belgeler ve tanıtım vasıtaları ile tabela ve yol kenarında halka açık alanlarda bulunan levhaların toplatılmasını ve imhasını, müvekkilinin markasına vaki tecavüzün men'ini ve durdurulmasını, zarar tutarı net olarak belli olduktan sonra artırma hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ve davalının temerrüde düştüğü 11.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini amacıyla 20.000,00 TL manevi tazminatın davalının temerrüde düştüğü 11.06.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmişlerdir....
gerektiği gerekçesiyle İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmına karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 215.062,87 TL maddi tazminat isteminin kabulüne yönelik kısmının 107.532,94 TL yönünden kaldırılmasına, sonuç olarak 107.532,94 TL maddi tazminatın 50.000,00 TL'lik kısmının idareye başvuru tarihi olan 15/03/2018 tarihinden, kalan kısmının ise miktar artırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 14/01/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı müterafik kusur gözetildiğinde de yeterli ve yerinde olduğundan kararın bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin 30.000,00 TL'lik kısmının kabulüne ilişkin olarak yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan zararın giderilmesi, maddi tazminat ve kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminat isteminin reddine, maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, komşuluk hukukuna aykırılığın bilirkişi raporunda gösterilen şekilde giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü davacı manevi tazminat talebinin reddedilmesinin doğru olmadığı ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini ileri sürerek temyiz etmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kesmen reddine karar verilmiştir....
Daire'nin 2014/5499E ve 2015/13051K sayılı bozma ilamında manevi tazminat talebi ve manevi tazminattan kaynaklanan vekalet ücretine ilişkin hususlar bozma dışı kalarak kesinleşmiş olduğundan, bozma ilamına uyularak verilen son kararda, manevi tazminat talebi ve manevi tazminattan kaynaklanan vekalet ücretleri hakkında yeniden hüküm tesis edilmesi doğru değil bozma nedeni ise de, bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HMUK'nin 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
tarafından sunulduğunu ve müvekkiline buna ilişkin hizmet faturası kesildiğini, dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan dekont ve makbuzların huzurdaki dava ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, ödeme dekontlarında herhangi bir açıklama bulunmamakla birlikte davacının aşıklar ile kişisel yakınlığı sebebiyle makbuzların muvazaalı olarak düzenlenmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, davacının manevi tazminat talebine ilişkin olarak ise ekonomik olarak sıkıntı yaşaması ve aracını satmak zorunda kalmasının müvekkili ile ilişkilendirilmesine hukuken imkan bulunmadığını, son zamanlarda yaşanan pandemi ve ekonomik kriz koşullarında ülkemizde milyonlarca kişinin işinden, evinden ve arabasından olduğunu, bu nedenle müvekkilinden manevi tazminat talep edilmesinin kanuni dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği hususlar dahilinde müvekkili tarafından davacının herhangi bir şekilde zarara uğratılmadığını, bu nedenle ödenmesi gereken maddi veya manevi herhangi bir...
Davacılar, tazminat talebinin idare tarafından reddedilmesinden sonra Sağlık Bakanlığı ve doktor ... aleyhine 16/06/2004 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açmışlardır. Mahkemenin 29/09/2006 tarihli kararıyla uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davacılar tarafından, davalı idare aleyhine ... İdare Mahkemesinde bakılan dava açılmıştır. Bu davada yapılan yargılama sonucu maddi tazminat isteminin reddi, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen ve kesinleşen karara karşı davacılar tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan 2015/9093 sayılı başvuru üzerine Anayasa Mahkemesince "Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan davacıların maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine" karar verilmiştir....
, davacının duyduğu elem ve ızdırabın idarelerin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak şekilde takdiren 2.000 TL manevi tazminatın ödenmesi suretiyle giderilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL maddi tazminat isteminin 9.016,13 TL'lik kısmının, dava tarihinden (04/04/2014) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Sinop Valiliği ve Sinop İl Özel İdaresi tarafından davacıya ödenmesine, 10.000,00 TL manevi tazminat isteminin 2.000,00 TL'lik kısmının dava açma tarihi olan 04/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Sinop Valiliği ve Sinop İl Özel İdaresi tarafından davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemleri açısından ise davanın reddine karar verilmiştir....
TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT 818 S....
Belirtilen niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının aynı zamanda duyulan elem ve ıstırabı giderecek bir oranda olması gerekmektedir. Dava konusu olayın gerçekleşme şekli, zararın niteliği ve kalıcılığı dikkate alındığında; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının, uğranılan zarara göre orantısız ve düşük kaldığı, duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa giderecek düzeyde olmadığı ve manevi tazminat isteminin tamamına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu haliyle, Bölge İdare Mahkemesi kararının, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne yönelik davalı idare istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından, bu kısım yönünden davalı idarenin temyiz isteminin reddi; manevi tazminat isteminin kısmen reddine yönelik davacı istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmında ise hukuki isabet bulunmadığından, bu kısım yönünden davacının temyiz isteminin kabulü gerekmektedir....