Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'in hayvan otlatmak suretiyle sürdürdüğü, zilyetliğin ekonomik amacına uygun bir zilyetlik olmadığı gözetilerek öncesi itibariyle mera olması nedeniyle Hazinenin davasının kabulü ile taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesi gereğince özel siciline kaydedilip sınırlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ: 1) Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin harcın Orman Yönetimine geri verilmesine, 2) Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle; davalı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişilere yükletilmesine 12/08/2008 günü oybirliği ile karar verildi....

    Bu nedenle, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Ancak mirasın gerçek reddi davasında Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Mirasın hükmen reddinin tespiti davasında davanın açılması için herhangi bir süre öngörülmemiş iken, mirasın gerçek reddi davası 3 aylık süreye tabidir. (Türk Medeni Kanunu'nun madde 605/1, 606) Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin davada yerel mahkemenin görevi; isteğin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep bulunduğu takdirde Türk Medeni Kanununun 609. maddesinde gösterilen usulde işlem yapmaktan ibarettir....

      Bu nedenle; mahkemece kurulan son hükümde de davacı gerçek kişi aleyhine yeni bir durum yaratılmadığı göz önün alınarak davacı gerçek kişinin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2) Dayalı Hazinenin temyiz itirazlarına gelince: Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada dava konusu olan 10.11.2003 tarihli fenni bilirkişi raporunda belirtilen çekişmeli taşınmazların tamamının onaylı imar planı içinde kalmadığı anlaşılmakla dayalı Hazinenin tescil isteminin kabulü ile (A), (B), (C), (D) ve (E) harfi 7687.04 m2 taşınmazın taşlık niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş olup, mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir....

        Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca, mirasın gerçek reddi isteminde görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Somut olayda, talep eden vekili dilekçesinde açıkça talebin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesi uyarınca açılan muris ...’ün mirasının kayıtsız şartsız reddinin tespit ve tescili olduğunu belirtmiş ve alacaklılar hasım gösterilmemiştir. Talep eden vekili tarafından temyiz dilekçesinde de talebin, mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu beyan edilmiştir. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı yeterli olup, talep edenler herhangi bir alacaklıya husumet yöneltmeden mirası kayıtsız şartsız hak düşürücü süre içinde reddederler. Terekenin borca batık olduğunu belirtmek mirasın hükmen reddi istemi olarak anlaşılamaz....

          Temyiz Sebepleri Talep eden vekili temyiz dilekçesinde mirası red beyanının mahkemeye ulaşmakla bozucu yenilik doğurucu sonuç doğurduğunu, mirasın gerçek reddi davasının duruşmalı yapılmasına ilişkin bir zorunluluğun bulunmadığını ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, mirasın gerçek reddi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Türk Medeni Kanunu'nun 605/1 inci maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkindir. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı, bozucu yenilik doğurucu hak niteliğinde olup, sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle hukuki sonuç doğurur....

            Vergi Mahkemesi, … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; yükümlülerin bir işten dolayı hem gerçek hem de götürü usulde mükellef olamayacakları, gerçek usulde mükellef olanların aynı işe devam ettikleri sürece bu usulden dönemeyecekleri, daha önce gerçek usulde mükellef olan davacının yeni işi nedeniyle götürü usulde mükellef olabileceği ve götürülük şartlarını kaybettiğine dair bir tespit de bulunmadan terk ettiği önceki işinden dolayı gerçek usulde mükellef olduğundan söz edilerek re'sen gerçek usulde mükellefiyet tesis edilip gelir vergisi tarhiyat yapılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ve cezaların kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan tarhiyatın yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Talep eden tarafından, 07.03.2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin reddine dair verilen 12.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi talep eden vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Talep, Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesi uyarınca ...olarak açılan mirasın gerçek reddi istemine ilişkindir. Talep eden, murisi ...’ın 25.02.2016 tarihinde vefat ettiğini, murisin tarafına intikal edecek mirası bulunmadığından, mirasın reddi isteminin tespit ve tescilini talep etmişlerdir....

                Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca, mirasın gerçek reddi isteminde görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Somut olayda, dava dilekçesi içeriğinden davacının talebinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak 3 aylık süre içerisinde açılan mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mirasın gerçek reddinde, mirasçıların, mirası kayıtsız şartsız reddettiğine ilişkin sözlü veya yazılı beyanı yeterli olup, davacılar herhangi bir alacaklıya husumet yöneltmeden mirası kayıtsız şartsız hak düşürücü süre içinde reddetmişlerdir. Terekenin borca batık olduğunu belirtmek mirasın hükmen reddi istemi olarak anlaşılamaz....

                  "İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirasın gerçek reddi Taraflar arasındaki uyuşmazlık mirasın gerçek reddi isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davacının, müteveffanın kardeşi olduğunu, müteveffanın alt soyu bulunduğundan, davacının mirasçı olma ihtimali aklına gelmediğinden, mirasın reddi davası açılmadığını, murisin oğlunun mirası reddettiğini, davacının mirasçı olduğunu öğrenir öğrenmez, 3 aylık süre içinde mirasın gerçek reddi için mahkemeye başvurulduğunu, mahkemece hatalı karar verildiğini, davanın mirasın gerçek reddi davası olduğunu, ilk derece mahkemesince verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Nüfus kaydının incelenmesinde müteveffa T3 10/08/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu