Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ya eldeki dava yönünden husumet izni kararı alınıp alınmadığı hususunun sorulması, eldeki dava için alınmış bir husumete izin kararı mevcut ise dosyaya sunulmasının sağlanması, husumete izin kararı alınmamış ise vasinin eldeki dosya için husumete izin kararı almasına imkan verilerek alınacak olan kararın dosya arasına konulması, 2) Marmaris Kadastro Mahkemesinin 2014/26 Esas sayılı dosyasında davacıların dayandığı tapu kaydı uygulaması için yapılan keşfe ait keşif zaptı ile keşif sonucu düzenlenen tüm bilirkişi raporlarının onaylı örneklerinin temin edilerek gönderilmesi, 3) Çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanı kapsayan 1939, 1964, 1972, 1975, 1987 ve 1992 tarihli hava fotoğrafları ile varsa bu hava fotoğrafları dışındaki tarihlere ait diğer tüm hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden getirtildikten sonra; dava dosyasının hükme esas alınan raporları düzenleyen fen ve orman bilirkişilerine tevdi ile hava fotoğrafları ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de...

    nun vasi olarak atandığı, ancak husumete izin kararı alınmadığı, .... tarafından ............ aleyhine ........ İcra Müdürlüğü'nün 2008/17182 esas sayılı dosyasında 2 nolu daireden payına düşen kira bedelinin tahsili isteği ile başlatılan icra takibinin borçlunun itirazı üzerine durduğu anlaşılmaktadır. Kısıtlı davacı ............'nun vasisi ...........'ın husumete izin kararı almadan eldeki davayı açtığı, yargılama sırasında da bu eksiklik giderilmeden sonuca gidildiği görülmektedir....

      Ancak; vasinin, vesayeti altındaki kişi adına dava açması için vesayet makamından "husumete izin" kararı alması zorunludur (TMK m. 462/8). Vesayet makamının iznine tabi olan işlem, izin alınmaksızın yapılırsa, vasinin yaptığı bu işlem vesayet altındaki kişiyi bağlamaz (TMK m. 465). Mahkemece husumete izin alması hususunda veliye süre verilmemiştir. Davacı erkek dava tarihinden önce kısıtlandığına göre dava ehliyeti yoktur. Bizzat velisinin de dava açması mümkün değildir. Velinin husumete izin kararı alması gerekmektedir. Veliye, husumete izin kararı alması için süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2- Mahkemece; davacının dava dilekçesinde delil ve tanık bildirmediği, ancak daha sonra delil ve tanık bildirilmiş ise de, dava dilekçesinde delillerini bildirmeyip tanık deliline de dayanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

      Davacı Gürgin TMK.nun 405.maddesi uyarınca vesayet altına alınmış ve eşi ... vasi atanmıştır.(11.06.2008) Vasi, davacı adına dava açabilmesi için husumete izin kararı almalıdır. Sulh Hukuk Mahkemesinden husumete izin alırsa bu davayı açabilir. Davacı, 11.06.2008 tarihinde vesayet altına alınmışsa da senedin tanzim tarihi 28.02.2005 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı da araştırılmamıştır. Mahkemece uzman doktorlardan sağlık kurulu raporu alınarak, husumete izin kararı alınıp alınmadığı saptanarak ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davalı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 11.05.2010 gün ve 2010/6983 2011/8172 sayılı ilamiyle ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Davacı kocaya vasi olarak atanan İsmail'e vesayet makamından husumete izin alması için süre verilmesi ve izin alınması halinde izin kararının eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın ikinci kez yerel mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.16.01.2012 (Pzt.)...

          in vasi tayin edildiği, vasi tayinine ve husumete izne ilişkin kararların dosya içeriğinde yer almadığı anlaşılmakla; Davacı ...'e, .... vasi tayinine ve dava açmakta husumete izin yetkisi verildiğine ilişkin kararların merciinden istenilerek evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Aynı Kanunun "İzin(Vesayet Makamından)" başlıklı 462. maddesinin (1). fıkrasının 8. bendinde ise "dava açma" vasinin vesayet makamından izin almak suretiyle yapabileceği işlemler arasında sayılmıştır. Vesayet makamı ise TMK'nın 397/2. maddesinde açıkça belirtildiği üzere sulh hukuk mahkemesidir(TMK m. 397/2). Somut uyuşmazlığın incelenmesinde; kısıtlı ergin Pınar Şen'in velisi T1 husumete izin almak için sulh hukuk mahkemesine başvurduğu, TMK'nın 342/3. maddesinde açıkça vesayet makamının iznine bağlı hususlar dışında kısıtlıların temsiline ilişkin hükümlerin velayetteki temsilde de uygulanacağının düzenlendiği, dava açmak için de TMK'nın 462/8. maddesi gereğince vesayet makamından izin alınacağının açıkça düzenlenmiş olması karşısında, velinin talebine konu iznin vesayet makamı olan Erzurum 1. Sulh Hukuk Mahkemesince incelenip karara bağlanması gerekir....

            Davalı cevabında; dava konusu taşınmazda 1,5 ay kiracı olarak kaldığını, daha sonra işyerini dava dışı 3.şahsa devrettiğini, kullandığı sürede sarf ettiği elektrik borcunu ödemeye hazır olduğunu, kalan kısmın 3.kişiye ait olduğunu belirtmiştir.Mahkemece; davalının davaya konu borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 1.980 TL'nin tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesine göre; vasinin vesayet altındaki kişi adına dava açıp takip edebilmesi için vasiye sulh hukuk mahkemesi tarafından izin (husumete izin) verilmiş olması gerekir. Vesayet altında bulunan davacının davada yasal temsilcisi tarafından temsil edilebilmesi için husumet makamından izin alınmadığı görülmektedir. Dava ehliyeti dava şartlarından olup mahkemece resen gözönünde bulundurulur....

              Sulh Hukuk Mahkemesinin 24/07/2020 tarihli 2020/468 Esas nolu ara kararınca kısıtlı adına mirası reddedebilmek için husumete izin verilmesine karar verildiğini, açtıkları husumete izin davasının husumete izin ve yetki verdiğini, fakat mahkemeye sunmak için sonuçlanmasını beklediği için reddedildiğini, bu nedenle yerel mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. GEREKÇE: Talep, TMK'nın 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline ilişkindir. Mahkemece reddine karar verilmiş, davacı vasi bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK'nun 355. mad.sine göre, inceleme istinaf dilekçesinde belirilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Dava, TMK'nun 605/1. ve devamı maddeleri gereğince mirasın gerçek reddinin tespiti istemine ilişkindir....

              ün duruşmalara katıldığı ve kendisine husumete izin davası açması için iki haftalık kesin süre verildiği, kesin sürede dava açılmadığından ve husumete izin kararı da sunulmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece verilen karar vasiye usulüne uygun tebliğ edilmiş ancak vasi tarafından temyiz olunmamış, aksine kısıtlı davacı asil temyiz dilekçesi vermiştir. Kısıtlının fiil ehliyeti olmadığından kararı temyiz etme yetkisi de yoktur. Şu halde temyiz yetkisi olmayan tarafından verilen temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda gösterilen nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu