Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki ipotek veren/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafça, genel kredi sözleşmesine ve ipotek akit tablosuna dayanılarak asıl borçlu ve ipotek veren üçüncü kişi aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmış, ipotek veren vekili icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair sebepler yanında hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek şikayetinin kabulünü istemiştir, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, ipotek verenin istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

    Somut uyuşmazlıkta, şikayetçi ipotek borçlusuna, 13.10.2021 tarihli ihtarnamenin 19.10.2021’de tebliğ edildiği, söz konusu ihtarnamede; borçlu Bekir Koçoğlu ile banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle ipotek veren sıfatıyla ve tapunun 6 parselinde kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulan 200.000,00 TL bedelli ipotek nedeniyle sorumlu olunduğunun bildirildiği, ancak ödenmesi gereken borç tutarı açıkça yazılmadığı gibi sadece ipotek limitinden bahsedilmiş olmakla, limit ipoteğinin özelliği gereğince, ihtarname ile limit tutarının bildirilmiş olmasının, borcun limit kadar olacağı anlamına gelmeyeceği tabi olup, bu durumda muacceliyet ihtarnamesinin, İİK’nın 149. maddesine uygun olmadığının kabulü gerekir....

      Davacı vekili, dava konusu 97 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı ... oğlu ... lehine imar kanunundan kaynaklanan 20.07.1994 tarih, 2776 yevmiye numaralı 2.100.000,00ETL ve 2.150.000,00ETL olmak üzere toplam 4.250.000,00ETL’lik ipotek şerhi bulunduğunu, ipotek lehtarını tanıyan bilen kimsenin bunmadığını belirterek, ipotek bedelinin mahkeme veznesine depo edilmesi suretiyle ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde, ipotek alacaklısının sulh hukuk mahkemesine başvurularak netleştirilmesinin ve bunun eldeki dosya içinde bekletici mesele yapılması gerektiğini ya da eldeki dosyada ön sorun olarak ipotek alacaklısının kimliğinin belirlenebileceğini, tapu müdürlüğünün yasal hasım olması sebebiyle aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini savunmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.01.2011 gününde verilen dilekçe ile asıl dava yönünden ipotek bedelinin arttırılması, birleştirilen dava yönünden ipoteğin kaldırılması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 28.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-birleştirilen dosya davacısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Asıl dava, ipotek bedelini arttırılması, birleştirilen dava, ipoteğin kaldırılması isteklerine ilişkindir. Davacılar vekili, davacıların murisi ... lehine tesis edilen 21.03.1973 tarihli ve 25.000,00 ETL tutarlı ipotek bedelinin arttırılmasını istemiştir. Davalı akdi ipoteklerde ipotek bedelinin arttırılamayacağını, davanın reddini savunmuştur....

          yi temsilen imzaladıkarı ipotek sözleşmesiyle ... A.Ş. , ... A.Ş. ve davalı banka arasında yapılmış kredi ve kefalet sözleşmeleri nedeniyle ipotek tesis edildiğinin görüldüğü, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yazısına göre 2-6-2010 tarihli genel kurulda şirketi temsile yetkili kişilerin ... olduğu, şirket ana sözleşmesinin 4/r maddesinde; şirketin amacının geniş bir ticaret alanı olup bunun gerçekleşmesi için kredi kullanmak şirketin taşınmazlarını ipotek vermek olduğu hususunda düzenleme yapıldığı, ...Yapı A.Ş.'nin 15-10-2010 tarihinde davalı bankadan 10.000.0000 TL bedelli kredi kullandığı ve ...A.Ş.'nin bu krediyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, kredinin teminatı olarak taşınmazı ipotek ettirdiği, yapılan ipotek işleminin usulüne uygun olduğu, yine asıl borçlu olan ... A.Ş. temsilci... davacılarla hala-dayı çocukları olduğunun nüfus aile kayıt tablolarıyla anlaşılmış olup her iki şirket arasında organik bağ olduğunun görüldüğü, bu anlamda...A.Ş.'...

            Somut olayda; sanık ...’nın katılanın kayınbiraderi olduğu, emekli olan katılanın bir işte çalışmak istediği, sanık ...’ın katılana ... şirketinin bayiliğini yaptığını, ... yönetiminin kendisinin borcu nedeniyle teminat istediğini, eğer kendisine teminat olarak evini ipotek ettirirse ... bayiliğini çalıştıracağını, katılanı da işe alıp maaşa bağlayacağını, evi mal almaya karşılık ... şirketine ipotek ettireceğini söyleyip katılana ait daireyi ipotek vermesini istediği, bunun üzerine suç tarihinde katılanın Samsun 5. Noterliğine giderek 19060 yevmiye nolu belge ile sahibi olduğu evini ipotek etmesi için sanık ...’a vekaletname verdiği, söz konusu vekaletnamede vekalete konu dairenin sanık ...’ın kişisel borçları için de ipotek edilebileceğine dair bir açıklık olmadığı, vekil olan sanık ...’ın ipoteği kendi borcu için kullanabilmesi için açıkça yetkilendirilmesi gerektiği, bu husus olmadığı halde suç tarihinde Samsun 2....

              nin muaccel olan ipotek alacağının Kemer İcra Müdürlüğü'nün 2014/ 147 E. sayılı takip dosyasına konu 383.171,38 TL olduğunu, bu kısmın ipotek alacaklısına ödenmesini, ipotek alacaklısının fazla ödeme yapılması talebinin reddine karar verilmesini talep ettiği, şikayete konu 22.05.2014 tarihli icra müdürü kararı ile; 'şikayetçi ... vekilinin talebinin reddine, .... tarafından bildirilen 852.278,00 TL ipotek alacağının ipotek alacaklısına ödenmesine, kalan 80.024,91 TL'nin sıra ve derece kararı yapılmak üzere taşınmaz üzerinde ilk haczi koyan . İcra Müdürlüğü'nün 2012/ 10274 E. sayılı takip dosyasına gönderilmesine' karar verildiği görülmektedir. Şikayetçi vekili icra mahkemesine başvurusunda, icra müdürlüğü'nün 22.05.2014 tarihli ret kararının iptali ile İpotek alacaklısı ....

                Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğünün 31/son maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Adli Tıp Kurumu raporundan davacının ipotek tesis tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşıldığından davacının ipotek tarihinde fiil ehliyetinin olmadığı yönündeki iddiası yerinde görülmediği, davacının okuma yazma bilmediği için ipotek senedinin iki tanık huzurunda imzalatıldığından Noterlik Kanunun 86. ve 87. maddeleri uyarınca yapılan bu işlemin geçerli olduğu, davacının bu yöndeki iddialarının yerinde görülmediği, davacının banka alacağı için taşınmazı üzerinde ipotek yolu ile güvence sağladığı, başkasının borcu için taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiren kişinin temel borç ilişkisinin borçlusu (kefili) haline gelmeyeceği, davacının teminatı kişisel bir teminat olmayıp ayni bir teminat olduğundan eşin rızası alınmadan ipotek tesis işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, ipotek tesis edilen taşınmaz için eşinin rızasına gerek olmadığı, tesis edilen ipoteğin geçerli olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekki davasının reddine karar verilmiştir....

                    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Adli Tıp Kurumu raporundan davacının ipotek tesis tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu anlaşıldığından davacının ipotek tarihinde fiil ehliyetinin olmadığı yönündeki iddiası yerinde görülmediği, davacının okuma yazma bilmediği için ipotek senedinin iki tanık huzurunda imzalatıldığından Noterlik Kanunun 86. ve 87. maddeleri uyarınca yapılan bu işlemin geçerli olduğu, davacının bu yöndeki iddialarının yerinde görülmediği, davacının banka alacağı için taşınmazı üzerinde ipotek yolu ile güvence sağladığı, başkasının borcu için taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiren kişinin temel borç ilişkisinin borçlusu (kefili) haline gelmeyeceği, davacının teminatı kişisel bir teminat olmayıp ayni bir teminat olduğundan eşin rızası alınmadan ipotek tesis işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, ipotek tesis edilen taşınmaz için eşinin rızasına gerek olmadığı, tesis edilen ipoteğin geçerli olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekki davasının reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu