"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, Tüketiciyi Koruma Kanunundan kaynaklanan(hizmetin ayıplı olmasından) alacağa ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nedeni ile 75.000 TL tazminat talep ettiklerini, uğranılan manevi zararlar için ise 50.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini belirtmiştir....
Yine aynı kanunun 4-A maddesinde ''Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." hükmü düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Eldeki davada davacılar, imalatçının ayıplı ifadan kaynaklanan zararlardan sorumlu olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebine yönelik eldeki davayı açmıştır.Somut uyuşmazlıkta, davalı imalatçı-üretici olup, davacılarda tüketicidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir....
Davacı dava dilekçesinde 150.000,00 TL tazminat talep ettiğini, bunun maddi ve manevi tazminat talebi olduğunu belirtmiş, 17/05/2016 tarihli cevaba cevap dilekçesinde 150.000,00 TL manevi tazminat talebinden bahsetmiş ancak maddi tazminata ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda gerekçe kısmında maddi ve manevi tazminat talebinin reddi yazıldığı halde hüküm kısmında ''açılan davanın reddine'' şeklinde karar verildiği tek ve nispi vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Duruşma zabıtlarında bu hususta davacı veya vekilinden beyan alınmadığı, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin miktarlarının ayrı ayrı belirlenmediği bu nedenle ilk derece mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu düşünülmüştür....
Paket tur sözleşmesi kapsamında, 14.9.1972 tarihli ve 1618 sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği Kanununun zorunlu sigorta ile ilgili hükümleri saklı olmak üzere, tüketici (katılımcı) eksik ve ayıplı ifa nedeni ile veya aksaklık tur yetkilisine bildirilmesine rağmen sorunun çözülememesi nedeni ile gerçekleşen eksik veya ayıplı hizmet ya da tüketicinin boşa harcanan tatil zamanı için tur şirketinden uygun bir tazminat talep edebilir. Bu durumda maddi tazminat dışında ayrıca yasal koşulları oluştuğu takdirde manevi tazminat da istenebilir. Sözleşmeye aykırılığın bağımsız hizmet sağlayıcılarının davranışlarından kaynaklanması halinde de, tur düzenleyicisi tüketicinin (katılımcının) bu nedenle uğradığı maddi ve manevi zararlardan sorumlu olur. Paket tur şirketinin Türkiye’de temsilcisinin bulunmadığı hâllerde paket tur aracısı paket tur düzenleyicisi gibi sorumlu olur....
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirket aracılığıyla 29/08/2016 tarihinde 909655 rezervasyon numarası ile "Budva Turu-Kurban Bayramı" tanımlı 13/09/2016- 17/09/2016 tarihleri arasında geçerli 4 gecelik aile paketi tur programı satın aldığını, paket tur karşılığında 1.807,00 Euro (6.089,23 TL) ödeme yaptığını, davalı şirket tarafından reklam ve tanıtımı yapılan tur içeriği ile fiilen verilen paketin farklı çıktığını, davacının paket tur programını kendisi, eşi ve 6 yaşındaki çocuğu için satın aldığını ancak pansiyon niteliğindeki Nadezda Hotel'in bu tarz hizmetleri vermediğini ifade ederek müvekkillerine akşam yemeğini vermediğini belirterek müvekkillerine verilen hizmetin ayıplı olduğunu bu nedenle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla fatura bedeli olan 1.000,00 TL, Davacı T1 için 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi, Davacı T3 ve küçük Demir Demiröz için 5.000,00 TL'şer manevi tazminatının davalı şirketten 13/09/2016 tarihinden itibaren...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda dava şartları oluşmadığından davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece hatalı hukuki değerlendirmeler neticesinde ve yazılı gerekçelerle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, eser sözleşmesi niteliğinde video çekiminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Dava, ayıplı hizmet nedeni ile tüketici konumundaki davacının davalının sunduğu ayıplı hizmet nedeniyle maddi ve manevi zararın tahsili talebine ilişkindir. 6502 s.y.nın ayıplı hizmet 13.m.sinde " (1) Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. (2) Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır." şeklinde düzenlenmiştir....
Mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının taahhüt ettiği hizmetin ayıplı hizmet kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu bakımdan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunundan kaynaklanan ayıplı hizmet nedeniyle sorumluluk şartlarının oluşmadığı, davalı tarafın uçuşun gecikmesinden kaynaklanan kusurunun bulunmadığı, gecikmenin tamamen uçuş kapısı değişikliğinden ileri geldiği, Sivil Havacılık Yönetmeliğince davalı şirketin gecikmeden kaynaklı kusursuz sorumlu olarak sadece makul ölçüde sıcak ve soğuk içecek servisi yükümlülüğü olduğu, zararın karşılanması yönünde maddi veya manevi tazmini gerektiren bir sorumluluğunun düzenlenmediği, davalının hizmeti haksız fiil kapsamında değerlendirilemediğinden 6098 Sayılı TBK 49 maddesinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı tazminat yükümlülüğünün doğmadığı, kusursuz sorumluluk halinin de bulunmadığı, ayrıca davacının annesi ve kendisi adına ayrı ayrı 15.000TL tazminat talebinde bulunmuş olup davacının davada davacı sıfatıyla...
Maddesi kapsamına verilen hizmetin ayıplı olmadığı ve buna bağlı olarak 6502 sy. 14. Maddesi gereğince davacının maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, ayrıca alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla davacıların tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....