasına karşın, istirdat davalarında kesin yetki söz konusu değildir ve HMK m. 116/1-a uyarınca "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nın, ilk itiraz olarak cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmektedir.Davacı HMK'nın 19/2'inci maddesine uygun olarak cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunmuştur ve birden fazla yetkili mahkeme bulunması sebebiyle seçtiği mahkemeyi İstanbul Tüketici Mahkemesi olarak, usulüne uygun şekilde mahkemeye bildirmişolup davalının yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. İstanbul 3....

      Dava konusu çekler ile ilgili banka şube müdürlüklerine yazılan müzekkerelere verilen cevapda, söz konusu çeklerin üçüncü kişi tarafından ibraz edildiğinin bildirilmesi üzerine, davacı tarafa çek hamillerine karşı istirdat davası açmak üzere süre verilmiş, verilen süreye rağmen davacı tarafın istirdat davası açmadığı anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından dava konusu yapılan ve zayi nedeniyle iptali istenen çeklerin üçüncü kişiler tarafından ilgili banka şubesine ibraz edildiği, ibraz edilen çekler ile ilgili davacı tarafa istirdat davası açmak üzere süre verildiği, verilen süreye rağmen davacı tarafından istirdat davası açılmadığından sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

          Bankalara yazılan müzekkere cevaplarında dava konusu çeklerin ibraz edildiği bilgisinin verildiği, davacı vekiline, ..... seri no'lu çekler için 24/02/2022 tarihli, ...... seri no'lu çek için 10/03/2022 tarihli muhtıraların tebliğinden itibaren 7 günlük kesin süre içerisinde ibraz edene karşı istirdat davası açmak üzere süre verildiği ....... no'lu çek için ise 30/03/2022 tarihli celsede, ibraz edene karşı istirdat davası açmak üzere tefhimden itibaren 7 günlük kesin süre verildiği ve istirdat davalarının açıldığına dair herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı anlaşılmış ve davacı vekili 20/04/2022 tarihli celsedeki beyanında istirdat davası açmadıklarını beyan etmiştir....

            Mahkememizce ödeme yasağı kararının uygulanmadığı, talep edenin istirdat davası açma hakkının bulunduğu belirlenmekle; bu halde verilen ve uygulanan, kaldırılmasına karar verilebilecek bir ödeme yasağı kararı bulunmadığından davacı tarafa istirdat davası açmak üzere süre verilmesine gerek görülmemiştir. Dava konusu çekin ibraz edildiği, bu itibarla kaybolmadığı anlaşılmakla çek iptali talebinin istirdat davası hakkı saklı kalmak kaydıyla reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: 1-... ... A.Ş ... Şubesinin keşidecisi ... ... olan 31/06/2020 keşide tarihli , ... seri nolu 12.500,00-TL bedelli çek ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak (istirdat) Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak (istirdat) davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava ihtirazı kayıtla ödenen alacağın istirdadına ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde davalıların geçmiş dönem kiralarının eksik ödendiğinden bahisle 19.6.2009 tarihli ihtarname ile 11424 TL kira bedelini ödenmesini aksi takdirde tahliye davası açılacağını ihtar ettiğini, tahliyeye sebebiyet vermemek için ihtarname ile istenen bedelin ihtirazı kayıt ile ödendiğinden istirdadını istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

                  "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat-zayi nedeniyle çek iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit-istirdat davasının reddine zayi nedeniyle çek iptali davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72/son maddesi uyarınca “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” Görüldüğü üzere, menfi tespit ve istirdat davalarında seçimlik yetki söz konusu olup dava, icra takibini yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda davacı, davalı banka tarafından aleyhinde başlatılan icra takibinde ipotek bedelini aşan kısım için borçlu olmadığının tespiti ile ödediği fazla kısmın istirdadını talep etmiş, bunun yanında adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebinde de bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu