K A R A R Davacı, davalı ile hizmet satın alma sözleşmesi imzalandığını ve hizmetin verildiğini, hizmetten kaynaklanan fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali le icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-İİK'nun 67/2. maddesinde takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceği hükme bağlanmıştır. Anılan kanun hükmü uyarınca davacı-alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için takibin haksız yapılmasının yanında kötü niyetle yapılması da şarttır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; müvekkili şirket nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan ...'a ait ... plakalı araç ile 06/06/2014 tarihinde ... ilinde meydana gelen yoğun yağışlar nedeniyle seyir halinde iken; davalının sorumluluğunda bulunan kanalizasyon ve alt yapı sisteminin yetersizliği nedeniyle yağmur sularının sirayeti sonucunda hasar meydana geldiğini, davalı idare tarafından şehrin kanalizasyon ve altyapısında hizmetin iyi ve yeterli yapılmaması hasarın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, müvekkili şirket tarafından meydana gelen hasarlanma sebebiyle 3.176....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan 28.320,00 TL hizmet bedelinin ödenmemesi üzerine davalı hakkında başlatılan takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve % 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, hizmetin ayıplı ifa edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Durumlara Müdahale ve Zararların Tazminine Dair Kanununa muhalefetten kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir....
Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler usulüne uygun tutulmuş ticari defterler, imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir. Bilirkişi raporunda da değinildiği gibi gelen vergi dairesi cevabından davalının takip konusu faturayı --- bildirdiği anlaşılmıştır. Yine davacı tarafça sunulan davalının kaşe ve imzasının içerir ------ ile ----- dava konusu hizmetin verildiği tespit edilmiştir. ---- tarafından düzenlenmiş ise de; bu şirketin adının sonradan---- değiştirildiği, daha sonra bu şirketin de davacıya birleşerek tüm aktif ve pasiflerini davacıya devrettiği anlaşıldığından davacının aktif husumetinin bulunduğu kanaatine varılmıştır....
Kişinin beden sağlığına bir zarar verilmesi halinde meydana gelen zararın bu zarara neden olanlar tarafından ödenmesi "maddi tazminat" kavramı içinde mütalaa edilirken, kişinin ruh sağlığına verilen ve fakat somut olarak psikolojik tedavi görmesine neden olmayacak zararlar ise "manevi tazminat" kavramı içinde mütalaa edilmektedir. Kişinin ruh sağlığı üzerinde sonuç meydana getiren bu çeşit ruhsal travmaların verdiği zararlardan kişiyi korumak, kişinin topluma, yargıya ve Devlete olan güvenini yeniden kurmak özet olarak kişinin sosyal eserlendirilmesini sağlamak için yargının elindeki tek araç manevi tazminattır. Esasen çağdaş uygarlığın gerektirdiği bu husus uygar ülkelerin hukuk sisteminde gittikçe bir önem kazanırken maddi tazminat davaları olağan bir uygulama alanı içinde kalmakta manevi tazminat davaları ise adaletin tam tecellisi olarak önem ve öncelik kazanmaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/276 Esas KARAR NO : 2024/381 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 14/05/2019 KARAR TARİHİ : 28/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile müvekkili şirket arasında 01/04/2016 tarihinde 2 yıl süre ile geçerli olmak üzere Kurumsal Fiber İnternet Satış Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin sözleşmeye uygun olarak 2 yıl boyunca 10mbit hızında internet hizmeti sağlayacağını, davalının ise 2 yıl boyunca sözleşme bedelini ödeyeceğini taahhüt ettiğini, davalı şirketin müvekkilinden almış olduğu internet ve ekipmanları kendi müşterisi olan ... ......
O halde, faturalardaki hizmetin, bu faturalara ilişkin düzenlenen servis formlarında davalı şirket çalışanınca imza karşılığında hizmetin alındığı kayıt altına alınmış / belirlenmiş olup, davacı esasen bu hizmeti verdiğini, dolayısıyla fatura bedellerini / alacağının varlığını ispat etmiştir....
Hal böyle olunca tüm dosya kapsamına göre ve davacının beyan dilekçesi nazara alınarak dava dışı şirkette fatura konusu hizmetin davacı adına davalı tarafça yerine getirildiği davalı tarafça ispatlanmış, davacı davalının bu söküm hizmetini üstlendiğini kabul etmişse de; ücretsiz olarak üstlendiğini gelinen aşamada ispat edemediğinden, takip konusu fatura nedeniyle davalıya borçlu olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı ile dava dışı şirket arasında tanzim edilen fatura ile davalı ile davacı arasında tanzim edilen fatura tarihleri arasında yaklaşık 4 ay bulunmakta ise de; faturanın davalı tarafça sonradan tanzim edilebileceği, eldeki davada temel uyuşmazlığın hizmetin verildiğinin ispat edilip edilmediği hususu olduğu göz önüne alınarak davacının bu yöndeki itirazları da yerinde görülmemiş, neticeten davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
İtirazın iptali davasında davacı alacaklı takibe konu faturadaki hizmeti verdiğini ve alacağının bulunduğunu ispatla mükellef ise de alacağa konu faturanın davalı borçlu yanca vergi dairesine bildirilmesi yerleşik yargı içtihatları gereğince faturaya konu hizmetin verildiği hususunda adi karine oluşturacağından ispat yükü yer değiştirir ve davalı yan hizmetin verilmediğini yahut gereği gibi verilmediğini ispatla mükellef hale gelir. Somut olayda davalını takibe konu faturayı vergi dairesine bildirmiş olması hizmetin verildiği hususunda adi karine doğuracağından davalı yan hizmetin verilmediğini yahut gereği gibi verilmediğini ispatla mükelleftir. Ancak davalı yan mahkememize cevap dilekçesi sunmamış, ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemiş ve rapora karşı herhangi bir beyanda bulunmamış olduğundan hizmetin verilmediğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacı yan alacağını ispat ettiğinden davanın kabulü ile ....İcra Dairesinin 2018/......