Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ün vesayeten dava açtığı, ne var ki vasiye verilmiş husumete izin kararının evrak arasında bulunmadığı, öte yandan kendi miras payı yönünden dava açan davacı ...'ün kendi adına vekile verdiği vekaletnamesinin de bulunmadığı görülmekle; 1- Davacı ... vasisi ...'ten ya da, davacılar vekilinden, vesayet makamı tarafından verilmiş husumete izin kararından bir suretin temin edilerek evrak arasına eklenmesi, 2- Davacılar vekilinden, davacı ...'ün kendi adına verdiği (evrak arasında sadece vesayeten verdiği vekalet bulunduğundan) vekaletnamesinden bir suretin istenerek evrak arasına alınması, 3- ..., ... Mahallesi, 2465 ada 2 nolu ve 2454 ada 9 nolu (geldisi 223 ada 12 parsel olan) imar parsellerinin tapuya ilk tescilinden itibaren tüm maliklerini gösterir tedavüllü tapu kayıtları ile, malik ...'...

    nun vesayet altında olduğu ve davanın vasi ... tarafından verilen vekaletname ile açıldığı belli bulunduğu halde, anılan davacı adına dava açılabilmesi için vesayet makamının davaya izin verdiğine ilişkin kararın dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, davacı ... için 4721 sayılı Yasanın 462/8 maddesi gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin kararın eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      'ın vesayet altında olduğu ve davanın vesayeten davacı annesi ... tarafından verilen vekaletname ile açıldığı belli bulunduğu halde, anılan davacı adına dava açılabilmesi için vesayet makamının davaya izin verdiğine ilişkin kararın dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, davacı ... için 4721 sayılı Yasanın 462/8 maddesi gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin kararın eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR 1- Davacının 14.05.2010 tarihli rapora göre vesayat altına alındığı anlaşıldığından kısıtlı ... adına vesayeten düzenlenerek verilecek usulüne uygun vekaletnamenin tamamlanarak eklendikten, 2- Kısıtlı ... adına vesayet makamının davaya izin verdiğine ilişkin kararın dosyada bulunmadığı anlaşıldığından davacı için 4721 sayılı Yasa'nın 462/8 maddesi gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin kararın varsa eklendikten sonra, yoksa aldırılarak ilgili karar eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahaline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

          in vesayet altında olduğu ve davanın vasi ... tarafından verilen vekaletname ile açıldığı ancak anılan davacı adına dava açılabilmesi için vesayet makamının davaya izin verdiğine ilişkin kararın dosyada bulunmadığı anlaşıldığından davacı ... için 4721 sayılı Yasa'nın 462/8 maddesi gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin kararın varsa eklendikten sonra, yoksa aldırılarak ilgili karar eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahaline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Ancak kısıtlı adına dava açılabilmesi için vesayet makamından alınmış husumete izin kararına dosyada rastlanmamıştır. 5.8. Yargılama sırasında kısıtlılığın bir şekilde sona ermesi halinde ise dava, (fiil) ehliyetini kazanan kısıtlı tarafından takip edilebileceğinden bu durumda husumete izin alınmasına artık gerek yoktur. Ne var ki, davacı ...'ın hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyetinden dolayı kısıtlandığı dosya kapsamından anlaşılmış ise de, kısıtlılık halinin devam edip etmediği anlaşılamamıştır. Türk Medeni Kanununun 471. maddesinde "Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis hâlinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar" hükmü düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre hükümlülükten dolayı vesayet altına alınan davacı ...'ın halen hapis hâlinin devam edip etmediğinin Sulh Hukuk Mahkemesi'nden ve Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan sorularak tespiti gerekmektedir....

              in vasi tayin edildiği, husumete izne ilişkin kararın ise dosya içeriğinde yer almadığı anlaşılmakla; Davacı ....'e, ...'in dava açmakta husumete izin yetkisi verildiğine ilişkin kararın merciinden istenilerek evrakına eklenmesi, Çekişme konusu 41233 ada 3 parsel (imar ile 61143 ada 7 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının tüm tedavülleriyle ve dayanak kayıtları ile birlikte İlgili Tapu Müdürlüğünden temin edilmesi, Çekişme konusu 41233 ada 3 parsel (imar ile 61143 ada 7 parsel) sayılı taşınmazın imar uygulamasına konu tüm dayanak belgelerinin ilgili Belediye Başkanlığından istenilerek evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 19.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece; davaya konu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle, hissedarlara payları oranında ödeme yapıldığı, bu ödemelere davacıya ait olan yapıların bedellerininde dahil olduğu gerekçesiyle, davalının taşınmazdaki hisse miktarı dikkate alınarak 5804,10 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 462/8.maddesine göre; vasinin vesayet altındaki kişi adına dava açıp takip edebilmesi (veya vesayeti altındaki kişiye karşı açılan davayı takip edebilmesi) için vasiye Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından izin (husumete izin) verilmiş olması gerekir. Vesayet altında bulunan davalının davada yasal temsilcisi olan vasisi tarafından temsil edilebilmesi için husumet makamından izin alınmadığı görülmektedir. Dava ehliyeti dava şartlarından olup mahkemece resen gözönünde bulundurulur....

                  ın dava konusu 285 ada 100 parsel sayılı taşınmazdaki payını hukuki ehliyetinin olmadığı bir dönemde satış yoluyla davalıya temlik ettiğini, banka hesaplarındaki hareketlilik ve bankadan yüklüce kredi çektiğini öğrenmeleri üzerine yaptıkları araştırmada temlikten haberdar olduklarını, vesayet altına alınması için dava açıldığını, ehliyetsizliğinden yararlanılarak, aldatılıp, korkutularak çekişmeli payın, üzerindeki evle birlikte bedelsiz devredildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile kısıtlı babası adına tescilini istemiş; yargılama sırasında davacı, babası ...’ye vasi olarak atanmış ve husumete izin kararı sunulmuş; yargılama sırasında 18.03.2012 tarihinde kısıtlı ...’nin ölümü üzerine mirasçısı ... davaya dahil edilmiş; mirasçısı ...’ın ise kısıtlandığının ve vasisinin davacı ... olduğunun anlaşılması karşısında bozma üzerine husumete izin kararı sunulmuştur....

                    Bu açıklamalar ışığında, anılan ceza kararının kesinleşip kesinleşmediği, asıl davada davacı birleşen davada davalı ...’ya vasi atanıp atanmadığı, vasi atanmış ise husumete izin kararı alınıp alınmadığı belirlenerek, alınmamış ise husumete izin kararının aldırılması, mahkemenin 22.07.2010 tarihli kararından sonra asıl davada davacı birleşen davada davalı ... hakkında verilen karar kesinleştirilerek vesayet altına alınmış ise, kararın vasiye tebliği ile 15 günlük temyiz süresinin beklenmesi, atanan vasinin asıl davada davacı birleşen davada davalı ...’nun vekili olan ...’e vekaletname vermiş ise, bu vekaletnamenin eklenmesi, sonrasında dosyanın incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi amacıyla dosyanın geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu